English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bağışlayın

Bağışlayın translate English

3,988 parallel translation
'Beni bağışlayın, ama sanırım izin gününüzdü?
'Forgive me, but I thoughtthis was your day off?
Bağışlayın, Majesteleri.
Forgive me, Your Majesty.
Lütfen beni bağışlayın.
Please forgive me.
Fakat yakında alışırım, lütfen bağışlayın.
But I'll try hard to get used to this so please understand me.
Akıl mı kaldı bende? Bağışlayın.
I couldn't think of that, forgive me.
Hünkâr'ım bağışlayın.
Forgive me, Your Majesty.
Tutamadım kendimi, kusurumu bağışlayın.
I couldn't help myself.
[Sümbül] Sultan'ım bağışlayın.
My Sultan, excuse me.
Merakımı bağışlayın. Mühim bir şey yok ya?
Is it something important?
Papa Hazretleri, bağışlayın beni.
Forgive me, Your Holiness.
Bağışlayın Hünkâr'ım, geldiğinizi görmedim.
Forgive me, Your Majesty. I didn't see you coming.
[Gülfem] Haddimi aştım, bağışlayın.
I have crossed the line. Please forgive me.
Uzun sürmeyecek. Bu yüzden nezaketsiz davranışım için beni bağışlayın.
It will not take long, so forgive me for the lack of courtesy.
Dede. Lütfen beni bağışlayın.
Grandfather, I'm so sorry.
Efendim, lütfen beni bağışlayın!
Please punish me.
Bağışlayın.
Please forgive me.
Enver Sedat size, bağışlayın benim değil onun sözleri "Deli İmam" diye hitap edermiş.
.. Sadat of Egypt he calls you Imam, forgive me, his words not mine : A lunatic.
Bağışlayın.
Forgive me.
Bağışlayın, hanımefendi.
My apologies, madam.
Sorduğum için bağışlayın ama sizin gibi bir hanımefendi burada ne arıyor?
Forgive me for asking, but, um what does a lady like you want here?
Bağışlayın, onu söylemeyi unuttum.
Sorry, I forgot to say that.
Bizi bağışlayın ve bırakın şu işi yapıp kurtulalım..
Forgive us. And let us get it over with.
Tamam... - Peder, beni bağışlayın, günah işledim.
So, forgive me, Father, for I have sinned.
Bağışlayın efendim ama evli bir kadına miras kalması pek alışıldık bir durum değil.
If you'll forgive me, sir... it is unusual for an estate to be left solely to a married woman.
Evlilikteki herhangi bir yakışıksız bağışlayın beni ithamlardan kaçınmak için.
To avoid any suggestion of... forgive me, impropriety in the relationship.
Saygısızlığım için beni bağışlayın.
Forgive me for my disrespect.
Bağışlayın beni, Yüce Sezar ama sanırım bir fikrim var.
Forgive me, O Great Caesar, but I might have an idea.
- Bağışlayın onu.
- Forgive him, he's young.
Bağışlayın beni Teğmenim.
Forgive me, sir.
- Bağışlayın.
- Forgive us.
- Bir hata işledim, bağışlayın.
My mistake, forgive me.
Derin üzüntünüze burnumu sokmaya hakkım yok Bayan Peaceful ve söyleyeceklerim biraz nezaketsiz görünürse lütfen beni bağışlayın.
I have no wish to intrude upon your grief, Mrs Peaceful, and forgive me if this seems a little indelicate.
Bağışlayın, hiçbir şey efendim.
Pardon, nothing, sir.
Lütfen, efendim, canımı bağışlayın.
Please, sir, spare my life.
Lütfen beni bağışlayın!
Please forgive me!
Daha önce ona eşek dediğimiz için bağışlayın ama lütfen onu bize satın.
And forgive us for calling it a donkey before. But please sell it to us.
Lütfen bağışlayın.
Please, forgive me.
Bağışlayın, sizi resmi olarak tanıştırmadım.
Excuse me, I--I didn't introduce you formally.
Sorduğum için bağışlayın ama prensesimiz olmadan, bizi kim yönetecek?
Pardon me for asking, but without a princess, who's going to lead us?
Sizi daha önceden tanıyamadığım için beni bağışlayınız.
Excuse me for not recognizing you before.
Eğer bir kuzey barbarıyla bir orman savaşında baş edemezsem beni bağışlayın.
Excuse me if I don't consider a north country barbarian an expert at jungle warfare.
Lütfen benim coşkumu bağışlayın.
Kindly pardon my exuberance.
Ama yanlış anlamayın BM kadar bagışlayıcı degil.
But get it wrong and its not as forgiving as the BM.
Bağışlayın, Hünkâr'ım.
Forgive me, Your Majesty.
Kulunuzu bağışlayın.
Please forgive your servant.
Bağışlayın beni.
I apologise.
Amma da bağışlayıcıymışsın.
That's very magnanimous.
Tanrı'nın senin için yaptıklarını ve ruhuna olan yüce bağışlayıcılığını anla!
You must understand what the Lord has done for you and how he has supreme mercy on your soul!
Aşkın en çok mutluluk ve bağışlayıcılıkla...
It's weird to be the designated driver at your own buck's night.
Bağışlayıcı prensesiniz olarak, şu an burada geçmişte bana kötü davranan herkesin idamını emrediyorum.
As your merciful princess, I hereby decree that everyone who was ever mean to me shall be executed. What?
Karşılığını ödeyemeyeceğim teveccühün ve bağışlayıcılığın...
Your kindness, which I can't repay, and your forgiveness...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]