English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Duyduğum kadarıyla

Duyduğum kadarıyla translate English

583 parallel translation
Evli olduğumdan onu sadece resimlerinden ve duyduğum kadarıyla tanıyorum.
Being a married man, I only know her by sight and reputation.
Duyduğum kadarıyla hiç biriniz barlara yabancı değilsiniz.
From what I hear, none of you are strangers to taverns.
Duyduğum kadarıyla zengin.
Rich too, I hear.
Duyduğum kadarıyla Paris'e geldiğinde alelade bir soyadı varmış.
She had some sort of very common name, I hear, when she came to Paris.
Duyduğum kadarıyla dünyanın bir çok yerine gitmişsin... Bir den fazla dil konuşuyorsun... ve bir çok ünlü adamla birlikte olmuşsun.
I've heard that you've been all over the world... that you speak many languages... and that you've known a great many men.
Duyduğum kadarıyla, şimdi 15 bin ediyor olmalıydı.
From all I hear, it would probably bring 15 G's by now.
Duyduğum kadarıyla, bir kasayı, saatin arkasını açar gibi açıyormuş.
From what I hear, he can open a safe like the back of a watch.
Duyduğum kadarıyla bugün Sicilya'ya dönmeyi planlıyormuşsun.
I heard you're planning to leave for Sicily. I must. Three years away, there is too much to look after.
Duyduğum kadarıyla en iyi tanıklar cevapları bulmaya çalışanlarmış.
I've always heard that the best witnesses are the ones who want to answer.
Duyduğum kadarıyla, çok yakışıklıymış.
From what I've heard, it's very flattering.
Duyduğum kadarıyla artık fazla diyafram kullanmıyorsun.
But my sensitive ear tells me that you're not using quite as much diaphragm.
Duyduğum kadarıyla parti başladı bile.
Sounds like the party's already started.
Bildiğim şey, duyduğum kadarıyla Sör Charles'ın öldüğü gece korkunç uluma sesleri duyduğumdur ve hayatım boyunca bir daha asla öyle korkunç sesler duymak istemediğimdir.
What I know is that I've heard it... heard its terrible howl on the night before Sir Charles died... and I never want to hear such a sound again in all my life.
Duyduğum kadarıyla tek tanıklar Dude'la sensiniz.
From what I hear, you and Dude are the only witnesses.
Duyduğum kadarıyla, Lord Roxton daha ünlü - kaçamakları olarak adlandıracağım - dedikodu sütunlarında detaylıca bahsediliyor... bilimin ilgi alanında olması çok zor.
From what I hear, Lord Roxton's more famous shall I call them escapades which have been so widely reported in the gossip columns have hardly been in the interest of science.
Biliyor musunuz, duyduğum kadarıyla bu ekmek bitkisi kurursa dört ya da beş ay daha burada kalabiliiriz.
You know, I heard that if that bread plant dries up, we could be here four or five months.
Duyduğum kadarıyla bir takım sıkıntılar varmış.
Having trouble, I hear.
Adamın kızda gönlü var, duyduğum kadarıyla kız da ona karşı boş değil.
He's got eyes for her, and from what I hear, she's got eyes for him.
Duyduğum kadarıyla tıka basa dolacak.
They gonna be full up, from what I hear.
- Duyduğum kadarıyla cadıları.
- Witches, I heard.
Etraftan duyduğum kadarıyla, bu adamlar çok sert oyuncular.
From what I've heard around, those people play rough.
Duyduğum kadarıyla, askerin silahıyla kendisine küçük bir ordu kurmuş.
I hear that he has an army. Killers, with rifles from the federales.
Duyduğum kadarıyla alkollüymüş.
I heard, he had been drinking.
Duyduğum kadarıyla ordularda Albaylar, tam bir alaya komuta eder.
Any army I ever heard about, a colonel commands a full regiment.
Duyduğum kadarıyla, sorgulamıyorum ve sorgulamam da adil.
As I hear, I judge, and my judgment is just.
Ben olayı farklı duymuştum, duyduğum kadarıyla kızı kaçırmaya çalışan sen'mişsin.
As per our information two of them were going by... when you suddenly appeared and killed one
Birçok kişiden duyduğum kadarıyla, basın açıklamalarında çok utangaç, mütevazı ve harika bir insan oluyormuşsunuz.
REPORTER : I hear from a lot of people in the press corps that you're really a shy, humble, wonderful human being.
Duyduğum kadarıyla, Doolittle, gökkuşağının tüm renkleriyle parlıyor.
The Phoenix Asteroid... From what I've heard, Doolittle, they glow... glow with all the colors of the rainbow.
Duyduğum kadarıyla kahvaltıda gangster yiyormuşsun.
I hear you eat grilled gangster for breakfast.
Etrafta başka yuvalarda var ama duyduğum kadarıyla, hiçbirinde Cal yok.
Look - there are other communes but none has a Cal, that I have heard about.
Birini asmak zorunda kalmışsınız, duyduğum kadarıyla.
I understand you had to hang someone here.
Duyduğum kadarıyla eski tapınaktan torbaları alıp şehire rapor vermeye gideceklermiş.
They said they were going to fetch some sacks from an old temple and then go to the city to file a report.
Duyduğum kadarıyla, ikisinin birbirinden farkı yok.
From what I've heard, nothing to choose between them.
Çok güvenilir tanıklardan duyduğum kadarıyla da, her dışarı çıkışında hep aynı yerde görülüyormuşsun.
I have heard from the most impeccable witnesses... that you're always to be seen at the same place when you're out.
Duyduğum kadarıyla hayır. Uyuşturucu falan mı kullanmıştı?
There is a uniqueness to this project, Senator.
- Evet ama sadece duyduğum kadarıyla.
- Yeah, but only from what I've heard. - And what have you heard?
Duyduğum kadarıyla.
So I've heard.
Duyduğum kadarıyla iyi.
I understand she's fine.
Duyduğum kadarıyla iyi bir kadınmış, bir Hristiyan kadını.
I understand she was a good woman, Christian woman.
Duyduğum kadarıyla bir tür sihrin filan varmış.
You got some kind of magic or something is what I heard.
Duyduğum kadarıyla vakit öldürmeye sinema bire birmiş.
Listen, what, um... Actually, I hear, uh, movies are good for that kind of thing.
Benim duyduğum kadarıyla, o viskisini senatörlerle yudumluyor.
Well, now, the word I heard was that he sipped bourbon with senators.
Duyduğum kadarıyla Ishtar zaten Malthulias'e inmiş.
I hear Ishtar is already landing on Malthulias.
Duyduğum kadarıyla sen ve Call bir sürü yetiştiriyormuşsunuz.
I hear you and Call are raising a herd.
Çevrede pek sevilmiyormuş duyduğum kadarıyla ama bu burnu havada İngiliz mahallerinde hep böyle değil midir?
Not very well-liked in this neighborhood, I've heard, but isn't that just the way in these stuck-up English places?
O güvenilir bir adam değildir, efendim duyduğum kadarıyla.
No, he's not a man to be trusted, sir... from what I hear.
Duyduğum kadarıyla büküm motorunda arıza varmış.
I understand you're having difficulty with the warp drive.
Duyduğum kadarıyla bu sefer direkt işin içindesiniz.
Now you play it straight so I've heard.
Duyduğum kadarıyla, pokerde de çok becerikliymişsiniz.
With a talent for poker, from what I hear.
Duyduğum kadarıyla onu bu balkonun dibinde bulmuşlar.
They found him below their balcony, from what I heard.
Duyduğum kadarıyla kireçli kuyuya gömüp üstüne beton döküyorlar.
I hear they dump'em in an abandoned chalk mine and cover'em with cement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]