English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bana gel

Bana gel translate English

2,965 parallel translation
Bana gel. "
Come to me "?
Akşam bana gel.
Come over later.
Artık bana gel.
Come to me now.
Tanrım, bu tarafa gel, bana gel.
My god, come over here, come to me.
Bana gel seni zengin yapayım.
Come with me, I'll make you rich.
Hadi, bana gel tatlı şey...
Come to me, sweetie.
Bana gel de bir kadeh bir şey içelim.
Come to my house for a drink.
Elinde gerçek bir şey olursa bana gel.
Come back to me when you've got something real.
Uykumda bana gel.
Come to me in a dream.
Bana gel diye seslenmedin mi?
Didn't you hear me coming in?
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa bana gel, olur mu Nick?
You need anything, you come to me, ok, Nick?
Evinde annenle, babanla, sabah 3'te, ne zaman olursa, bana gel kanepede uyu, odamda uyu, nasıl istersen.
Any time things at home with your mum, with your dad, 3am, whenever, you just come to my place, sleep on the sofa, sleep in my room, whatever you like.
- Okuldan sonra bana gel birbirimize yulaf maskesi yaparız Project Runway'i seyredip, kampanya stratejisinden konuşuruz... -... ve sıfır kalorili ahududulu kabak turtamdan yeriz.
So what do you say you come to my place after school and, uh, we'll give each other oatmeal facials and... and watch Project Runway and, you know, talk campaign strategy while, uh, sampling some of my zero-cal
Bana gel...
Come to me..
Bana gel.
Come to me..
- Bana gel!
- Dead to me!
Gelmeye çalıştığım yer şu, Tate, Violet'in başı gerçekten dertteyse lütfen direk bana gel.
What I'm getting at, Tate, is if Violet is in trouble, real trouble, please come to me right away.
Yavaşça bana doğru gel.
Walk towards me, slowly.
Çok güzel, sana dediğimden 2 kat fazla 500 doların olunca gel bana eğlenelim
Well, you're a real go-getter baby. That's twice as long as I told you. All right do this for me.
O zaman sen de gel benlen beraber hem destek olursun bazı laflarla bana.
Then why don't you come too and you can help me out with some words.
Bana yaptıklarını söylediler. Paramı bile aldılar. Hadi gel!
Whoever leaked this was out to destroy me.
Gel bana.
Come to me.
Bana ne kadar itici gelirsen gel aramızdaki biyolojik bağı inkâr edemeyiz. Seni kendime diğer herkesten daha yakın hissetmemi sağlayan da bu bağ neticede.
No matter how repulsed by you I am, you can't deny our biological bond makes you closer to me than anyone else on earth.
Eddie, bana güzel haberlerle gel!
Eddie, gimme some good news.
Gel ve bana yardım et.
Come and help me.
Gel benimle. Göster bana.
Come with me, and show me, right now.
Buraya gel ve bana tercüme et.
Get out there and translate for me.
bana doğru gel!
Come here to me!
Gel, yaslan bana.
Here. Lean on me.
Zaten bana daha az bağımlı olman gerekiyor. Hadi gel.
You gotta be less dependent on me anyway.
Gel, sarıl bakayım bana.
Come here. Come give me a hug.
"Gel ve bana sihirinle sıkıca sarıl!"
Embrace me tight with yourwizardly hugs
Rüyalarımda bana musallat ol! Her gece farklı gel!
In my dreams you haunt me every night differently
- Gel bir de bana sor.
Tell me about it.
Portekiz'e gel ya da bana bir işaret ver. Seni almaya geleyim.
Please come to Portugal, or give me a sign and I'll come to get you.
Şimdi bana oda sıcaklığında bi'su ayarla ve buraya gel.
Now get me room temperature water and come over here.
Sadece benimle gel ve bana lokantada anlattığını onlara da anlat.
Just come with me and talk about the numbers that way you did in the Pancake House.
Gel buraya çabuk. Telefonu ver bana. Yetkilileri arayayım ben de.
Here, quick, give me your phone so I can call the authorities.
İki süslü midillinin * bana serenat yapmasından daha çok hoşuma gidecek başka bir şey olmasa da, galiba bayan şarkıları söylemek yerine... -... Blaine için "jöle müdahalesi" ile daha başarılı olurum.
While there's nothing I'd love more than having two Pretty Ponies serenade me, I think we'd get further staging a "gel-ervention" for Blaine than singing lady music.
Ağabey, gel bana yardım et!
Brother, hurry up!
Beni gel de bana şunu açıkla nasıl oluyor da, cinayet mahalinde bulduğumuz şişede senin parmak izlerin oluyor? Açıkla bunu bana.
How about you explain to me how your fingerprints got on a bottle of whiskey that I found at the crime scene?
Hayır, tünelin sonunda ölü büyük babamı görüyorum bana "ışığa doğru gel" diyor.
No. I keep seeing my dead grandfather at the end of the tunnel, saying "Come toward the light."
Bana doğru gel!
Move towards me!
Bana doğru gel!
Move towards me.
Muz-jöle, hem yumuşak hem vıcık vıcık hem de tadı falan yok.
The gel-bana was soft and squishy. And it had no taste.
Jel-muz.
Gel-bana...
Sen, buraya gel ve bana yardım et.
You, come here and help me.
- Bu akşam yemeğe gel. - Bana yemek mi ısmarlayacaksın?
Dinner on me tonight
Bana güzel haberlerle gel, bebeğim.
Give me some good news, baby.
İçeri gel ve söyle bana.
- Okay. And you come it and tell me.
Gel bana, çekingen melek
♪ Come to me, strange angel

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]