English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Fî

translate English

3,405 parallel translation
Ücret-fi-Fo-Fum.
Fee-fi-fo-fum.
# So fee fi fo fum #
♪ So fee fi fo fum
Kevin, kablosuz bağlantı kesildi!
Kevin, the Wi-Fi's out!
Wi-Fi, cep telefonları radyo, televizyon, uydu, hepsi burada.
You've got Wi-Fi, cell phones, radio, television, satellite... it's all there.
Bilim-Kurgu?
Sci-Fi?
Bilim-Kurgu saçmalığı haricindeki her şeyi kabul ediyorum...
I'll agree to everything except this, um... Sci-Fi bullshit.
Bilim-Kurgu olmayacak Jack.
No Sci-Fi, Jack.
Bilim-Kurgu türü, aklımızdaki en son fikirdi.
Sci-Fi is a dumb genre, in our opinion.
Eskiden hiç Bilim-Kurgu yapmamıştı, bundan sonra da yapmayacak.
She's never done Sci-Fi before, and she's not going to do it now.
Peki, şayet bir tane Bilim-Kurgu yapsaydı, bu kontratın değeri 6 katına çıkardı!
Well, if she had done one Sci-Fi, this contract would be worth 6 times as much!
- Bilim-Kurgu yoksa, sözleşme de yok.
No Sci-Fi, no contract.
Neden, Bilim-Kurgu hayal dünyasıdır.
Why, Sci-Fi is fantasy.
Bilim-Kurguyu imzalarsan seni 34, 35 yaşına getireceğime garanti veririm.
Sign the Sci-Fi and I guarantee that I'll make you 33... 34,
İnsanlar "Triple R" için Bilim-Kurgu deseler de benim için belgesel niteliğindedir.
I don't know, people call "Triple R" Sci-Fi, but I-I just say... it's documentary.
Drama, Kırmızı Başlıklı Kız, sıra dışı sanat filmleri, porno komedi, Bilim-Kurgu, zırvalıklar, zombiler.
Drama, Little Red Riding Hood, extreme art-house, porn, comedy, Sci-Fi, trash, zombies. What do you care?
Bu olayı ilk defa, Rus gazeteci Yuri Yarovoi'un yayımladığı kitabındaki kurgulanmış versiyonuyla duydum.
I heard the first time about the incident by a Russian journalist, Yuri who published a fictionalized version of a book of sci-fi
Fi-ona.
Fi-ona.
# Fee-fi-fo-fum #
♪ Fee-fi-fo-fum
Fee-fi-fo-fum!
Fee-fi-fo-fum!
Fee-fi, merhaba.
Fee-fi, hi.
Wi-Fi.
WiFi.
Sağlıcakla, kardeşim.
"Semper Fi", brother.
Sağlıcakla.
Semper Fi.
- Sağlıcakla, kardeşim.
- Semper Fi, brother.
Fi tarihinden beri birisi ile bu denli derin bir iletişim kurmamıştım.
I haven't felt this deep a connection with someone in a long, long time.
Önce wi-fi daha sonra uydudan bağlanıyor gibiler.
Looks like it went to wi-fi, then bounced to satellite.
Benim tarafımda olmana ihtiyacım var Fi.
I need you on my side, Fi.
- Benim yanımda olmana ihtiyacım var Fi.
I need you on my side, Fi.
Fi, muhtemel suç mahallini çiğneyen amatörler değil mi onlar?
Fi, a hundred amateurs trampling all over a possible crime scene?
Üzerine alınma Fi ama onun için çok yaşlısın.
No of fence, Fi, but you're way too old for him.
Gidelim Fi!
Come on, Fi!
Fi, hayatım.
Fi, darlin'.
Benim yanımda olmana ihtiyacım var Fi.
I need you on my side, Fi.
Tanrım, Fi. Ona ne oluyor, bilmiyorum.
Jesus, Fi, I don't know what's going on with her.
Fi sıkılıp dedektifçilik oynuyorsun.
Fi, you are bored, and playing detective.
Hâlâ taş gibi bacakların var Fi.
You've still got those killer legs, Fi.
Görüşürüz Fi.
See you, Fi.
Sen oğlumu yüksek konseptli bilim kurgu saçmalıkları için sürekli kaçırıp durursan, sınıflarını nasıl geçecek?
How is my son supposed to pass his classes if you keep dragging him off for high-concept Sci-Fi rigamarole?
Fi hazır.
Fi is.
Kızlarımın bebekliklerini anımsıyorum.
I think about Grace and Fi as babies.
Ye şu...
Eat the fucking fi...
Fi tarihi Ivy. Ben kırmızı başlıklı kızdım ve Christina Nicholson Cinderella.
I was Little Red, and Christina Nicholson was Cinderella.
Çok hoş, ama bizim bütçemiz düşük.
That's cool, but we're lo-fi.
Hepiniz Wi-Fi ağı arıyorsunuz.
You're looking for Wi-Fi.
Beyinleri, ruhları bir yankı gibi bir hayalet gibi tıkışıp kalıyor.
Their minds, their souls, trapped in the Wi-Fi. Like echoes. Like ghosts.
Wi-Fi düğmesine tıkladınız, değil mi?
You have clicked on the Wi-Fi button, haven't you?
Wi-Fi?
Wi-Fi?
Wi-Fi'a tıklayın.
Click on the Wi-Fi.
Hareket eden bir baz istasyonu, tüm veriyi çekiyor.
A walking Wi-Fi base station, hoovering up data.
Wi-Fi'ın içinde bir şey var.
There's something in the Wi-Fi.
Tüm dünya Wi-Fi'ın içinde yüzüyor.
This whole world is swimming in Wi-Fi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]