Biliyordum zaten translate English
522 parallel translation
Biliyordum zaten, sizler...
I always knew you guys were...
Aferin sana. Biliyordum zaten.
I knew you'd deliver.
Bir gün kıracağını biliyordum zaten.
I knew you'd strike me one day.
Öyle olacağını biliyordum zaten.
I knew it would be
Aramızda bir sorun olmadığını biliyordum zaten.
I knew we have-a no trouble.
Bunu biliyordum zaten.
I've always known it. Really.
Aşçı olmadığını biliyordum zaten.
I always knew you weren't a cook.
Başka bir nedeni olduğunu biliyordum zaten.
I knew there was some other reason.
Açmadan içinde ne yazdığını biliyordum zaten.
I knew what was in that letter even before I opened it.
- Parry'nin suçlu olduğunu biliyordum zaten.
- I knew Parry was guilty, anyway, so...
- Biliyordum zaten.
─ I didn't think you would.
Biliyordum zaten. Bu vadi ve kalenin havadaki dalgaları toplayıp büyük bir anten görevi yapacağını biliyordum.
I knew it, the valley and the castle they're like a great dish collecting the waves from space.
- Bunu biliyordum zaten.
- I knew it all the time.
Ben onun orada olduğunu biliyordum zaten.
And I knew that she / it is not there.
Biliyordum zaten.
I knew it.
- Biliyordum zaten.
- So you told me. Yes, Nanny.
İsteyince çok zalim olabiliyorsun, bunu biliyordum zaten.
You can be cruel when you want, but I've always known that.
Hiç bir yeri soymadığını biliyordum zaten, seni numaracı.
I knew you never robbed any place, you faker.
Biliyordum zaten, yakalanırsak... cesaretini kaybederse, Vegas'taki adamdan söz edecekti.
I knew if we got caught, if he dropped his guts, he'd tell about that guy in Vegas.
- Güzergâhını neden değiştirdiğini biliyordum zaten.
- I knew why he changed his route.
Başaracağını hep biliyordum zaten.
I always knew you would.
Hatırlayacağını biliyordum zaten.
I just knew you'd come to understand!
Biliyordum zaten.
Of course, I knew all along.
- Biliyordum zaten.
I knew you would be.
Bana o harika yeni yaşantımızı anlatırken, bunun ne anlama geldiğini biliyordum zaten.
When you tell me about your great new life, I know what that means.
Baştan beri senin için hiç de kolay olmayacağını biliyordum zaten.
Well, I knew from the start you wasn't gonna have no easy time of it.
- İtalya'nın bir hayal olduğunu biliyordum zaten.
- I always knew Italy was a fiction.
Size güvenemeyeceğimi biliyordum zaten.
I took a long chance on all of you.
Biliyordum zaten.
I've been keepin'track myself.
Senin yerine onu atamam gerektiğini biliyordum zaten.
I knew I should've put him on the ticket instead of you.
Biliyordum zaten...
And I always knew...
Senin ülkene yardımcı olmak istediğini biliyordum zaten.
I knew you wanted to help your country.
Bana geleceğini biliyordum zaten, böylece önlemimi aldım.
I knew already you'll come to me, so I gotthem in advance.
Bu kadar iyi hissetmemin bir nedeni olduğunu biliyordum zaten.
I knew there was a reason I was feeling this good.
Önceden biliyordum zaten.
I knew it all along.
Normal biri olmadığını biliyordum zaten. Ve içinde büyük bir nefret taşıyorsun, değil mi?
I knew you are no ordinary man and you carry a lot of hate, right?
Onu öylece bırakamayacağını biliyordum zaten.
I knew she couldn't just drop him like that.
Biliyordum zaten, Sizin gibi "iyi görünümlü" kişilerin... merhametsiz kalpleri vardır
I've known already the so-called good guys... all have ruthless hearts
Ben zaten biliyordum.
Yeah, I know she is without you telling me.
Bu kısmı zaten ezbere biliyordum ama.
I knew that bit by heart anyway. - Here
Evli olduğunu zaten biliyordum.
All the time, I knew he was married.
Dua etme arzusunun zaten bir dua olduğunu çok iyi biliyordum... ve Tanrı benden daha fazlasını isteyemezdi.
I know very well that the desire to pray is already prayer, and that God couldn't ask for more.
Biliyordum zaten.
I knew it!
Zaten biliyordum.
I already knew that.
Yapayalnız kalacağımı zaten en başından biliyordum.
I knew quite well I would be horribly lonely
- Zaten biliyordum.
- I knew it before.
Ama bunu zaten biliyordum.
Of course I knew it anyway.
Zaten biliyordum.
I knew about it.
Seni burada bulacağımı, zaten biliyordum.
I was certain that would find you here.
Ayıp ettin, ben zaten başından beri biliyordum, Tekin Ağabeyimin Bakırbaş olduğunu.
I knew all along that Tekin was Copperhead
İtiraf etmeliyim, ki zaten bir sır değil bir zamanlar ben de burada yaşadım ve sorunlarını biliyordum.
I must tell you, and there's no secret about this I once lived in this town and I knew what problems there were
zaten 253
zaten biliyorum 27
zaten öyle 24
zaten biliyorsun 19
zaten geç kaldık 17
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
zaten biliyorum 27
zaten öyle 24
zaten biliyorsun 19
zaten geç kaldık 17
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyor musun al 19
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyor musun baba 17
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorum anne 31
biliyor musun al 19
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyor musun baba 17
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23