English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bağışlayın beni

Bağışlayın beni translate English

1,344 parallel translation
Bağışlayın beni. Güzel bayanların arasında kendimi kaybettim.
Forgive me. I lose my head in the company of beautiful women.
Bağışlayın beni.
Forgive me.
Evet, evet, evet. Bağışlayın. Bağışlayın beni.
Yes, yes, yes, forgive me, forgive me.
Oh, lütfen, bağışlayın beni.
Oh, please, forgive me.
Özür dilerim, bağışlayın beni.
I'm sorry, pardon me
Bağışlayın beni Saygıdeğer Jorge.
Forgive me, Venerable Jorge.
Bağışlayın beni!
Forgive me!
Bağışlayın beni efendim ama size karşı gelmek durumundayım.
Forgive me, sir, but I must contradict you. Your work is here! Sir!
Bağışlayın beni ama bu konuda çok hassasım.
Forgive me, but I have very strong feelings on this subject.
Bağışlayın beni.
Excuse me.
Bağışlayın beni lord hazretleri,... Pigonou günah çıkarmak istiyor.
I beg your pardon, Your Lordship, but Pigonou asks for Dom Pompero.
Bağışlayın beni bayan.
Pray forgive me, ma'am.
Bağışlayın beni, bayan Stubbs.
I'M SORRY, MRS. STUBBS.
Beni bağışlayın. Fakat bu şarkı beni Warşova'ya götürdü.
Forgive me, but just hearing that song took me back to Warsaw.
Beni bağışlayın.
Forgive me.
Sizi küçük bir not iletmek üzere çağırdığım için beni bağışlayın.
Forgive me for calling you on short notice.
Beni bağışlayın, anneniz öldü mü?
Forgive me, your mother has passed on?
Bayanlar, beni bağışlayın Yankee misafirperverliğimi unutuyorum.
Ladies, forgive me. I'm forgetting my Yankee hospitality.
Elimden ikram ettiğim için beni bağışlayın...
Sorry I have to do it from the hand...
Geciktiğim için beni bağışlayın.
Forgive me for being late.
Beni bağışlayın beyler, bugün sesim iyi değil.
Will you excuse me, gentlemen, I have no voice today.
lütfen, beni bağışlayın.
Please forgive me.
Üstün ve kusursuz yeteneklerinizden şüphe ettiğim için beni bağışlayın, Bay Holmes.
Please forgive me Mr. Holmes for ever doubting your outstanding, your brilliant qualities.
Baştan söylemediğim için bağışlayın ama aradığımız şu burnun da beni olan adam var ya üstün de ne olduğu değil için de ne olduğu bu da az ipucu değil.
Did I bother to disclose, this man with a mole on his nose I'm not sure of anything else, except he's Chinese, a big clue by itself.
Beni bağışlayın...
If you'll excuse me...
Lütfen, beni bağışlayın!
Please, please forgive me.
Beni bağışlayın!
Forgive me...
Beni bağışlayın!
Excuse me!
Beni bağışlayın ama bir tür mücadele içindeymişsiniz gibi görünüyor.
Forgive me, but it seems to me you're in a muddle.
Beni bağışlayın, Bay Holmes.
Oh, spare me, Mr. Holmes. Spare me.
Beni bağışlayın, bir süre dinlenmem gerek.
Now forgive me, I have to rest for a while.
- Beni bağışlayın ama gitmem ge...
- Forgive me, but I have to...
Beni bağışlayın, unuttum.
Sorry, I forgot.
- Beni bağışlayın.
- You forgive me.
Beni şimdiden bağışlayın.
Forgive me, even now.
"Beni şimdiden bağışlayın." diyor.
"Forgive me, even now"...
Oh, beni bağışlayın "O Sheik Achmed Rhoades."
Oh, forgive me, O Sheik Achmed Rhoades.
- Evet, son derece ciddi. - Beni bağışlayın.
- Yes, awfully serious.
Hmm, beni bağışlayın.
Hmm, excuse me.
Kralım, beni bağışlayın.
King, please forgive me.
Sizi bu şekilde rahatsız ettiğim için beni bağışlayın.
I am most terribly sorry to inconvenience you in this way.
Çok üzgünüm, lütfen beni bağışlayın.
Please don't say anymore
Beni bağışlayın ama çalışmak isteyen pek çok insandan...
Forgive me, but I get many letters from people asking...
Benim adım Anna.Beni bağışlayın, sizinle müzede buluşamadım.
My name is Anna. Forgive me I couldn't collect you in the museum
Beni cezalandırın, ama çocuğumun babasının canını bağışlayın!
Punish me, but spare the father of my child! He's innocent!
sizi öldürürsem beni bağışlayın efendim. hadi sadece beni izle.
Roll it, roll it.
Geciktiğim için beni bağışlayın.Barbara'nın cenazesinden buraya geldim.
Excuse the delay. I had just come from the funeral one of the Pipe.
Şey gibi... beni bağışlayın...
Like, you'll forgive me.
Bir cinayeti araştırıyorsam, efendim, beni bağışlayın, ve bu bardakları araştırmam gerekiyorsa, şey, bu durumda bu iki bardağı ilginç bulmam gerekir.
If I'm on a homicide case, sir, forgive me, and I had to work with these glasses, well, then I have to find these two glasses interesting.
Beni bağışlayın!
Forgive me! - He's dead!
Beni bağışlayın Peder, bir günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]