Chuck translate English
11,268 parallel translation
Yok artık Chuck. Hayır.
Damn it, Chuck.
İçeri girelim Chuck.
Walking in, Chuck.
Şimdi, Chuck zaten şirketin ortağı.
- I get it. Look, Chuck is already an equity partner.
Şu an alacağın para konusunda da sevk ödemesi yapmıyoruz.
As for money for you now we don't do referral fees. Chuck will agree.
- Hemen Chuck'ın yanındaki.
- It's right next to Chuck's.
- Herkes çıkınca Chuck.
- When the room's clear, Chuck.
Affına sığınarak Chuck, firmaya yeni avukat alımımız yok.
All due respect to you, Chuck we are not taking in any new associates into the firm.
Harika olur Chuck.
That's great, Chuck.
Tabii benimle çalışmayı gerçekten istiyorsan! Öyle değil mi Chuck?
If working with me is what you really want, right, Chuck?
O aramayı yapıp silebilecek tek kişi sensin Chuck.
The only person who could have made that call and deleted it is you, Chuck.
Neden önüme taş koyuyorsun Chuck?
Why were you working against me, Chuck?
Git söyle de kıçını kaldırıp buraya gelsin.
- What, Chuck's outside? Tell him to pull that broomstick out of his ass and get in here.
Chuck'ın hukuk firmasında posta odasında çalışacağım. En azından başlangıç.
I'm gonna work at his law firm, like in the mailroom.
Chuck gelip kurtardı beni.
Chuck flew in and saved my ass.
Chuck mı?
Chuck?
Bunu bana Chuck yaptırmıyor.
Chuck's not making me do this.
Chuck'ın beni burada istememesinin büyük ilgisi var.
The fact that Chuck doesn't want me here has something to do with it.
Chuck için alışveriş listesi.
It's a shopping list for Chuck.
Chuck hasta bir adam.
Chuck's a sick man.
Chuck iyi ya.
Chuck's fine.
Chuck'ın çok büyük bir davası vardı ve burada pek zaman geçiremedik.
Chuck was in the middle of a big case. And we couldn't stay around.
Tekrar, kusura bakma ama Chuck kibirli şerefsizin tekidir.
- Again, all due respect Chuck's a stuck-up douche bag.
Chuck istemez ki.
- Chuck wouldn't like it.
Chuck'a laf düşmez.
- Chuck has no say in this.
Chuck Davis Main'e kimi işe alacaklarını söyleyemez.
And Chuck can't tell Davis and Main who to hire.
Demek Howard Chuck'a bakman için seni tuttu.
So Howard's got you looking after Chuck, huh? - Yeah.
Sahte reklam, narsist yaratıcının, kibirli, Chuck Lorre-vari bir laf kalabalığına dönüştürdüğü bir feragatname ile bitebilir.
Fake commercial may end with disclaimer gag which may descend into vain
Yaratıcı dengesiz olabilir.
Chuck Lorre-esque rant by narcissistic creator.
Ben Chuck Palmer, Modesto kenti soygun / cinayet bölümü.
This is Chuck Palmer with the city of Modesto Robbery / Homicide Division.
- Katılıyorum, Chuck.
- I do, Chuck.
Chuck, hiçbir zaman Frank Underwood'un hayranı olmadım.
Chuck, I've never been a big fan of Frank Underwood.
Tanrım, sana birkaç hareket göstermiştim. Bana Chuck Norris'lik taslayacağını bilmiyordum.
Jesus, I showed you a couple of moves didn't know you were gonna go Chuck Norris on me.
Chuck-o, ihtiyar dedene yardım et, olur mu?
Chuck-o, help your old pap, will you?
- Sanırım Chuck ( torna aynası ).
- Chuck, I think.
- Chuck ( torna aynası ).
- Chuck.
Sayın Skokie, ben Chuck Palmer, Modesto kenti soygun / cinayet bölümü. Üzerinde bir beden olan bir masa göreceksiniz.
Mr. Skokie, this is Chuck Palmer with the city of Modesto Robbery / Homicide Division.
Boyle Chuck Norris'e baglayacagini tahmin etmemistim.
Didn't know you were gonna go all Chuck Norris on me.
Of, harika ya.
Bye, Chuck. - Oh, man, this is so great.
Chuck.
Hey, Chuck.
Fırlatmaya hazır ol.
You get ready to chuck it.
Bu da Chuck'tan.
That was Chuck.
Chuck da.
And Chuck.
Çocuklar evlatlık olduğum için benimle dalga geçerken, uzun elbisesiyle ortaya çıkıp onlara bayat simit fırlatırdı.
When kids would make fun of me about being adopted, she used to come out in her muumuu and chuck stale bagels at'em.
Fırlat onları.
Chuck'em.
Komşulardan biri bizi aradı ve şahsın ilk adının Chuck olduğunu düşünüyoruz.
We do have a neighbor that has called in, and we believe that the husband's first name is Chuck.
Chuck, telefonu aç ki seninle konuşabilelim.
Chuck, please pick up the phone so we can talk.
- Bırak o zaman bizi Chuck.
- Then let us go, Chuck.
Kıpırdama Chuck.
Don't move, Chuck.
- Chuck.
- Chuck.
Taksimetre açık. Ne? Chuck mı bekliyor?
- The meter's running.
Chuck Albuquerque'de yaşıyor.
- Chuck's in Albuquerque.