Göstereyim translate English
7,345 parallel translation
# Gel, sana göstereyim. #
"Come, let me show you"
Tanrısal bir numara daha göstereyim bak.
Speaking of god tricks, check this out.
Ben göstereyim.
I'll show her.
Şimdi izin ver sana tıp okulunda öğrenmediğim bir şeyi göstereyim.
Now, let me show you something I didn't learn in medical school.
Son kararını vermeden önce sana bir şey göstereyim mi?
Before you make any final decisions may I show you something?
Aslında torpido gözündeler. Lazımsa göstereyim.
I have those in my glove compartment if you need them, actually.
Paulie, asıl ne hissetmen gerek sana göstereyim.
Okay, Paulie? Here. I'm gonna show you how you should feel.
Göstereyim.
I'll show you.
Dur, göstereyim.
Wait, I show you.
Öyle bir dükkânı göstereyim dedim.
I just wanted to show her around.
Gelin şimdi size Claude'un son resmini göstereyim. Onunla ilgili de küçük güzel bir hikaye var.
Now, let me show you the last Claude, because there's a nice little story attached to this one.
Göstereyim mi? Hayır, şimdi olmaz.
- No, not just now.
İçeri gel, göstereyim.
Come inside, I'll show you.
Sana göstereyim.
I'll show you.
Tamam, kalk ayağa. Sana göstereyim.
Okay, get up, I'll show you.
Sana ne iş yapacağını göstereyim.
I'll show you everything.
Size göstereyim.
Here, I'll show you.
- Babamın öğrettiği bir hile göstereyim mi?
You want to see a trick my dad taught me?
Babamın öğrettiği bir hile göstereyim mi?
Hey, you want to see a trick my dad taught me?
Olmaz öyle Booms, dur da göstereyim sana nasıl yapılırmış.
Will lover boy be jealous? No, Booms, no.
- İzin ver göstereyim.
- Let me show you.
Göstereyim sana.
I'll show you.
Dur göstereyim.
I'll show ya how! I'll say! Hulk :
- Mandy, gel göstereyim.
- Mandy, let me show you. - No!
Sana kendi odanı göstereyim.
I'll give you your own room.
İzin ver göstereyim.
Let me show you.
Size biraz oyun göstereyim.
I'll show you some games.
Ne yaptıklarını göstereyim.
Now, let me show you what they did.
Size göstereyim.
I'll show you.
Hadi gel de sana ahırları göstereyim.
Come on, I'll show you the stables.
Nasıl yapılacağını göstereyim.
Let me show you how.
Sana Calaveraların nasıl öldüğünü göstereyim.
Let me show you how the Calaveras die.
Size birkaç tane tasarımımı göstereyim.
I'll show you some of my designs.
Nerede olduğunu göstereyim.
I will show you where.
Sana onu yakından göstereyim.
I'm going to do this zoom in on you.
Bak, sana göstereyim.
Here, let me show you.
Dahili telefonu nasıl kullanacağınızı tekrar göstereyim mi?
Shall I show you how to use the intercom again, Mr. Babbit?
- Göstereyim.
- I'll show you.
- Göstereyim.
I'll show you.
İçkini bitir de sana göstereyim.
Well, finish up that drink and I'll show it to you.
Size mutfağı ve bahçeyi göstereyim.
I'll show you the kitchen, gardens.
Arabaya geçelim, sana genellikle gittiği yerleri göstereyim, tamam mı?
Grab a cart, and I'll show you where he usually hangs out, okay?
Size etrafa göstereyim.
Let me show you around.
Sana yeni oyun odamizi göstereyim..
Here, let me show you the new game room.
Size minnettarliğimi göstereyim..
show you my appreciation.
Dur göstereyim.
Let me show you.
Sen ayrıldıktan sonra yapılan değişiklikleri göstereyim sana.
And I'll show you some things that have changed since you left.
Sana pırlanta şınavı göstereyim.
Let me show you a diamond push up.
- Ne olduğunu göstereyim.
You want to see what happens? - So I'm just gonna do this.
Ne gerçeği? Sana gerçeği göstereyim!
Let me show you the truth!
- Nasıl olur da bunların hiçbiri gerçek olamaz? - Göstereyim.
I'll show ya.
göstereyim mi 21
göstereceğim 43
göster 167
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
gösteri bitti 56
göstereceğim 43
göster 167
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
gösteri bitti 56