English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Fiyatı

Fiyatı translate English

9,550 parallel translation
Cadılar Bayramı olduğundan fiyatı artırdı ama kesinlikle değdi!
She jacked up the price for Halloween, but it was so worth it!
İstenilen fiyatın bir buçuk katı nakit olarak.
It's asking price plus half, in cash.
Akrabaları olmadığına bir gümüş dolara iddiaya varım. Ev açık arttırmaya çıkar, Markham ölü eşek fiyatına alır.
I bet you a silver dollar they got no next of kin, house goes up for auction, Markham gets it for a song.
Fiyatı normaldir.
Reasonable rates.
Ne, fiyatınız arttı deme bana.
What? Don't tell me the prices are goin'up.
Sıradaki Fiyatı Budur yarışmacım sensin.
You're the next contestant on "the price is right."
Gerçek satış fiyatı daha mı yüksek daha mı az?
Is the actual retail price higher or lower?
Soya sosunun gerçek fiyatı $ 1.65.
The actual price of soy sauce is $ 1.65.
Fiyatı Budur mu oynuyorsunuz?
You got "The Price Is Right"?
Fiyatını sevdim diyebilirim.
Well, assuming I like the price.
Bir espri daha : Fiyatı tam olarak 19.33.
And the funny thing : its price is 19.33.
Normal fiyatının iki katını öderim.
I'll pay double your going rate.
Fiyatım bu.
That is my price.
Fiyatının belirlenmesi gerekiyor.
It has to be appraised!
Analistimiz hedef fiyatı 16 puan yukarı çekti.
Our analyst pushed the price target up 16 points.
İndirimdeler, iki tanesi tek fiyatına.
They're on sale, two for one.
Şimdi neden bana istediğin çekin fiyatını söylemiyorsun?
So, why don't you just tell me, what amount am I writing on it?
Hak Günü şerefine içkiler 1 saatliğine yarı fiyatına!
Drinks are half off for the next hour in honor of Claimant Day!
Çift değerleme, alım fiyatını ikiye katlayın.
Double the appraisal, double the purchase price.
Fiyatı biraz pahalı ama buna değer.
A little pricier but worth it.
Aslında bunlar yarı fiyatına geldi, ben onu üçkağıda getirmiş oldum.
Those are actually half off, I kind of feel like I grifted him.
- Spor ürünleri yarı fiyatınaydı.
I got a great deal. Half off on all sport separates.
Tek bilmeniz gereken fiyatınızı karşılayabilecekleri.
All you need to know is they can meet your price.
Şimdiki fiyatı bir milyon.
The current price is one million.
Fiyatı nedir acaba?
How much is it?
Bir müşterim sipariş vermiş. Öğleden sonra Beverly Hills'de üçlü yapmak istiyor. Normal fiyatın iki buçuk katı teklif etti.
I have a client who has booked a threesome for this afternoon in Beverly Hills, and it pays 2 1 / 2 times the normal rate.
Fiyatım ne kadarmış?
How much am I worth on the street?
Fiyatını söyle yeter.
Just name your price.
Hafta bitmeden fiyatı indirmesi için bir hayli ikna edici olman gerek.
You're gonna have to be pretty persuasive to make him come down by end of week.
Fiyatını söyle yeter.
So name your number.
Fiyatım bu.
That's the price.
Pirincin fiyatı değişmedi Bay Gundersen.
The price of rice has not changed, Mr. Gundersen.
Merkezi Laramie'ye taşımaya karar verdiğimden beri toprak fiyatı Cheyenne'de tepe taklak mı oldu?
Have land values really dropped so precipitously in Cheyenne since I set out and moved the hub to Laramie?
Ölü eşek fiyatına ve sonu da görünmüyor.
Dog cheap with no bottom in sight.
Fiyatının ne olacağını söyleyemem fakat Çorak Topraklar'dan çıkış biletin o. Alamam.
I can't say what his price will be, but he is the only one gonna get you through the Badlands.
Bu değer fiyat olsa iyi olur.
This had better be worth the price.
Fiyat, fiyattır.
_
- Yaklaşık fiyat verelim diye aramıştınız.
You called for an estimate.
Yalnızca fiyat söyle!
Anything you want! Please!
Fiyatı düşük olduğu için geleceksin sonra biz fazlasını isteyeceğiz sonra fiyatın % 5 altına anlaşacağız.
You'll come in with a number too low,
Fiyat pazarlığa açık değil.
And the price is not negotiable.
Kadın da "Satmıyorum." dedikçe her gün gelip fiyat artırıyorlarmış.
She refuses to sell. They keep offering her more.
Sabah nakliyeci gelip fiyat verdi.
A mover came this morning to give an estimate.
Restorasyondan sonra fiyat arttı.
Prices went up after the remodel.
İki katı fiyat vererek yeterince döküntü alırsan şartlı salıverme formunu imzalamaya ikna olabilir.
Buy enough of his junk for double what it cost, he's amenable to signing a release, get you R.O.R.'d
Kanan ve ben fiyat konusunda çoktan anlaştık.
Kanan and I already settled on a price.
Fiyat şu anda 750 bin dolar, altın olarak.
Well, the price is now $ 750,000 in gold.
Yarın ikinizle burada son fiyat için konuşuruz.
Both of you can meet here tomorrow, can bid it out.
Verdiğim fiyat sadece benim için geçerli. Arkadaşına da istiyorsan iki katına çıkar.
Yeah, that price I told you was just for me, but you want me to do your friend, it's gonna be double, a'ight?
Fiyat falan vermeyeceğim.
There is no number.
Temizlenmek için her adımın bir fiyat etiketi vardı.
Every step to "clear" had a price tag.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]