Düşünüyorum da translate English
4,351 parallel translation
Eskiden böyle bir lağım çukurunda yaşadığımı düşünüyorum da...
To think I used to live in a shit-hole like this.
Bazen düşünüyorum da kim benim gerçek arkadaşım?
"Sometimes I think, who is my friend?" "Then comes your letter."
Düşünüyorum da, "bunu sizin için yaptım."
I'm thinking, "well, I did this for you."
Düşünüyorum da eğer ona sezaryen yaparsam bu onların buraya gelmesi için acil bir çağrı gibi olur, değil mi?
I think her condition calls for an emergency C-section, don't you?
Düşünüyorum da bir de bütün yıl başımızda olsaydı, o zaman ne olurdu?
Just think, if he was here during our year then what would've happened?
- Düşünüyorum da.
- I keep thinking.
Seni düşünüyorum da sanırım uzun adımlarla Beethoven'ın büstünü takip etmeyi tercih ederim. Gidelim mi?
And I think you and I rather hit our stride chasing Beethoven's bust, so shall we?
O yüzden bazen düşünüyorum da...
So sometimes I think maybe...
- Düşünüyorum da bu adamlar ordudansa, belki siren sesi bir çeşit stresi tetiklemiştir.
- I'm thinking if these guys are military, maybe the siren triggered some kind of stress response. PTSD?
Şimdi düşünüyorum da, dün bir telgraf almıştı.
Now I think of it, she'd a telegram yesterday.
Şimdi düşünüyorum da bu aslında çok aptalcaymış. Bir çöp yığını üzerinde bile teklif etsem sen zaten evet diyecekmişsin.
E olhando para trás, que parece bastante estúpido,'cause I could have proposed on a garbage dump...
Düşünüyorum da...
Uh, I'm just wondering about...
Düşünüyorum da...
And, you know, - I'm starting to think...
Düşünüyorum da, fazla bir şey istemediğime göre belki müdahalem "şu tarafa gittiler" demeni hak ediyordur.
So I figure, since I ain't asking much, maybe my participation earns me a simple "they went that away."
Biliyorum ama düşünüyorum da belki bir başkasından duyarsa dinleyebilir.
I know, but, you know, I think she might listen if it came from someone else.
Ben düşünüyorum da belki de payıma düşenden daha fazla almalıyım.
I've been thinking that maybe my share should be a little bigger.
Düşünüyorum da. kendimi hazır hissediyorum senin ve benim arkadaşlığını bitirmek için.
I've been, uh, thinking, and I feel like I'm ready to, um, to end our relationship, you and I.
Kendimi, şu çıkma olayına % 100 adamış değilim. Düşünüyorum da belki işi biraz daha basit tutmalıyız, anlarsın ya.
It's, I'm not 100 % sold on the whole dating thing as a concept, and I was just thinking maybe we could just keep it simple, you know?
Düşünüyorum da birimiz onları ateşle baskıya alsın diğer iki kişi de kenardan onları kuşatsın.
I'm thinking one of us lays down some suppressive fire, and the other two flank'em by going over that ridge over there.
Düşünüyorum da bu belki de hayatımdaki en mutlu an.
I think this might... this might be the happiest... time of my life.
Düşünüyorum da, ben de o zaman, tek başıma ayakta kalmaya çalışıyordum.
I was practicing how to walk too. That's what I think now.
Düşünüyorum da...
I'm thinking that...
Bazen düşünüyorum da, eğer bu dünyanın dışından bir yabancı ırkın tehdidiyle karşılaşırsak dünya çapında farklıklarımız nasıl da hızlı bir şekilde ortadan kaybolur.
I occasion ally think how quickly our differences worldwide would vanish if we were facing an alien threat from outside this world.
Ve tam parfümlerin yanında da güzellik ürünleri satmayı düşünüyorum.
And I was thinking of selling beauty products right next to the perfume.
Sorum şu, tweet atıyor musun? Twitter'da seni takip etmek insanların hoşuna gider diye düşünüyorum.
I should think people would rather fancy following you on Twitter.
Patoloğun da teyit etmesi gerekecek tabii ki ama Bay Quinton'ın giysilerinde Othalanga Ağacı'ndan olduğunu keşfedeceğimizden neredeyse emin olduğum zehirli beyaz özsuyun izlerini fark ettiğimi düşünüyorum.
The pathologist will need to confirm, of course, but I think I've spotted traces of toxic white sap on Mr. Quinton's clothes, which, I'm almost certain we'll discover, is from the othalanga tree.
Bunun o kadar da kötü olmayabileceğini düşünüyorum.
You know, I'm thinking this might not be too bad.
Düzelmesinin tek yolu başka şeylerle ilgilenmesi. Bunun da servetini idare ederek olacağını düşünüyorum.
The only way is for her to find an interest outside of herself, and I know that should be in the running of the estate.
Düşünüyorum da...
I was thinking...
Burada ve Doğu Avrupa'da kapımıza gelen kadınları ve kızları düşünüyorum.
I think about the women and girls who've come through our door, here, in Eastern Europe -
Trigeminal nevralji olduğunu düşünüyorum ya da sinire bası yapan bir şey olabilir.
My sense is it could be trigeminal neuralgia, or there could be something applying pressure on the nerve itself.
Ayık olduğuna göre kafanın daha iyi çalışacağını da düşünüyorum.
And I just wanted to believe that now that you were sober, you were smarter, too.
Tamam çocuklar, Wimbledon'da değil bir hastanenin konferans salonu masasında çok yakında yeniden ameliyat yapabilmek için kaslarını çalıştırmak için uğraştığınızın farkında olduğunuzu düşünüyorum.
Whoa, whoa, whoa. Okay, boys, I trust that you remember, this is not Wimbledon, but a hospital conference room table where you are working on strengthening your muscles So that one day soon you can operate again.
Önümüzdeki ay ; sen, ben ve Christine Palmer River'da bir kulübe kiralayıp balık tutmayı düşünüyorum, ne dersin?
So, you know, I'm thinking maybe next month... me, you and Christine, we could rent a cabin at, uh, Palmer River, and we can go fishing, huh?
Nitekim Amerika'da daha uzun süre kalacağınızı düşünüyorum.
A matter of fact, I see your stay in the States being extended.
- Dexter'ı da düşünüyorum.
And for Dexter's.
Şu anda da onu düşünüyorum.
I'm thinking about her right now.
Harrison'ı şimdi onunla göndermeyi sen hastaneden çıktıktan ve Saxon'ın icabına baktıktan sonra da onlarla orada buluşmayı düşünüyorum.
I'm thinking of sending Harrison with her now and meeting up with them after you get out and Saxon is taken care of.
- Ne düşünüyorsun peki? - Tam aksini. Biz daha da ileri gitmeyi düşünüyorum.
We want precisely to start doing it better.
Heykelimin burada güzel durduracağını düşünüyorum, evet ve orada da altından bir Zox mükemmel olur.
I think a statue of me would look good here, yes, and a golden Zox would be perfect over there.
Ve ilişkimizin çok da acılı, tatlılı günleri olduğu gibi çok da güzel günleri olduğunu düşünüyorum.
And while we've gone through some tough times I think we've had some great times too.
Ve aynı zamanda da birbirimize bir Feng Shui gibi yapıştığımızı düşünüyorum, Yin Yang gibi.
And I also think we fit together like Feng Shui.
Ve geçen gün yaşadığımız bu acı dolu olaydan dolayı feci şekilde olgunlaşma..... ama nasıl bir olgunlaştım, nasıl bir olgunlaştım ki öyle bir olgunlaştım yani ve belli kararlar aldım. Artık senin de zamanını daha fazla da harcamanın gerekmediğini düşünüyorum.
And as a result of that unfortunate incident the other night, I want you to know that I've grown and I've made some decisions.
Kuzey ya da Güney, belki ikisi de hedef bilmiyorum ama Macaristan'da büyük bir şeyin olacağını düşünüyorum.
I'm not sure whether it'll target the North, the South or both... but something big is going to happen in Hungary.
Mekânı almayı düşünüyorum da.
I'm thinking about buying the place.
Aslında bunu da anlamadıklarını düşünüyorum çünkü onun, bu alıntıya güzel dediğini zannediyorlar fakat söylemeye çalıştığı şey açıkça benim fotoğrafımın güzel olduğu.
I actually think they don't understand this too because, you know, they think she's saying the quote is beautiful but clearly what she's saying is that the picture of me is beautiful.
CE-5 protokolünün tamamen olumlu temasın ruhsal bir türüne dayalı olduğunu hissediyorum. ve Dünya üzerinde Birleşik Devletler ya da herhangi bir yerde, ancak, kozmik kültürleri olan belirli bir alanda herhangi bir iletişim türü için bunun mükemmel bir model olduğunu düşünüyorum.
I really feel that his CE-5 protocols are based on a spiritual kind of positive contact and I think that that is an excellent model for any kind of communication, whether it be on Earth, in the United Nations or wherever,
Bunların da % 25 lik payı hak ettiğini düşünüyorum.
In fact, I'd say I bring 25 % worth.
Tanrıyı seviyorum, gerçekten seviyorum ve ben O'nun da beni sevdiğini düşünüyorum.
Okay. I like God. I really like God, and I - and I think that he likes me.
Peki, İvan okulun ilk günü nasıl oldu da seninle karşılaştık diye düşünüyorum?
So, Ivan, I've been thinking about how we just happened to run into each other the very first day of college.
Kuzey ya da Güney, belki hedef ikisi birden bilmiyorum ama Macaristan'da büyük bir şeyin olacağını düşünüyorum.
I'm not sure whether it'll target the North, the South or both... but something big is going to happen in Hungary.