Başarı translate English
48,857 parallel translation
Ama asla gerçekten başarıya ulaşmadı.
But it never really came to anything.
Okulda başarılı olmak istiyorsun, değil mi Chloe?
You wanna do well in school, right, chloe?
Birinci sınıfta başarılı olamazsan özel okula gidemezsin.
If you don't excel in first grade, you won't get into private school.
Bak, seni başarılı yapan şeylerden biri hiçbir detayı atlamaman.
Look, one of the things that makes you so successful Is that you're able to see every hiccup.
Geçen sene düzenlediğimiz "Ölmüş Ünlüler" temalı Yarışma Gecesi'nin emsalsiz başarısını göz önüne alıp bir başka kostüm partisi tertip etmeye karar verdik.
Now, given the unprecedented success of last year's trivia night With the theme "dead celebrities," We've decided to come back again with yet another costume gala,
Celeste başarılı bir avukat.
Celeste- - she is an accomplished attorney,
Büyük başarı demek?
Big time?
Aynen ve biraz da küçük başarı.
Yeah, and some small time.
Birisi incelikli bir tarzda seni toplamaya çalışmış ölü kız ve başarısız olmuş.
Somebody tried to raise you with refined manners, dead girl, and failed.
Hayatlarını başarı dolu sesi haline getirdin.
You made their lives sound full of achievement.
Başarımlarım nasıl kaydedildi? Benim için büyük ilgi.
How my achievements are memorialized by you is of great interest to me.
Biliyor musun, sana rağmen başarılı oldum anne.
You know, I succeeded in spite of you, Mother.
Başarısız.
Fail.
Muhteşem başarısız ol
Fail spectacularly.
Evet, çünkü başarısız olduğunuzda öğrenirsiniz.
Yes, because when you fail, you learn.
Başarısın, yaşarsın.
When you fail, you live.
" En başarılılardan biri üzerinde
"over one of the most successful"
Başarımın sırrını öğrenmek ister misin?
You wanna know the secret of my success?
Başarılı olamadım.
I'm not successful.
Makineniz, ölümden sonra bedeni terk eden beyin dalgalarını atom altı düzeyde yakalamayı başarıyor.
Your machine was able to capture brain wavelengths on a subatomic level, leaving the body after death.
Madem harikaydım, neden arkadaşlarına cihazdan bahsettin ve özellikle de neden başarısız olduğunu söyledin?
If I've been wonderful, then why are you telling your peers about the device, and particularly... why are you saying it failed?
Bence pornoda başarılı olamazsanız hiçbir şeyde başarılı olamazsınız.
I feel like if you can't succeed in porn, you kind of can't succeed anywhere.
Porno sektöründe başarısız olmak çok zor ama herkes öyle gibi.
It's pretty hard to fail out of porn, but it seems like everybody does it.
Beynimin pelte gibi olduğunu hissettim çünkü sektörde en başarılı porno yıldızı olmak kolay çünkü tek yapmam gereken birkaç basit direktifi uygulamaktı.
And I feel like my brain was starting to go to mush because it was so easy to be the most successful porn star in the business because all I had to do was follow some really basic instructions.
Yaptığı işte başarılıydı, bana iyi bakıyordu. Adama bir garezim falan yoktu.
I mean, he was successful in what he did and he was a great provider, and again, I have nothing against the guy whatsoever.
Ama önce kendi bölümümüzü bitirmezsek ödevde tamamen başarısız olabiliriz.
Except if we don't finish our part first, we could fail the whole assignment.
Evet, başarılı da oluyor.
Attempting and achieving.
Bize bir başarı hikâyesi lazım.
We need a success story.
Elbette bunu dinliyorsanız başarısız olmuşum demektir.
Of course, if you're listening to this, I failed.
Ya da o başarısız olmuştur ve kaderim çizilmiştir.
Or he failed, and my fate is sealed.
Yine de bugün bizi bir durdurdular mı yukarıdaki İngiliz askerlerini aşıp valiyi beni alt ederlerse bütün bu başarılarının ardından şu son kapıyı da kırdılar mı kazandıkları şey yenilgi olacak.
But if somehow... they are able to prevail today against us... fight their way through the British soldiers above, through the governor, through me... I will ensure that at the end of it all, when they walk through this final door, there is defeat awaiting them.
Başarısızlık.
The failure.
Cezanın hafifletilmesi konusunda sayın yargıç bağlantıya geçtiği yetkililerden başarıyla sakladığı bir durumu Jordan lehine düşünmenizi rica ediyorum.
In mitigation, Your Honour, I would ask you consider the side of jordan that he hides, very successfully, from any figure of authority he comes into contact with.
Bu yüzden kariyerimi hiçe sayarak tek bir çocuğu bile başarısız görmedim.
Which is why I've never written any kid off, no matter how challenging in my entire career.
Kurtarıcılar'ı ortadan kaldıracağınıza yeminler etmiştiniz ama başarısız oldunuz.
You people swore you could take the Saviors out. And you failed.
Başarısız projeni aramak için birkaç saatliğine yakın çevreyi kolaçan etmeye çıktık. Başından kıçına kadar aradık âdeta.
We went out looking for your little failed project for a few hours, just around the perimeter... tip to taint, as it were... right about the time I had you thrown in here, and when I got back,
Uzun lafın kısası, ya bu sınavda başarılı olursunuz ya da ölürsünüz.
Bottom-lining it... You may thrive, or you may die.
Rick, sanırım burada bir şeyler başarıyorum.
Rick, I-I-I think I'm breaking through to something here.
Başarıyı böyle ölçtüğümüzü bilmiyordum.
I didn't know that's how we measured success.
Başarılı olduklarında mevcudiyetinizle bizi yeniden onurlandıracaksınız.
Once they succeed, you will again honor us with your presence.
Başarılı bir geceydi bence.
And I feel like it went really well.
Nassau'yu almayı başarırsak herkesin gözündeki bağı çözersek İngiltere'nin kalıcı olmadığını ifşa edersek bütün Yeni Dünya boyunca tutuşacak devrim ateşini yakarsak o zaman mümkündür.
If we were able to take Nassau, if we are able to expose the illusion that England is not inevitable, if we are able to incite a revolt that spreads across the New World... then, yeah...
İşgalimiz başarısız oldu.
Our invasion failed.
Geçen gün körfezdeki çıkartmayı başarısızlığa uğratan muhbirlerinin adını vermemekte direttin.
The other day, you refused to name the source you used to undermine the pirate invasion of the bay... as a matter of principle.
Silver'la adamlarını pusuda bekleyen askerlerin başarıya ulaştı mı?
Your men lying in wait for Silver and his men, were they successful?
Kendi kendini başarısız biriymiş gibi kandırmış.
He believed himself to be a failure.
- Kendini başarısızmış gibi algılamış.
- He believed himself to be a failure.
İşinde başarısız olmuş.
He failed at his job.
Ben size başarı da, Budizm de öğretmede yardımcı oldum.
I'm helping you to make merit and learn Buddhism.
Kalıbımı basarım ki hâlâ dinlemenin nedenlerinden biri, şunu öğrenmek istemen : Diğerleri kim?
See, I can guarantee... that one of the reasons you're still listening is that you really want to know... who are the others?
- Kolumu indirdiğim an gaza basarız.
- I'll bring my arm down, and we go. - Yes.
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarısız oldum 33
başarısız oldu 30
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başarılar 28
başarılı 32
başarısız oldum 33
başarısız oldu 30
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başaramayacaksın 18
başarmışsın 17
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başaramayacaksın 18
başarmışsın 17