English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Başaramazsın

Başaramazsın translate English

411 parallel translation
Biraz gözün açık olmadan bir şey başaramazsın.
Nobody gets ahead fast when they play the game on the level.
Başaramazsın!
You can't make it!
Bu deneyin tüm harcamaları üzerine bahse girerim ki bunu başaramazsın.
I'd bet you all the expenses of the experiment you can't do it.
- Zaten başaramazsın.
- You never make it anyhow.
Bu çaresizliğinle, ülkeni kurtarmayı başaramazsın.
You can't afford to make yourself that vulnerable, not when you're out trying to save your country.
Herkes " Başaramazsın.
"Everyone said," You can't make it.
Başaramazsın bile.
You can't even get off the ground.
Dediğin gibi, Jesse, benim gibi kör bir adamla asla başaramazsın.
Like you said, Jesse, you'd never get through with me, a blind man.
Asla başaramazsın.
You'd never get away with it.
Başaramazsın Rico.
You can't make it, Rico. You can't make it!
Asla başaramazsın, Webb.
You'll never make it, Webb!
Yarın onbaşılık için başvuracağım. Başaramazsın.
I'm putting in for corporal tomorrow.
- Yani başaramazsınız diyorsun.
So you say it can't be done.
Gidecek bir yerin olsa bile, bunu başaramazsın.
Even if you had a place to go, you couldn't make it.
Beni bırak Teğmen. Asla başaramazsın.
Maybe you shouldn't, Lieutenant.
Siz başaramazsınız...
This, newspapers.
Kaslarını dinlendirmek için, biraz hareket etmen lâzım yoksa başaramazsın. Başaramayacaksın.
You need it to move a bit, to rest your muscles, or else you'll never make it.
Asla başaramazsın.
You'll never make it.
Üstelik ben katılırsam başaramazsınız.
Besides, if I went in on it, you'd be licked.
Asla başaramazsın.
You'll never do it.
Ben varken başaramazsın.
You can't make it with me.
- Asla başaramazsın.
- You'd never make it.
- Asla başaramazsın.
You can never pull it off.
Geri dön, Thompson, asla başaramazsın!
Come back, Thompson, you'll never make it!
İnanın bana asla başaramazsınız.
You'll never make it, believe me.
Limanda asla başaramazsınız.
You'll never make it down to the harbour.
Hırslısın ve bu olmadan başaramazsın.
You must have ambition, and you can't succeed without that.
Sen 10 millik gökdelenler inşa ediyor olacaksın, asla vaktinde inmeyi başaramazsın.
You'll be building skyscrapers 10 miles high... you'll never be able to get down in time.
- Başaramazsın.
You can't do it.
Başaramazsın.
You cannot succeed.
- Başaramazsınız.
- You won't succeed.
Fabio, bunu başaramazsın.
Fabio, you'll never do it.
Çıldırma. Çıldırarak hiçbir şeyi başaramazsın.
You're not going to achieve anything by going mad.
Sen bunu başaramazsın.
You couldn't do it.
Tek başına başaramazsın.
You can't make it alone.
Bence başaramazsın.
I say you can't make it.
Başaramazsın.
You won't succeed.
Başaramazsın!
You won't succeed!
Her seferinde başaramazsınız.
You can't succeed in every one.
Tek başına başaramazsın.
You can't do it alone.
İsteklerini karşılayamaz ya da büyük işler başaramazsın.
You're not capable of acting on an impulse or doing great things.
Dikkatli olmazsan başaramazsın.
If you don't take care, you will fail.
Burada birşey başaramazsın.
You can't accomplish anything here.
Bak, başaramazsın.
Oh, Jeff, now look. Jeff, you can't win this thing.
Başaramazsın.
You can't win.
Başaramazsın.
You ain't gonna make it.
Yaşamda değeri olan hiçbir şeyi... risk almadan başaramazsın.
In life, you never find anything worthwhile if you don't
Sana başaramazsın diyorum.
You can't, I tell you.
- Bunu başaramazsın.
- You're not fit.
Teğmen, başaramazsınız.
( over megaphone ) :
Zaten başaramazsınız.
It looks good on you, too. - What are you doing there?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]