Düşünebiliyor musunuz translate English
370 parallel translation
Düşünebiliyor musunuz "Maloney" dedi.
Can you imagine calling me Maloney?
Hayal gücü olduğuna şükretmelisiniz çünkü paradan ziyade, böyle bir şey olduysa, içinde olacağınız durumu düşünebiliyor musunuz?
You ought to be grateful it is only a fancy, because, aside from the money can you imagine the pickle you'd be in if it weren't?
Bir sürü polise çarptım, düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine bumping into a load of cops?
Beni iki hafta boyunca, tek bir müşteri görmeden iki hafta bir hastane odasında düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine me, over two weeks in the hospital without seeing a single customer?
Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine?
Siz, bizi Londra'da düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine us in London?
Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine that?
Ona sorduğumu düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine me asking him?
Kızlar, benle ve Danny'den doğan bir yıldız düşünebiliyor musunuz?
Kids, imagine a star being born to parents like me and Danny?
Beni Sarah Bernhardt'ı canlandırırken düşünebiliyor musunuz?
Hello, Gloria. Can you imagine me playing Sarah Bernhardt?
Düşünebiliyor musunuz?
Imagine that!
Laf öküzlerden açılmışken, bunun evlendiğini düşünebiliyor musunuz?
Speaking of cattle. Can you imagine him getting married?
Bunu düşünebiliyor musunuz?
Three? Just think of that!
Halada dinmemişti, düşünebiliyor musunuz.
It hasn't stopped since, come to think of it
Eğer bu halka açıklanırsa sonuçlarını düşünebiliyor musunuz?
If this were to be made public, can you imagine the consequences?
Dünyadaki herkes öteki dünya diye bir şeyin olmadığını bilseydi... umut nasıl var olabilirdi, düşünebiliyor musunuz?
Can't you see what hope there'd be if everyone in the world knew there was nothing else but what we have here?
Savaş meydanında iki ordu düşünebiliyor musunuz üniformasız, tamamiyle çıplak?
Can you imagine two armies on the battlefield no uniforms, completely nude?
Yapmamam için başka bir neden düşünemiyorum, siz düşünebiliyor musunuz, Bay Daw?
I can't think of any other reason why I shouldn't, can you, Mr. Daw?
Düşünebiliyor musunuz nasıl olduğunu?
You see what kind of a day it is.
Atları kendi terbiye eder, düşünebiliyor musunuz?
Trains them herself, if you can imagine.
Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine it?
Beni dükkân işletirken düşünebiliyor musunuz?
You see me running a store?
Banning'ler gibi içten pazarlıklı çıkabilirdim. Düşünebiliyor musunuz?
Not necessarily, I might turn out to be just as devious as the Bannings.
Ama o, burada değil. Sonra ne olacağını düşünebiliyor musunuz?
But his grandson is not.
Ona küçük bir damla bile kan versem neler olacağını düşünebiliyor musunuz?
If I had soured just a drop here would have bundled a good :
- Ne var? Sizi pestile çevirdiklerini düşünebiliyor musunuz?
The fact that the police gave you a hard time...
Düşünebiliyor musunuz?
How'bout that?
Böylesine nazik bir hayırseverin, neredeyse unutulmuş birinin en yakınınıza bağış yapmasından endişeleneceğinizi düşünebiliyor musunuz? Ya da alacaklılarınızla anlaşmaya?
You cannot imagine that some kindly benefactor... someone perhaps you have almost forgotten about... would ever concern himself with a donation to your next of kin... or settling with your creditors?
Ama annemler bizi böyle bir görseler ne derler, düşünebiliyor musunuz?
But for God's sake, what would my parents say if they were here now?
Düşünebiliyor musunuz?
Can you think?
Ne olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Do you think you know what it was, captain?
Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine such a thing?
Düşünebiliyor musunuz?
Could you imagine?
Aşağı düşürürseniz bize ne olacağını düşünebiliyor musunuz?
can you imagine what'II happen if this fails down on us?
Onu isteyen birini düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine anybody wanting to?
Turistlerin olmadığı bir Venedik düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine Venice without tourists?
Yakayı ele verirse utancı düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine the embarrassment if she ever got caught?
O hiç yakalanmadı, utancımı düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine the embarrassment if she ever got caught?
2 milyon insanın yılda ne kadar viski ve bira içebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Now, do you have any idea how much whiskey, how much beer two million people can drink in a year?
Düşünebiliyor musunuz?
You can imagine!
Bu dostlar arasındaki gerilimi düşünebiliyor musunuz?
Can you believe the tension with these fellas?
Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine!
Miss Balbricker, bu isteğinizin ne kadar zor olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Miss Balbricker, do you realise the difficulty of your request?
Yollar ne hâlde olur, düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine what the highways would be like? You'd be-
Düşünebiliyor musunuz?
You imagine that?
Düşünebiliyor musunuz Thresam beni aldatacak?
To think that my Theresa would fool around?
Beni, beyin ameliyatınızı yaparken düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine me operatin'on your two skulls?
Bub isminde bir cerrah düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine a surgeon called Bub?
- Düşünebiliyor musunuz?
Can you imagine me?
Düşünebiliyor musunuz...
If you can imagine the scene...
- Düşünebiliyor musunuz? - Evet, evet, elbette.
Yes, yes, yes.
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35