Hata ettim translate English
685 parallel translation
Hata ettim.
I guess I shouldn't.
Ondan şüphelenmekle hata ettim.
I was a sap to ever doubt him.
Hata ettim " de.
And say "Forgive me, Shinza, I was wrong"
Hata ettim, Okoma Hanım.
I was wrong, Miss Okoma
Onun dostluğuna güvenmekle hata ettim.
I mustn't trust myself on that subject.
Size karşı dürüst olmakla hata ettim.
I made the mistake of being honest with you.
Dayı, sizi Myra ile bu kadar yalnız bırakmakla hata ettim.
Well uncle, I think I've been more than generous, leaving you so long with Myra.
Dinle Dinah, bilmeni istiyorum ki... sana bunun müzikal komediden farklı olduğunu söylemekle hata ettim.
Now listen, Dinah, I want you to know that... I was wrong in telling you how different this is from musical comedy.
Şiddete başvurmakla hata ettim ama birine vurmak şiddetin tek boyutu değil.
I was wrong to resort to violence, but hitting isn't the only form of violence.
Gelmekle hata ettim. Gelişim sana acı getirdi. Bunu tahmin etmeliydim.
I wish I hadn't come, if my visiting you causes this.
Hata ettim.
I was wrong.
Aksini düşünmekle hata ettim.
I was crazy to think so.
Hapse girerek hata ettim.
I was wrong to go to jail.
Özür dilerim, hata ettim.
Excuse me, I made a mistake.
Sana güvenmekle hata ettim.
You shouldn't have trusted just anybody.
Aklını şüpheyle doldurarak hata ettim.
I was wrong to want to fill you with doubt.
Haklısın.Kendimi kapatmakla hata ettim.Hepsi bu..
You were right. I was wrong to shut myself up. That's over.
Belki de gelmekle hata ettim.
Perhaps I made a mistake in coming here.
Hata ettim.
I made a mistake.
Ne hata ettim?
What have I done wrong?
Söyle bana ne hata ettim...
Tell me what have I done wrong...
Belki hata ettim.
Perhaps I was wrong.
Krala karşı koymakla hata ettim.
I might be wrong to defy the King.
Belki ona yazmakla hata ettim.
Maybe I was wrong, what I wrote her.
Gelmekle hata ettim.
I shouldn't have come.
Karışmakla hata ettim.
I was wrong to meddle.
- Sanırım hata ettim.
- I was wrong, I guess.
Hata ettim. Razı olmakla hata ettim.
I was wrong... wrong to give in
Bir hata ettim.
I made a mistake.
Belki bir hata ettim, ancak seni seviyorum.
Maybe I've made a mistake, but I love you.
Charlie Brown'a battaniyemi vermekle hata ettim. Heceleme yarışmasında şans getirsin diye vermiştim.
I made the mistake of giving my blanket to Charlie Brown to take to that spelling bee for good luck.
Roosevelt'e burayı söyleyerek hata ettim.
I made the mistake to point that out to Roosevelt.
Körfezin ihalesini zaten modernlik düşkünü birine teslim ederek büyük hata ettim.
I already made the mistake of entrusting The Bay to someone with a penchant for modernism.
Belki de seni getirmekle hata ettim.
Perhaps I was wrong in bringing you here.
Bir hata mı ettim?
Have I done anything?
Hata ettim.
You're all I have in the world.
Beni evime bırakmayı teklif etti, ben de hata yapıp teklifini kabul ettim.
He offered me a lift home, and I made a mistake and accepted it.
Hata mı ettim?
No, but I...
Ailemi buraya getirmekle hata mı ettim benim güzel güçlü oğullarım iyi bir yaşam sürsün istedim! O kurak topraklarda babaları gibi çürümesinler büyük şehirde daha iyi kazansınlar istedim!
Bringing my strong, handsome sons here to better themselves, and not toil upon a thankless land like their father who died a thousand times before giving up.
O gece, yaşadığım süre boyunca... bir daha hiçbir insana duygusal olarak bağlanmayacağıma dair... yemin ettim... fakat bir hata yaptım.
I swore that night I'd never again get emotionally attached to a human being as long as I lived but I made one mistake.
Bayan, yani hakkım olanı aldım, hata mı ettim?
ain't it?
Hata mı ettim?
Was I at fault?
Hata ettim.
I was led astray.
Yoksa hata mı ettim?
Or did I do wrong?
- Yani hata mı ettim?
- So I did wrong?
Bay Bialystock, son oyununuzun hesaplarında ciddi bir hata fark ettim. - Nerede? Ne?
I've discovered a serious error in the accounts of your last play.
Sana yaklaşmakla hata mı ettim?
Was I wrong to approach you?
Krala karşı koymakla hata ettim.
I might be wrong to defy the king.
Victor'un düzene olan merakını kullanmayı ihmal ederek bir hata yaptığımı fark ettim.
I shouldn't have neglected his natural inclination for order.
Katili uzaklarda aramakla, hata ettim, değil mi?
I sure didn't have to look far, did I?
- Hata ettim işte.
So I fucked up.
ettim 71
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hata yaptın 26
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hata yaptın 26
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hata yapıyorsunuz 42