Değil mi sam translate English
377 parallel translation
- Neler hissettiğimi biliyorsun, değil mi Sam?
- You know how I feel, don't you, Sam?
Bunu sen de hatırlıyorsun, değil mi Sam?
You remember that, too, don't you, Sam?
- Bana inanıyorsun, değil mi Sam?
- You believe me, don't you, Sam?
Ama Sam onu iyileştirdi. Öyle değil mi Sam?
Sam the healed.
Zevkin biraz değişmiş, değil mi Sam?
Your tastes have changed a little, haven't they, Sam?
Şu haline bak Sen hep kafasızın biriydin, değil mi Sam?
Never did have no brains, did you, Sam?
Değil mi Sam, ne söylemeye çalışıyorsun?
Isn't that what you're trying to say, Sam?
- Yaklaştın Koç. - Acele etmemem gerekirdi değil mi Sam? Ben.
Warm, Coach.
Bana ihtiyacın yok değil mi Sam?
You don't need me now, do you?
Gün içerisinde hoş bir mola oluyor, değil mi Sam?
Kind of a nice break in the day, isn't it?
Sam bunu asla yapmaz, değil mi Sam?
Sam would never do that. Would you, Sam?
Bay çürük diş kendine dikkat etsen iyi olur, değil mi Sam?
Mr Tooth Decay better watch out now, Sam.
- Hoş, genç biri, değil mi Sam?
- Nice enough young person, Sam?
Bir kıvılcım var, değil mi Sam?
There is a spark, isn't there, Sam?
Buraya geldiklerinden eminiz, değil mi Sam?
We sure get'em in here, don't we?
- Evet. - Güzel değil mi Sam?
- Isn't that nice, Sam?
Farklı odalarımız olması sorun teşkil etmez, değil mi?
You don't mind the separate rooms, do you, Sam?
- Likör içiyorsun değil mi, Sam?
- You drink liquor, Sam?
Biz de buna engel olacaktık, değil mi?
This is where we came in, isn't it, Sam?
- Sam bir yere gitmiyor, değil mi?
- Sam's not leaving, is he?
Sam, bana inanıyorsun, değil mi?
Sam, you believe me, don't you?
Bunu biliyordun öyle değil mi Sam?
You know.
Sam'in kanun kaçaklarına rağmen seni yalnız bırakması tuhaf değil mi?
Kind of unusual, ain't it? Old Sam leaving you here alone with them outlaws on the loose?
Sen Jubal Troop'un arkadaşısın değil mi?
Sam, you're a friend of Jubal Troop, ain't ya?
Biraz kilo vermişsin, değil mi Sam?
You lost a little weight, haven't you, Sam?
En önemli şey bir ödül koymak, öyle değil mi, Sam?
The most important thing is to post a reward, isn't it, Sam?
Sam, dostuz değil mi?
Hey, Sam, you're my buddy, right?
Köpeğin var, değil mi, Sam?
You have a dog, don't you, Sam?
Biz yetişkinlerin çocuklardan öğreneceği çok şey var, değil mi Pomeroy? - Biraz daha çay, Bay Pomeroy?
So vote for Sam L. Hilliard
Onu bulacağımızı düşünmüyorsun, değil mi, Sam.
You don't think we're going to find him, do you, Sam?
Herşeyden daha kötüsü yaralanmak görünüyor, değil mi, Sam.
That seems to hurt worse than anything, don't it, Sam?
O kadını Sam öldürmedi, değil mi, Mike?
Sam didn't kill that woman, did he, Mike?
- Şişko Sam'ın yerini deneyeceğiz, değil mi?
Why don't we try Fat Sam's place, anyway?
Sam Kung burada değil mi?
Sam Kung is not here!
Onların da haberi var, değil mi?
They know, don't they, Sam?
Sam, gerçekten bunu düşünmüyorsun, değil mi?
Sam, you're not actually thinking about it, are you?
Ama Sam bu işlerden elini eteğini çekmiş olanlar arasında düşündüğün ilk kişiydi değil mi?
But Sam was the first retired guy you thought of?
- Yani Gino, Sam'in çocuğu değil mi?
You mean that Gino's not Sam's kid?
Sen, eskiden Sox'ta atıcı olan Sam Malone'sun, değil mi? Evet.
So, you're the Sam Malone that used to pitch for the Sox?
Harika değil mi, Sam?
Isn't that wonderful?
Buster Crabbe'in televizyon taktığı kemer değil mi, Sam?
Isn't that the one that Buster Crabbe wears on TV?
Bahis kaybettin, değil mi Sam?
Did you lose a bet, Sam?
- Dorothy'den hoşlanıyorsun, değil mi? - Evet Sam.
- Dorothy is the one you like, right?
- Şanslıymışım, değil mi, Sam?
- Some luck, Sam?
Sam, senin için bir mahsuru yok, değil mi?
Sam, this is OK with you, isn't it?
Sam, acı çekiyorsun, değil mi?
Sam, you're hurting now, aren't you?
Çok müteşekkiriz Sam, değil mi Diane?
We're mighty grateful too. Aren't we?
Sam, Diane'e fazla güvenmiyorsun, değil mi?
- Sam, you don't trust Diane much?
Sam'in dışarı attığı tuhaf adamın, değil mi?
It's that weirdo artist Sam threw out.
Sammy, ne yaptığını görüyorsun, değil mi?
Sam, you see what he's doing, right?
Diane, Sam'le sırrımızı paylaştın, değil mi?
Diane, you shared our secret with Sam, didn't you?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66