Göreceğiz translate English
7,694 parallel translation
Göreceğiz bakalım.
Well, we'll see about that.
Bekleyip göreceğiz ama dikkatini oraya vermelisin.
We shall see, won't we? But you should concentrate on it.
Neler yapabileceklerini göreceğiz bakalım.
We'll be able to see what they are capable of.
Peki o gün seni, kraliyet kıyafeti içinde kraliyet kılıcını kuşanmış, filin üstünde at ordusuna karşı savaşırken mi göreceğiz?
So on that day we'll see you in royal attire armed with the royal sword, riding an elephant amongst an army of horses?
Hepimiz aynı muameleyi göreceğiz.
We're all getting the same.
Nyet, o ringe çıkacaksın ve senin gerçekten neden yapıldığını göreceğiz.
- Nyet. You will step into that ring, and we will find out what you're really made of.
Biz sen asfalt duramaz ne kadar göreceğiz...
We will see how long you can stand the asphalt...
- Size bir oda bulabilirsiniz eğer biz göreceğiz.
– We'll see if we can find you a room.
Göreceğiz.
We'll see.
- Sürücü kadar ve biz yakında göreceğiz.
– Drive up and we'll see you soon.
Evet, bunu göreceğiz.
Yeah, well, we'll see about that.
Bunu göreceğiz.
Well, we'll see about that.
Onu ne kadar hoş göreceğiz?
L-low long will we tolerate it'?
Onu ne zaman göreceğiz?
When will you see him?
Göreceğiz.
We will see.
Göreceğiz
We'll see.
Eh, Birlikte göreceğiz.
Well, let's see that it does.
Bunu göreceğiz.
See about that.
Rakamların nasıl yükseldiğini göreceğiz, Colin.
We'll see how the numbers add up, Colin.
Houston ile yapılan maçta yaşanılan hayal kırıklığından sonra Longhorn'ların yeni hücum kurgusu üçlü opsiyonun burada işe yarayıp yaramadığını göreceğiz.
After a very disappointing first contest with Houston, we'll see if the Longhorns and their newfangled triple option offense can get on track here at Tech.
Ve bugün burada Joe, iki harika savunma ve hücum takımı göreceğiz.
What we got here, Joe, is two great offenses versus two great defenses.
Ne yapabileceğimi göreceğiz.
I'll see what I can do.
Tamam, her neyse, ne olacağını göreceğiz.
All right, anyway, we'll see what happens.
Sonra kim gülecek göreceğiz.
Then we'll see who's laughing.
Big Ben'i de göreceğiz
# We'll visit Big Ben
Ama gerçek şu ki... ne yaparsak, onun sonucunu göreceğiz.
But the fact is there are going to be permanent consequences to all our actions.
Nereye gidersek gidelim suçlu muamelesi göreceğiz.
We'll be treated like criminals wherever we go.
On dakika sonra nasıl hissettiğini göreceğiz.
We'll see how you feel... after ten minutes.
CANLICANLI : İlk kim yapacak göreceğiz.
CORKYCORKY : we'll see who's first
Ne mal olduğunu göreceğiz!
Blood will out!
Göreceğiz bakalım.
We will see about that.
Son görüştüğümüzde dediğim gibi CAT taraması için program yapacağım böylece karaciğerindeki tümörlerin ne kadar ilerlediğini göreceğiz.
As I told you the last time we met, I'll schedule you for a CAT scan, to see how far those new tumors on the liver have gone.
- Orasını göreceğiz.
We'll see.
- Göreceğiz.
Well, we'll see.
Ayrıca astronotlarımızın karşısına bazı beklenmedik zorluklar çıkartacağız ve bunlara nasıl tepki verdiklerini göreceğiz.
- We also uh... have planned to throw a few curve balls at our astronauts and see how they react to those.
- Göreceğiz.
We'll see.
Daha sonra bize ne fayda sağlayacak göreceğiz.
We'll see what good it might bring us.
Göreceğiz bakalım.
I guess we're gonna find out, right?
Demek yarın Albay'ı göreceğiz, öyle mi?
So, we see the Colonel tomorrow
Göreceğiz, bakalım.
I guess we'll find out.
Göreceğiz, bakalım.
We'll see.
- Yakında göreceğiz bakalım.
Well, we'll soon see, won't we?
- Göreceğiz. Herkes çok kibardı.
We'll see.
Göreceğiz.
Eh, we'll see.
- Bunu göreceğiz.
Let's see about that.
- Göreceğiz bakalım.
Oh, we'll see about that.
- Göreceğiz.
- We'll see.
Şimdi neden yapıldığını göreceğiz.
Now we'll see what she's made of.
Peki, göreceğiz.
Well, we can see about that.
- Evet, göreceğiz.
- Yeah, we'll see.
Göreceğiz.
Well, we'll see.