Gidip bakacağım translate English
867 parallel translation
Gidip bakacağım.
I guess I'll just go take a look.
- Bilmiyorum.Gidip bakacağım
- Don't know. I'll go have a look.
Sanırım gidip bakacağım.
I think I'll go have a look-see.
Tanrının yardımıyla gidip bakacağım.
I'll go and look, with God's help.
Ben gidip bakacağım.
I'll go and have a look.
Gelmek üzeredir, ama hemen gidip bakacağım.
I expect he's on his way to us now, but I'll just make sure.
- Gidip bakacağım.
- I'll go and tell him.
- Ben gidip bakacağım.
- I'm going to see about this.
- Gidip bakacağım.
- I will take a look.
Gidip bakacağım.
I'll go see.
Gidip bakacağım. Burada kalın.
I'll go have a look.
Tamam onbaşı, herkesi çabucak topla. Ben gidip bakacağım.
Get the stuff off as quickly as you can.
Ben gidip bakacağım.
I'll go and look.
Gidip bakacağım.
I'm going to see.
Gidip biraz daha bakacağım. - Birlikte arayalım.
I'm just going to go look around some more.
Gidip, eve bakacağım, eğer sizin için sakıncası yoksa.
I'm going to look around the house if it's all right with you. Maybe the man got careless.
Zeke, kızılderililerin köylerine dönüp dönmediklerinden emin olmak için gidip izlerine bakacağım.
Well, Zeke, I'm gonna trail the Injuns and make sure they go back to their villages.
Pekala, sanırım gidip onu alıkoyan şeyin ne olduğuna bakacağım.
Well, lll see what ´ ss keeping him.
Gidip neler olduğuna bakacağım.
lm going up to find out about this.
Gidip, hanıma bakacağım.
I'm gonna see the missus.
Wynant'ın dükkanına gidip niye kapalı olduğuna bakacağım.
I'm going down to Wynant's shop to find out why it's closed.
Anita nasıI gidip bir bakacağım.
I guess I'll go see how Anita is.
Gidip oğlum Tony'ye bakacağım.
I'm just going in to see my son, Tony.
Ben gidip bir daha bakacağım.
I think I'll look once more.
- Pekala, gidip bir bakacağım.
- Okay, I'll have a look.
Gidip kendim bakacağım..
I am going to see for myself.
Gidip neler oluyor bakacağım.
I'll go and see what's happening.
Gidip, bakacağım.
I'll go and see.
Ben gidip, Matecumbe Yoluna bakacağım.
I'll take a run down Matecumbe Way.
Gidip çocuğa bakacağım.
I'll go have a look at the boy.
Gidip ona bakacağım. Hayır, yapma.
I'll see if she wants anything
Grip mi yoksa daha mı kötü olduğunu doktor bilir. Ona yataktan çıkmamasını ve seninle görüşmemesini söyledim. - Gidip ona bakacağım.
I've told him to stay in bed and see no one
Gece mahkemesine gidip bir şey var mı diye bakacağım.
I'll go down to night court and see if I can pick up anything there.
Gidip bir bakacağım.
I'm going to take a look.
Gidip bir bakacağım Benimle kim gelir?
I'm gonna see. Who's coming?
Gidip bir şeye bakacağım.
I'll just go take a look
- Şimdi gidip, bakacağım ona.
- I'll go in and see her now.
Gidip Angie ve çocuklar ne yapıyor, bir bakacağım.
Maybe I'll go down and see what Angie and the boys are doin'.
Gidip domuza bir bakacağım.
I'll just go and have a look at the sow.
Gidip bir bakacağım.
I'll go check.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
I'll hop out with Ridley, grab a couple of pictures, and see what I can find out.
Gidip bir bakacağım.
I'll go have a look.
Ben gidip bir bakacağım.
I'm going to check.
Sanırım gidip o resme bakacağım.
I think I'll go take a look at that portrait. Good-bye.
Gidip postaya bakacağım.
I'll go get the mail.
Şimdi gidip arkadaşımın burnuna bakacağım.
I go to see my friend's nose now.
Gidip neler olduğuna bakacağım.
I'll go see what's the matter.
Gidip bir bakacağım.
I'll go take a look.
Gidip ona bakacağım.
I'll go see him.
Gidip bir bakacağım.
I will go and check.
Bunkerlere gidip bir bakacağım.
I'II go to my bunker and take a look.