English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Erkenden

Erkenden translate English

3,968 parallel translation
Bir sabah erkenden Peter kapıyı açtı ve büyük, yeşil çayırlara doğru gitti.
Early one morning, Peter opened the gate and went out into the big, green meadow.
Sizi erkenden tanıştırdım, böylece ona eğitiminde yardımcı olabilirsin.
I did come early to meet you.
Erkenden yatmalısın.
You have to go to bed early.
- Pazartesi sabah erkenden randevum var.
I have an appointment on Monday, early in the morning.
Yarın erkenden trene yetiş ve git.
Catch the early train tomorrow and leave.
- Erkenden bir şeyler yedim, sıkıntı değil.
- I ate earlier. It's not a problem.
Erkenden yatacağım.
MOM : Wait a minute, meow.
Bugün erkenden oradaydım.
I was there earlier today.
Seni bu kadar erkenden görmeyi beklemiyordum.
Didn't expect to see you here this early.
Sabah erkenden Almanya'ya gidiyorum.
I'm going to Germany at the break of dawn.
Kuruduğun zaman, sabahın ilk ışıklarıyla erkenden buraya gel, Hava düzeldiğinde çok işimiz olacak.
When it dries up, you come down here early in the morning,'fore light, and I'll pick you up and take you to work.
Benim eşyalarım tünelde olmadığı için erkenden kurtulabildim.
I managed to get free because my carriage wasn't in the tunnel.
Ertesi sabah, erkenden yola çıktık.
The next morning, we hit the road early.
Sabahları, fabrika kapısı önlerinde erkenden kalkıp gazete sattığımız zamanları hatırlıyor musun?
Do you remember those mornings at dawn that we would get up to sell those newspapers in front of the factory gates?
Lydia'yla erkenden buluşmam gerek.
Uh, no breakfast for me, mom. I gotta go meet Lydia early.
Ya da Yağmur Getiren'in, ihtiyaç duyduğumuz yağmurla bizi kutsamasını bekleyerek erkenden mezara girme riskini göze alacağız.
Or risk early grave waiting for the Bringer of Fucking Rain to bless us with much needed shower.
Öğretmenler odasına gideceğim, ve kahve alacağım. Buraya erkenden geldiğimi es geçeceğim. 5 dakika sonra buraya geldiğimde,'benim'şarkılarımı prova etmeye hazır olacaksınız.
I'm going to go to the teachers'lounge and get the coffee that I skipped to get here early, and when I get back in five minutes, you will be ready to rehearse... my songs.
Sabah erkenden sözleşmeleri görmek istiyorlarmış, falan filan...
They need the contract tomorrow...
Yarın erkenden burada olmanı istiyorum.
I want you here early tomorrow.
Sabah erkenden konsolosluktayım.
Early tomorrow, the Consulate.
O sabah bir görüşme için erkenden burdaydım.
I was here early that morning, for a meeting.
Sen buraya geri döndün ve sabah erkenden telefon ettin.
You drove back here and phoned me early in the morning.
Neden erkenden evdesin?
Why are you home so early?
Sabah erkenden işlerim var
I got an early day tomorrow.
Öğle yemeği için erkenden gelmiş.
Early for lunch.
Erkenden çıkıyorum.
Oh, riley, hey.
Ona çok özel birinin geleceğini söyledim, oda bizim için erkenden kapattı.
Told him I wanted to bring someone special, So he shut down early for us.
Sabah erkenden doktor olmam gerek.
I have to be a doctor pretty early in the morning.
Her işi erkenden yapma olayı tam bizlik oldu.
We made that early bird special our bitch.
- Erkenden nereye böyle?
Where are you off to so early?
Bazı insanlar erkenden ölebiliyor tabi.
Some people die early, you know?
Sabah erkenden kalkıp... stüdyoya gidiyorduk. Sonra salona gidip...
We've been waking up in the morning and going straight to the studio.
- Erkenden Saat altıda.
- Early. Six A.M.
Tıpkı sizin gibi sabah erkenden Kabil'den yola çıkarak Logarı geçip Gardez'e geldik.
Like yourselves, we set off very early one morning from Kabul through Logar to Gardez...
Erkenden nereye böyle?
Leaving the battle so soon?
Erkenden eve gittim.
I went home early.
Herkese erkenden öğle yemeği molası.
We're taking an early lunch, everyone.
- Ratelle'in erkenden çıkış yaptığını sanıyordum.
Wait, I thought Ratelle checked out early. Not early enough.
Yani kalkıp erkenden...
So you got up, uh, early and...
Tamam, şey, Joel sabah erkenden işe gitti.
Okay, well, Joel has gone to work early this morning already.
Ve erkenden sonlandırdınız.
And ended it prematurely.
- Erkenden kalkıp istridiye yakalamaya gideriz.
We can wake up early and go clam digging.
Bunu erkenden bitirip birer içki kaparız diye düşünmüştüm.
I thought maybe we'd be done in time - to grab a drink. - Oh!
Bir de benim erkenden çıkmam gerekebilir.
Also, I might have to cut out early.
Sabah erkenden hayır kurumundan gelecekler.
Charity workers are coming in first thing in the morning.
Affedersin, erkenden geldim.
Sorry, I... know I'm early.
Benim evimde düzenlenirse nasıl erkenden ekerim?
And how can I leave early if it's in my house?
Sabah erkenden belgeleri göndermek için aramıştım -
I called earlier to have them to have them messengered- -
Memnun etmek istiyor, o yüzden erkenden kalkıp şezlong tutar.
- Pro- - he's eager to please, so you know he'll wake up early and get pool chairs.
Erkenden.
Early.
Erkenden geleceğim.
I'll be early.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]