English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Endişelendirmiyor beni

Endişelendirmiyor beni translate English

120 parallel translation
* Ama endişelendirmiyor beni *
But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- Well, it don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
Come on! It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
- But it don't worry me - It's not gon'worry me
* Hayır, endişelendirmiyor beni *
No, it don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me - It don't worry me
* Endişelendirmiyor beni * * Hayır *
It don't worry me, no
-... sinek şakşağından başka. * Ama endişelendirmiyor beni *
But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me - Why not?
* Endişelendirmiyor beni *
Well, it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni * * Evet doğru *
- It don't worry me - That's right.
* Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek bizi *
- But it don't worry me - It's not gon'worry us
* Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
- But it don't worry me - It's not gonna worry me
Bu detaylar fikrini savunma yetersizliğin kadar endişelendirmiyor beni.
The specifics don't concern me nearly as much as your inability to assert yourself.
Ama işin o kısmı, şu an beni pek endişelendirmiyor.
But that, for the moment, doesn't concern me greatly.
- Beni endişelendirmiyor.
- He doesn't worry me.
Ama beni endişelendirmiyor.
It doesn't worry me much.
Yoksulluk öbür insanları olduğu gibi beni endişelendirmiyor.
Poverty doesn't worry me like it does other people.
Debby beni endişelendirmiyor.
She doesn't worry me.
Evet, şehir dışından gelen eleştirmenler beni endişelendirmiyor.
Yeah, I don't worry about these out-of-town critics.
Beni endişelendirmiyor.
The body doesn't worry me. It's...
Bu beni çok endişelendirmiyor...
It doesn't worry me all that much...
Polisler beni endişelendirmiyor.
They don't worry me at all.
La Bonne Guerre gazetesi beni endişelendirmiyor doktor...
La Bonne Guerre doesn't worry me, Doc
Bu beni endişelendirmiyor Bayan Hallet.
That doesn't worry me, Mrs. Hallet.
Bu arada Mike Katz'da beni endişelendirmiyor.
I don't worry about Mike Katz, anyway.
- Yumruk yemek beni endişelendirmiyor.
- Punches don't bother me.
Beni endişelendirmiyor.
He doesnt worry me.
Richie, beni hamleler endişelendirmiyor.
Richie, I am not concerned with moves.
Beni onlar endişelendirmiyor.
They don't worry me.
Gerçek şu ki beyler, bunların hiçbiri beni endişelendirmiyor.
But the truth is, gentlemen, that I'm not worried about any of these things.
Beni Mets'in atıcıları endişelendirmiyor. Atıcıları var.
I'm not worried about the Mets'pitching.
Beni cildim endişelendirmiyor.
Well, it's not my skin that I'm worried about.
Bu devrim beni endişelendirmiyor, Benim buz kutusu yeterince soğuk değil.
This is not the revolution that worries me, it is my ice box which is not cold enough.
Fiziksel acı beni endişelendirmiyor...
The physical pain doesn't bother me...
Planlarının hiçbiri beni zerre kadar endişelendirmiyor.
None of his plans worry me in the least.
Kelime dağarcığın beni endişelendirmiyor.
I'm not too worried about your vocabulary.
Onlar beni endişelendirmiyor.
They don't worry me.
- Beni notların endişelendirmiyor.
- I'm not concerned about grades.
Aslında konunun bu yönü beni çok fazla endişelendirmiyor
Actually, I'm not too worried about that aspect
- Bu beni endişelendirmiyor.
I wouldn't worry about that.
Kusursuz insanı bir fonun önünde oynayacak olmak beni endişelendirmiyor.
It doesn't bother me to play the perfect human against practically any background.
Beni yemek pişirmesi endişelendirmiyor, iyi yemek pişirmesi endişelendiriyor.
I'm not bothered that he cooks, I'm concerned he cooks so well.
Keskin nişancılar beni endişelendirmiyor, limuzin kapalı zaten.
( Christine ) I'm not worried about snipers, it's a closed limo.
Benim durduğum yerden ise bu beni hiç endişelendirmiyor.
Well, from where I'm standing, I'm not real worried about it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]