Hayatımda translate English
11,989 parallel translation
On beş yıldır tarım bakanlığı için saha çalışması yapıyorum ve hayatımda hiç bu kadar kötü koloni çöküşü görmemiştim.
I've been doing fieldwork for the USDA for 15 years- - I've never seen Colony Collapse numbers this bad.
Kerah, CEO'luk hayatımda yıllardır asistan kovmamış olmaktan onur duyuyorum.
Kerah, I am very proud of the fact that in my many years of being a CEO I have never thrown a phone at an assistant.
Hayatımda ilk defa tam olarak kim olduğumu biliyorum.
For the first time in my life, I know exactly who I am.
İlk olarak, Robert benim hayatımda olmak istiyor.
Well, for starters, Robert actually wants to be in my life.
"İşte hayatımda asla değişmeyecek bir şey."
"This is something that will never change."
- Bu parayı hayatımda ilk kez görüyorum. - Öyleyse bizimle gelmeniz gerekecek.
Wait, I have never seen that money before in my life.
Hayatımda beni tek seven kişi sonsuza dek gitti.
The one person in my life that ever loved me..... had gone forever.
- Doğru. ... özel hayatımda.
.. in my personal life.
Hayatımda yaptığım en iyi anlaşmaydı.
It was the deal of my life.
Hayatımda hiç karanlık olmadı.
There's no darkness in my life.
Hayatımdaki en önemli iki erkeğin ben olmadan benim hakkımda karar verecekleri bir durum meydana getirdi.
He did manage to construct a situation Where the two most important men in my life Are making decisions about me without me.
Hayatımda ilk defa özgürüm.
For the first time in my life, I'm free.
Hayatımda verdiğim en iyi kötü karar.
The best bad decision I ever made.
Hayatımda geri alamayacağım bir saniyeydi o.
It was one second of my life that I can't take back.
Ama artık sadece beni sevecek biri var hayatımda.
But now... now I have someone to love me and only me.
Hayatımda gördüğüm en harika şeyler!
Oh my god! Those are the greatest things I've ever seen.
Sonraki hayatımda daha iyi olacağım.
I'll do better in my next life.
Hayatımda hiç bu kadar hızlı ve etkili çalışmamıştım.
You know, I've never worked this fast, or efficiently, in my life.
Hayatımda çok erkek yok bu yüzden onlarla meselelerimin olması nasıl mümkün olur bilmiyorum.
I don't have many men in my life, so I don't know how it'd be possible to have any issues with them.
Hayatımda bir noktada insanların gay olduğuma inanmalarına izin vermek gerçekte kim olduğumu onlara göstermekten daha kolay geldi.
Um... at a certain... point in my life, it became easier for me to to let people believe I was gay rather than show them who I really was.
Gerçek kişiyi ortaya çıkarın ve kendinize sorun "Kendi hayatımda bu kişiye güvenebilir miyim?"
Uncover the real person and ask yourself, "can I trust this person with my life?"
Quantico'ya gitmek, hayatımda yaptığım en zor şeydi.
Going to Quantico was the hardest thing I've ever done.
Hayatımda birden fazla kez görüşmeye zaman ayırabildiğim çok az insan var. Sen onlardan biri değilsin.
There are very few people in my life that I have enough time to see more than once, and you are not one of them.
Hayatımda hiç bu kadar ısırılmadım ben.
I've never gotten this many bug bites in my life.
- Hayatımda bir Rita var.
- I got a Rita in my life.
Hayatımda asla kanıtları gizlemedim.
I have never concealed evidence in my life.
Hayatımda hiç yürüyen bir araçtan atlamamıştım.
I've never jumped from a moving vehicle my whole life.
Hayatımda bir yük ve sıkıntı oldun ve onunkinde yeterince kaos var zaten.
You've become a liability in my life and a nuisance, and he's got enough chaos in his life as it is.
Aslında hayatımda ilk defa o kızın göğüslerine dokunmuştum.
It was actually the first pair of boobs I ever touched.
Hayatımda bu haltların tekini bile daha önce hiç görmedim.
I never saw any of this shit before in my life.
Millet, hayatımda hep bir şey eksik diyip durmuyor muydum ben?
Everyone, what's the one thing that I've always said was missing from my life?
Hayatımda bir kez bile kahvaltılık gofretlerden yemedim.
I've never had a breakfast bar in my life.
Hayatımda bir kez bile bu kadar edepsiz, geri zekalı bir kadınla karşılaşmadım.
I never ever encountered such a nasty, trashy lady in my entire life.
Hayatımda hiçbir şeyden korkmamamı öğreten birkaç olay geçti başımdan.
I've been through a few things in my life that taught me not to be afraid of anything.
Son hayatımda tabiî ki.
Last time I was alive.
Hayatımdaki en büyük hain karşımda duruyorken düşmanlardan bahsediyorsun.
You speak to me of enemies when the greatest traitor of my life stands before me.
Hayatımda elinizi atmayacağınız şey yok mu?
Is there no part of my life you people won't touch?
İlk karşılaştığımızda hayatımda bir şeyler arıyordum.
You know, when we first met, I was looking for something in my life.
Hayatımda bazı değişiklikler yapmazsam sonsuza kadar öyle hissedeceğim.
And if I don't make some change in my life, then this is how I'm gonna feel forever.
Hayatımda bir kez her şeyin yolunda gittiği bu anı sonsuza dek...
I just wanna remember this instant where for once in my life, - everything was going...
Hayatımda ilk defa, kimseye hesap vermek zorunda değilim.
For the first time in my life, I don't have to answer to anyone.
Belki sonraki hayatımda denerim Yeni işinde iyi şanslar.
Yeah, well, maybe in my next life.
Bu kadını hayatımda ilk defa görüyorum.
I've never seen that woman before in my life.
Sen hayatımıza girdiğinde, onun benim yanımda duruşu, sevgisi ve desteği O'nun... herşeyim olduğunun farkına varmamı sağladı.
But the way she stood by me when you came into our lives, with her love and support, it made me realize that she is... everything.
Burada bir hayat kurmakla ve kök salmakla ilgili söylediklerim seninle ilgiliydi. Yanımda olmanı istiyorum.
Look, all that crap I said about building a life here and about putting down roots...
Fakat onunla ölümünden sonra labımda karşılaştım, hayatında o aşamaları hiç yaşayamayacak.
But because I met him in my lab after he was murdered, he's never gonna live out those phases of his life.
Plan, Olive Pope'un o kaldırımda durması ve ettiği tek bir kelimeyle sahip olduğu tüm hayatı çöpe atmasıydı.
The plan was Olivia Pope standing on that sidewalk and, with one word, obliterating any life she's ever known.
Umarım hayatımın sonuna kadar suratımda durmaz.
I hope I won't bear it for the rest of my life.
Geriye dönüp baktığımda uymam gerekenleri korumak için... daha çok şey yapabilirdim, ama o zamanlar bile... ölümsüz bir hayat tam tersi yaşanmazmış.
In hindsight, I could've done more to prevent what was to follow, but then, even an endless life cannot be played in reverse.
Ben de torunlarımda senin işsizlik genini istemiyorum Jerry. - Ama hayat küçük ödünlerden oluşuyor.
Well, I don't like your unemployed genes in my grandchildren, Jerry, but life is made of little concessions.
I benim kendi hayatımı yaşamak tamamen memnundu. Ve şimdi ı'm benim yanımda bir deli olan bir balık tarafından yemiş olacak!
I was perfectly content living my life all on my own and now I'm going to be eaten by a fish with a lunatic by my side!
hayatımda ilk kez 38
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45