Gayet basit translate English
520 parallel translation
Gayet basit :
Oh, simple.
Gayet basit.
Simple.
İstersen açıklayabilirim, gayet basit.
I can explain if you want. It's simple.
Konu gayet basit, değil mi?
That's simple enough, isn't it?
- Patentim gayet basit.
- My patent is basic.
Gayet basit sevgili Bayan Eberli.
Elementary, my dear Miss Eberli.
Bu da benim teklifimi gayet basit yapıyor.
That makes my proposition simple.
Gayet basit Stella.
It's very simple, Stella.
Gayet basit ve doğru bir düşünce ortaya attım ve bir dakika çeneni kapatırsan savunacağım.
I made a simple statement, a true statement, but I can back it up if you'd just shut up for a minute.
Gayet basit bir açıklaması var.
There's a simple explanation.
Gayet basit.
Fine, it's very simple.
Gayet basit.
Quite simple.
Gayet basit... farklı.
Well, just different.
Senin için bile anlaması gayet basit olmalı.
Well, that should be simple enough even for you to understand.
Gayet basit.
It's very simple.
Gayet basit.
It's simple.
Şimdi, sorun şu ki ölümünüzün detayları gayet basit olmalı.
Now, there is a problem that the circumstances of your death... must be simple.
Şimdi iyi dinle Yvonne, gayet basit.
Now listen carefully, Yvonne, it's easy.
Ama gayet basit.
But it's simple.
Bence savunmam gayet basit.
I think my defence is quite simple.
Aldığım emirler gayet basit :
My orders are simple :
Ama İngilizler için gayet basit bir şey.
But to the British, very simple.
- Gayet basit.
It's not necessary, captain.
Gayet basit.
Very simple.
- Gayet basit, O'Hanlan.
- It's simple, O'Hanlan.
Ama bu gayet basit, ellerini kullan ve dizlerini okşa.
It's very simple. Place your hand on her knee.
İş gayet basit.
It's really quite simple.
Bana göre, seçim gayet basit.
For me, the choice is clear.
Aslında gayet basit.
It's rather simple.
Gayet basit bir soru.
It's a simple question.
Gayet basit!
It is simple /
Söylediğim şey gayet basit.
What I'm saying is very simple.
- Gayet basit.
- It's simple.
Nedeni gayet basit, baba.
It's so typical.
Gayet basit diyalektikler- -
It's very simple dialectics...
Gayet basit.
Simple as that.
O zaman yapacağın gayet basit, ilk önce aday seçilirsin,.. ... sonra seçimleri kazanıp biraz arka sıralarda hizmet ettikten sonra.. .. bir bakan olur ve bu yasayı yürürlükten kaldırırsın.
Quite simple, get yourselfadopted as a candidate, win a general election, serve on the back benches, become a Ministerand repeal the act.
Gayet basit :
It's all very simple.
Gayet basit.
That's simple enough.
Plan gayet basit.
The plan is simple.
- Sevgili Watson, kendi içinde gayet basit fakat bir öncekiyle ilişkili, birtakım sonuçlara ulaşmanın, ne kadar kolay olduğunu göreceksin.
You see, my dear Watson, it is not really difficult to construct a series of inferences, each dependent upon its predecessor and each simple in itself.
Bunu konuşmuştuk, olay gayet basit.
Listen, we've discussed this, and it's very simple.
Olay gayet basit.
Well, it's very simple.
Anlarsın, kendini şöyle mucit düşünce yapısına... sokman gerekir, ve sonrası gayet basit.
See, you have to get yourself into a discovery... kind of mode of thinking, and then it's quite simple.
- Gayet basit.
- That is obvious.
- Gayet basit bir dosya.
It's an open-and-shut case.
- Gayet basit.
- This is real simple
Skleenball gayet basit bir oyundur, brian.
Skleenball is very simple, brian.
Gayet iyi demek çok basit kalir.
"Pretty well" is putting it mildly.
Aslında sorun gayet basit.
It's very simple.
Ben basit bir adamım, ve kendi aramıza kavga tohumları ekmekte gayet başarılı olan.. .. De Vita gibi konuşmasını bilmem.
I'm a simple man, and I don't know how to talk like De Vita, who's succeeded in sowing discord within our own ranks.
basit 264
basitçe 52
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet normal 21
gayet iyi anlıyorum 19
basitçe 52
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet normal 21
gayet iyi anlıyorum 19