Hadi be translate English
8,188 parallel translation
Hadi be.
Oh, man.
Hadi be oğlum, en iyi kurtam üstümdeki.
Come on, man. This is my best kurta.
Hadi be, bana en azından bir şans vermen lazım
Come on, you got to at least give me a chance.
Hadi be kızlar, bekarlığa veda partinizin yeri değil burası.
Come on, now, girls, this ain't no place for your bachelorette party.
Hadi be!
Oh, boy.
Hadi be, hadi.
Come on. Come on.
- Hadi be oradan. Görünüşe bakılırsa müesseseden sosis dolgulu iğrenç iki tane tatlı ikram edecekler.
Looks like we're going to get two free probably disgusting sausage-filled desserts.
- Hadi be, saat olmaz.
- Come on, man, not the watch.
- Hadi be, saat olmaz.
Come on, man, not the watch!
Hadi be Fisher!
Come on, Fisher!
Hadi be Fisher, gir içeri.
Come on, Fisher, get in there.
Hadi be!
Come on!
- Hadi be!
- Bloody hell!
Hadi be.
( Bollocks. )
- Hadi be! Sizden değil, kendimden.
Not of you, of me.
Hadi be.
Shit.
Yakışıklıydı. - Hadi be!
Oh, jeez!
Hadi be.
Holy shit.
- Kolay olur, hadi.
- It'll be easy, come on.
Hadi be!
Crap.
Hadi, geç kalıyoruz!
Come on... we'll be late.
Hadi ama, biraz yaratıcı olun.. ne isterseniz diyorum?
Come on, be creative. Anything you want, all right?
Hadi!
And be quiet. ( Come on. )
Hadi, daha kötüsü olabilirdi.
It could be a lot worse. - How?
Bin hadi. Ben tamamım.
I'll be right down.
Ne kadar berbat bir insan olduğumu söyle hadi.
- Telling me I'm a horrible person, I should be on my own?
Hadi o zaman onları içeri tıkalım ve iyi geceler diyelim.
- It must be a Kraang sleeper cell. - Well, then let's tuck them in and say good night.
Hadi, attınız golleri de, iyisiniz yine.
C'mon, you scored. You must be happy.
- Hadi be! - Altı.
- No way!
Hadi, hemen tüyelim, dayanamıyorum artık muayeneye gelmesi yeteri kadar kötüyken şimdi çıktığımız için sanırım artık hiç kurtulamayacağım ondan
Come on, let's make a run for it. I can't take it anymore. It's bad enough when we're at the office, but now that we're dating, I'll never be away from him.
Oturaklar çıkarılınca laboratuvar olabilir. Ya da makine atölyesi, hadi en kötü ilik gibi bir oyun odası olur.
Take out the benches, that could be a lab, a machine shop, very least a sweet-ass game room.
Hanımlar, hadi ama... Yapmayın.
Oh, ladies, come on, come on, don't be like that.
Yüzünü eskisi gibi yap hadi.
Put your face back to what it used to be.
Hadi Stan, burdan kurtulacak bir yol düşünmelisin.
I gotta be there! Come on, Stan, you gotta think of a way out of this.
Git hadi. Her an evde olabilir ve üzgün kalmaya çalışıyorum.
Now - - now get out of here, because she's going to be home any second, and I'm trying to stay sad.
- Ben iyiyim. Git hadi.
- I'll be fine.
Hadi şimdi yap bakalım sihrini!
And his spell is about to be cast.
Öncelikle seni şu camdan dışarı atıp durumu eşitlemek varken sana neden nazik davranmam gerektiğini söyle. Hadi ama.
First, you need to tell me why I should be doing you this kindness, when I could just push you right out that window, even things up.
Hadi ama dostum, inanılmaz olacak.
Come on, man, it's going to be epic.
Eğlenceli olacak. Hadi ama Dean.
Could be fun.
Hadi ama, Corey, başka bir şeyler de olmalı.
Come on, Corey, there had to be something else.
Hadi Jen, biliyorsun bu iş roket kaykayla daha kolay olurdu.
Come on, Jen! You know, this would be much easier on rocket boards.
Yürü be Rick, hadi.
Go, Rick, go!
Hadi gençler, hadi oynayalım şu topu.
Come on, lads. Let's be'aving you.
Hadi ama bu kadar korkak olma.
Come on. It's just lemon, nutmeg, grape seed oil, herbs. Don't be such a coward.
Hadi, eğlenceli olur.
Come on, it'll be fun.
- Az kaldı. - Hadi be!
- Almost.
Hadi ya, traktörlüğünü yap.
Come on, be a tractor.
Hadi be!
Oh, come on.
Hadi ama, bu sefer çok eğleneceğiz.
Come on, it'll be fun this time.
Hadi ordan be!
Holy shit!
hadi bebek 30
hadi bebeğim 108
hadi beyler 113
hadi be adam 16
bebe 50
bela 109
belle 156
beatrice 93
beni 794
berlin 509
hadi bebeğim 108
hadi beyler 113
hadi be adam 16
bebe 50
bela 109
belle 156
beatrice 93
beni 794
berlin 509