English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Ben michael

Ben michael translate English

1,381 parallel translation
Ben Michael Gosselyn.
I'm Michael Gosselyn.
Ben Michael Caine'im, seni alçak herif.
L " m Michael Caine, you bastard.
Vali Bush, ben Michael Moore.
Governor Bush, it's Michael Moore.
Sayın Kongre üyeleri, ben Michael Moore. Size Amerika Vatanseverlik Yasası'nı okuyacağım.
Members of Congress, this is Michael Moore I would like to read you the U.S.A. Patriot Act.
Sayın Kongre üyesi, ben Michael Moore.
Congressman, I'm Michael Moore. - Hey, Michael.
Sayın Kongre üyesi, ben Michael Moore.
Congressman? Michael Moore.
Ben Michael Lundberg, Binbaşıyım.
I am Michael Lundberg, and I'm a major.
Ben Michael Gallagher.
Here è Michael Gallagher.
Tobias, ben Michael.
Hey, Tobias, it's Michael.
- Tobias, ben Michael.
- Hey, Tobias, it's Michael.
Ben Michael.
Are you, uh... Hi.
Ben Michael Bluth'um.
Yeah. I'm Michael Bluth. Okay?
Ben Michael Bluth'um.
Yeah. I'm Michael Bluth.
- Ben Michael Bluth.
- I'm Michael Bluth.
Ben Michael.
It's Michael.
Benim ilişkilerim zaten halkla bir oldu. Ben Michael Bluth.
My relations are already a little too public.
Ben Brian'ın arkadaşıyım.
I'M MICHAEL. I'M BRIAN'S FRIEND.
Ben, Michael'ımı görmeden bir gün geçirsem enkaza dönerim.
ME, I GO A DAY WITHOUT SEEING MY MICHAEL, I'M A WRECK.
- Michael, ben iyi görünmek için özgür olmanı istemedim.
- Michael, I didn ’ t let you off the hook to be nice.
Michael, Eğer sen, ilgileneceksen, ben sadece, diğerine bakması için iki bebek dünyaya getireceğim
Michael, If you get involved, I ’ m just gonna have two babies to take care of instead of one
evet, Michael söyledi, bu yüzden ben de özür dilerim. Sende mi?
Yeah, Michael told me, and just so you know I'm sorry too.
Ben odadaydım, Michael geldi çok üzgündü.
So, I was in the den, and Michael came over all upset.
Ve ben herkesin Michael Kelso'nun bana çıkma teklif ettiğin bilmesini istiyorum, ve ben onun cazibesine karşı geldim, onu reddettim.
And I just wanna let everyone know that Michael Kelso asked me out, and I resisted his charms and turned him down.
Michael ve ben ayrı yaşamaya başladık.
Michael and I lead separate lives.
Ben küçük Michael Bluebottle.
I am little Michael Bluebottle.
Ben Micheal Moore.
Congressman Doolittle, Michael Moore.
Michael, hayır.Ya ben yanılıyorsam?
Michael, no. What if I'm wrong?
Ben de Michael Jackson'un burnunu oymaya devam ettiğine inanmak istemiyorum.
I don't wanna believe Michael Jackson keeps carving up his nose.
- Salaksın. - Ben niye salak oluyorum? - Niye mi salak oluyorsun?
We offer you the soul of your son Michael, a devoted husband, loving father, and brave soldier and firefighter in service to his country and his community with our love, our respect, and our prayers.
- Michael Riley. Onu buraya ben getirdim.
Michael Reilly.
Ben Sheila'yı ayartayım, sen de Alison'ı.
I steal Sheila from Michael, you steal Alison from her fiancé.
Adım Sam Pollock ve ben Kuzey İrlanda'da Polis Denetçisi Bürosu başkanıyım.
- I am the director of Civic Defence police. - Michael, welcome back How is Patsy?
Ben Rory, bu da Michael,... ve kucağımızdaki hazineleri paylaşmaya geldik.
I'm Rory, this is Michael, and we come bearing treasure in our laps.
Ben dedektif Michael Norris.
I'm Detective Michael Norris of the LAPD.
- Michael, ben annen -
- Michael, it's your mother -
- Michael, ben annen -
- Michael, it's Mother -
Ben doğru olanı yaptım, Michael.
I did the right thing, Michael.
- Michael, ben sihir...
- Michael, I'm a magi...
Kimi geri istiyorsun, Michael? Ben mi?
Who are you asking back, Michael?
Ben George Michael. Kitty değil.
George Michael speaking, not Kitty.
Michael, dinle, şu övme işine dışarıda devam edebilir miyiz böylece ben de senin büyük finalinle beraber babamın mezarına girerim.
Michael, listen, can we move the eulogy outside... so I can time being lowered into Dad's grave with your big finish?
Ben suçsuz bir adamım Michael.
L-l-I'm an innocent man, Michael.
- Ben körüm, Michael.
- I'm blind, Michael.
- Ben söylerim, Michael.
- I'll tell them, Michael.
Ben hallederim bunu, Michael.
I'll handle this one, Michael.
- Michael... Yaptığım mal aşırmaktı, ve ben beyazım.
- Michael... it was shoplifting, and I'm white.
George Michael, ben her zaman senin yanındayım, anladın mı?
George Michael, um, I'm always there for you, okay?
Ben George Michael'dan bahsediyordum.
No, no. I was talking to George Michael.
Kusura bakmayın da ben hala Michael'ın sevilebilir olduğu kısımda kaldım.
Sorry. I'm still on the whole Michael being likable thing.
Ben bir ebeveynim en az Michael'ın oğluyla ilgilendiği kadar ben de kızımla ilgileniyorum.
- Oh, come on! I'm a parent. I care about my daughter every bit as much as Michael cares about his son.
Her neyse, ben de artık yalan söylemiyorum, Michael.
Anyway, I'm not lying anymore either, Michael.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]