Biliyorsun ya translate English
1,163 parallel translation
Biliyorsun ya şu yakalanamaz meselesi.
You know, since you're... uncatchable.
- Evet, sen de biliyorsun ya.
- Yeah. You know that.
Fransızca biliyorsun ya işte!
You speak French!
Biliyorsun ya kızı.
You know, the girl.
- Artık neler yapabileceğini biliyorsun ya.
- Because now you know what he's capable of.
- Biliyorsun ya.
- You know.
Biliyorsun ya, Jill için.
You know,'cause of Jill.
Biliyorsun ya?
You know? Hmm?
- Biliyorsun ya.
- Well, you know.
Ne olmuş ona? Biliyorsun ya, Petis hep kötüydü, çalar, kavga eder.
Petis is always stealing and fighting.
İnsanların nasıl olduğunu biliyorsun ya anlarlarsa?
You know what people are like! What if they twig on?
Dinle, şu hanım var ya - Biliyorsun tek taraflı sevdiğim - Seninle konuşmak istiyor...
Listen, the woman I love - you know, one way - wants to talk to you...
Çünkü bir yığın yapıştırıcıya yetiştiğin zaman işte o en iyi arkadaşının yüzüdür. Ne yapılacağını biliyorsun!
'Cause when you reach over and put your hand into a pile of goo... that was your best friend's face, you'll know what to do!
- Haftaya Fransa'ya gideceğimi gayet iyi biliyorsun.
- You know I'm off to France next week.
Biliyorsun ben sayım olmadığı sürece aşağıya inmem, başıma gelenlerden sonra.
You know I never come down except for the counting', not after what happened to me.
Biliyorsun Anzio'ya ile inen birlik insani yardım birliğiydi.
You know, they were the first ones to land at Anzio. I'm telling you- -
- Evet, biliyorsun.
- Yeah, ya do.
Çünkü biliyorsun tatlım, seni hiç aldatmadım.ya sen?
Of course, honey, you know I would never deceive you.
Kalbim hakkında ne biliyorsun, ya da kendi acıların dışında ne biliyorsun?
What do you know of my heart, or anything but your own suffering?
Tabii, hayatta bir kere bunu yapmayı istedim ya... bir yolunu bulup işin tadını kaçırmayı biliyorsun Eddie.
It figures that the one time I want to do this you'd find a way to take the fun out of it.
Dougal, Tanrı'ya uyuyarak da şükredebilirsin, biliyorsun.
Dougal, you know you can praise God with sleep.
Süper ya! Nasıl yardım isteneceğini iyi biliyorsun!
Gee, you sure know how to ask for help!
Biliyorsun daha önce ilişkiden falan bahsediyorduk ya.
You know how we were talking before about relationships, and stuff.
Biliyorsun, seni hemen yukarıya çıkarmak ve seninle sevişmek istiyorum. Kim söyledi bunu?
You know, I have a sudden urge to take you upstairs and have sex with you- - Who said that?
Ne yapacaklarını biliyorsun, değil mi?
You know what they'll do, don't ya!
Beni kölen gibi görme sırlarımı biliyorsun diye, ya da annen yüzünden!
Do not think me your slave because you know my secrets or because of your mother!
Ya da biliyorsun, kariyerin için.
Or, you know... for your career.
- ¢ İ Seeevgi ¢ İ - ¢ İ Evlat, biliyorsun bu doğru ¢ İ
- ~ Lo-o-ove ~ - ~ Boy, ya know it's true ~
Biliyorsun, ben bazı fayans almak için Meksika'ya bir gezi planlama olmuştur Mobilya ve şeyler, ben Perşembe günü bırakacağım aslında duyuyorum.
You know, I've been planning a trip to Mexico to pick some tiles and furniture and stuff, I'm actually gonna leave on Thursday.
Sen ve Matt'i gördüm. Biliyorsun, er ya da geç o öpüsecek.
I saw you and Matt r You know, sooner or late she's going to get kissed.
Ya ne girip çıktığını biliyorsun, ya da bilen birilerini tanıyorsun.
Either you know what's coming in or you know somebody who knows.
Bunun anlamını biliyorsun, değil mi?
You know what that means, don't ya?
Ağırlık çalıştığımı biliyorsun.
I've been workin'out, ya know!
Er ya da geç bana bir anlaşma önerecekler bunu biliyorsun.
Now, sooner or later they're gonna get around to offering me a plea deal, and you know that.
Biliyorsun, en çoğunda ilk seneler sahi güzel ve aralarında iyi sex var. - Ya?
You know how most couples, the first few years it's really good and they have great sex and everything. - yeah?
Bir kızın kalbini yeniden nasıl kazanacağını iyi biliyorsun, değil mi?
Hey, you really know how to woo a girl back, don't ya?
Tabii ya, bunu zaten biliyorsun değil mi?
Oh, of course, you know that already, don't you?
Yaparım, ama... yine de Tanrı'ya dua etmelisin, biliyorsun değil mi?
I will, but you gotta pray to God, too, you know?
Pekala, sen neyle karşı karşıya olduğumuzu hepimizden iyi biliyorsun,... Daniel'in dediğini yapabilir miyiz?
Alright, you know what were up against better then anyone,... can we do what Daniel is talking about?
- Biliyorsun, Minya'ya aynaları toplatabiliriz.
You know, we could get Minya to round up the mirrors.
Biliyorsun arkadaşız ya ortak bir yanımız var sanıyor.
You know, we're friends. She thinks we got something in common.
Biliyorsun, er ya da geç...
You know, sooner or later...
Ben anatomik olarak doğruyum, biliyorsun.
I am anatomically correct, ya know.
Biliyorsun dostum, yani geçen iki haftada bu çevrede beş kişi saldırıya uğradı.
The last two weeks five people have been mugged here.
Bunu sen de biliyorsun! Bütün kanın aşağıya hücum ettiği için çevrendeki diğer insanları fark edemiyorsun.
I know all your blood is rushing down when you can't acknowledge another human being's presence.
Soukara'ya gideceğini nereden biliyorsun?
How do you know he'll be visiting Soukara?
Biliyorsun, aşağıya doğru dalış şekli ve yana doğru şu küçük sevimli kavisi. Evet, evet, evet.
You know, the way it dips down and has that cute little curve to the side.
Biliyorsun, eğer sen ve ben Atina'ya gidersek, orada birşeyler yapabiliriz.
You know, if you and I head to Athens, we could get some action going there.
Şu çekiciliği ile onun nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Ya know how he is with that charm of his.
Biliyorsun, filmlerde seks... cennet ya da cehennem ama asla ikisinin arasında bir yerde değil.
You know, sex in movies is... either hell or heaven but never between the two.
Ya sen, Sharkey iyi biliyorsun. Geleceğim senin ellerinde. İşe koyulalım.
And you, Sharkey... you know well.