Endişelenme tatlım translate English
214 parallel translation
Endişelenme tatlım.
Now don't lose your nerve, honey.
Hadi onun için endişelenme tatlım.
Now, stop worryin about him, honey.
Hiç endişelenme tatlım. Çünkü dans etmeyeceksin.
Don't worry at all, my dear... because you're not going to dance.
Endişelenme tatlım.
Don't fret, honey. You'll be all right.
Endişelenme tatlım.
Now, darling, don't be worried.
Endişelenme tatlım.
Now, don't you fret, dear.
Endişelenme tatlım, dudağını yerine koyarlar.
Don't get excited. They can put back your lip.
Endişelenme tatlım.
But don't worry, honey.
Pekala, endişelenme tatlım.
Alright, don't worry, sweetheart!
Endişelenme tatlım.Sen herzaman olduğun gibi yine çok seksisin.
Don't be afraid, sweetheart. You are as sexy as you've always been.
Sen Candy için endişelenme tatlım.
Don't worry about Candy, honey.
Başın için endişelenme tatlım. Bunun olmasına asla izin vermem.
Don't worry your head, honey, I'd never let that happen.
Hadi, bu kadar fazla endişelenme tatlım.
Come on, don't worry so much, sweetie.
Ama endişelenme tatlım, Kendi başıma hallettim.
But don't worry, honey, I took care of it myself.
Bu çok ilginç ama endişelenme tatlım göründüğü kadar kötü değil.
That is so interesting, but don't worry, dear. It's not nearly as bad as it sounds.
Endişelenme tatlım. Revire koş.
Just run along to the nurse's office.
Endişelenme tatlım.
Well, don't you worry, honey.
Endişelenme tatlım. Bu durumu düzeltiyorum.
- Don't worry, honey, I'm getting it fixed.
"Endişelenme tatlım"...
- "Don't worry, honey"...
Endişelenme tatlım. Onları içeri almayacağız.
Don't worry, sweetie, we are not gonna let them in here.
Zootie, endişelenme tatlım.
Zootie, don't worry, honey.
Endişelenme tatlım.
Don't worry, sweetie. Don't worry.
Bu kadar endişelenme, tatlım.
Don't worry so, my dear.
Ücret konusunda endişelenme, tatlım.
Now don't worry about the fare, ducky.
Hoşçakal tatlım. Benim için endişelenme.
Good-bye, sweetheart.
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, sweetie.
Endişelenme, tatlım.
Don't you worry, honey.
Endişelenme diye aradım tatlım.
Well, I just called because I didn't want you to worry.
Bir şey için endişelenme, tatlım.
Don't worry about a thing, sweetheart.
Endişelenme, tatlım.
Not to worry, my dear.
Tatlım, endişelenme.
DON'T WORRY ABOUT IT.
Bunun için endişelenme, tatlım, hiç kimse fark etmeyecektir.
Oh, don't worry about it, honey, nobody will notice.
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, honey.
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, dear.
Endişelenme. Hâlâ tatlısın. Düşündüm taşındım.
Sweet are you nevertheless.
- Tatlım, bunun için endişelenme.
Oh, honey. Don't worry about it.
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, lovely.
Tatlım, endişelenme!
Darling, you'll be just fine!
Tatlım, gözlüklerin için endişelenme.
Honey, don't worry about your glasses.
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, love.
Endişelenme, tatlım.
What's that?
Endişelenme, tatlım.
Don't worry, sweetheart.
Endişelenme, tatlım.Bir adam Vacaville'den buraya onca yolu geliyorsa... sırf seni görmek için, sana tutkundur.
Don't worry, honey. A man drives all the way in from Vacaville... just to see you, he's hooked.
Endişelenme, tatlım.
Well, don't fret, darlin
Endişelenme, tatlım.
Oh, don't worry, honey.
Endişelenme, tatlım.
Well, don't worry, my dear.
Endişelenme tatlım.
Don't worry, honey.
- Endişelenme, tatlım.
- Don't worry, my dear.
Tatlım endişelenme.
Sweetie, stop worrying.
Endişelenme, tatlım, ben hallederim.
Don't worry about it, sweetie, I'll do it.
Ama pantolon ve iç çamaşırı yok. Endişelenme, tatlım.
No pants and no underwear.
tatlım 9499
tatlim 61
tatlım benim 20
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
tatlim 61
tatlım benim 20
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71