Her zaman dediğim gibi translate English
190 parallel translation
Her zaman dediğim gibi onu tanıyan hiç kimse böyle bir şeyi düşünemezdi.
I've always said that no one who knows her could have thought it.
Her zaman dediğim gibi, şafak öncesi en karanlık zamandır. Ve her bulutun kenarında bir beyazlık vardır, üstelik yağmur...
As I always say, it's always darkest before the dawn and every cloud has a silver lining and it never rains but what...
Her zaman dediğim gibi çocuksuz bir ev, evsiz bir çocuğa benzer.
I always say, a childless home is like a homeless child.
Her zaman dediğim gibi ; aşk, tuhaftır ve sürprizlerle doludur.
Like I've always said, love is strange and incalculable thing.
Gene de her zaman dediğim gibi ; Oda ne kadar boşsa çalışmalar o kadar iyidir.
Still, I always say the barer the room the better the work.
Her zaman dediğim gibi "Temiz hava istiyorsan, bu şehirde arama"
Like I'm always telling her, "If you want fresh air, don't look for it in this town!"
Her zaman dediğim gibi Kelly, çok kafa bir kızsın.
Like I've always said, Kelly, you're all right.
Her zaman dediğim gibi, anonim bir şirket kur.
As I've always said to you, set up a joint-stock company
Her zaman dediğim gibi :
As I have always said :
Her zaman dediğim gibi, her işte bir hayır vardır.
What I always say is, i s an ill wind that blows no good.
Her zaman dediğim gibi, güneşin tadını çıkarmak için öncesinde biraz sis gibisi yoktur.
It's worth having the fog just to appreciate the sunshine.
Her zaman dediğim gibi, geçmişi geçmişte bırak ve umarım sende her nerdeysen aynı şeyi söylersin.
Like I always say, let bygones be bygones and I hope you're
Her zaman dediğim gibi burası çocuklar için bir cennet.
But what I always say is, it's a heaven for children.
Her zaman dediğim gibi en tuhaf insanlarla bayanlar tuvaletinde tanışılır.
Well, as I always say, you meet the strangest people in the ladies'room.
Ama, her zaman dediğim gibi iş zevkten önce gelir.
But, like I always say, business before pleasure.
Ama her zaman dediğim gibi, Işığın hiçbir zaman ulaşamadığı... içindeki en karanlık derinliğe derin gözlerle bakmak seni asla korkutmamalı.
But as I always say, one must never be afraid... to look deep down into the darkest deeps of oneself where the light never reaches.
Her zaman dediğim gibi sabredin ve kağıtları karıştırın.
As I always say... have patience and shuffle the cards.
- Her zaman dediğim gibi...
- As I always say...
Her zaman dediğim gibi, açlık dünyadaki en iyi sostur.
Well, as I always say, hunger is the best gravy in the world.
Ama her zaman dediğim gibi.
But, like I always say...
Her zaman dediğim gibi malla çalışmak daha iyidir.
As I've always said : Goods are better.
Her zaman dediğim gibi.
It's just as I've always said.
Her zaman dediğim gibi, kötü elemanlar rakiplere güç katar.
I always say a bad hire strengthens the competition's hand.
Neyse, her zaman dediğim gibi, iş ciddidir.
Anyway, as I've always said, work is critical.
Her zaman dediğim gibi, tanıdığım en beyaz zenci sensin.
I always said you was the whitest nigger I ever knew, Chappie.
Sana her zaman dediğim gibi, evlat.
It's like I always tell you, kid.
Her zaman dediğim gibi, serveti paylaş.
Share the wealth. That's what I always say.
Her zaman dediğim gibi serveti paylaş.
Share the wealth. That's what I always say.
Her zaman dediğim gibi, "çiçeğe çiçek yaraşır."
"Sweets to the sweet," I always say.
Her zaman dediğim gibi, işin eğlencesini ve bütün güzel kadınları sen alıyorsun.
As i said... you have all the fun and most of good women.
Her zaman dediğim gibi, "Bana sadece oy vermeyin, katılın da."
I've been saying, "Don't just vote for me, join me."
Her zaman dediğim gibi kimi vurursan vur, onunla evlenebilirsin de çünkü onlara hayat boyu bağlanırsın onların ya da senin...
Like I used to say... whoever you shoot, you may as well marry'em, cos you're tied to'em for life... till the end of their life...
Her zaman dediğim gibi, not her şey değildir.
Well, I always say grades are not everything.
Patron insanlara karşı çok yumuşaksın. O koca dinamolarını kullanmalısın. Her zaman dediğim gibi.
Boss you're too soft on people.
Her zaman dediğim gibi... Biz güneylilerin kıçına tekme attık, ve her zaman böyle olacak!
All I'm saying is that... i'is that the Confederates would've just gotten their asses kicked in Topeka!
Ya da benim her zaman dediğim gibi "Bay Grossman" ın.
I'm Grossman's secretary. Or Mr. Grossman, as I always call him. Oh, yes.
Ama her zaman dediğim gibi en kötüsü bir adamın dişlerini kaybetmesidir.
But I've always said the worst thing a man can lose is his teeth.
O iyi bir arkadaşım ve şu anda kendi işleriyle uğraşıyor. Her zaman dediğim gibi, o Joe Bok için fazla seksi.
She's a good friend of mine and she's off doing her own thing right now but I've always said she's a little too hot for old Joe Dirt.
Her zaman dediğim gibi. Her şey burada.
Like I always said, honey, it's all up here.
Delili profesör, her zaman dediğim gibi biz buradayız ama onlar dikkat çekecek derecede yoklar
The proof is that we are here and dinosaurs are remarkably thin on the ground.
Daha önce zavallı Mac'e de dediğim gibi, bir polis her zaman polistir.
Just what I told poor Mac. A copper's always a copper.
Dediğim gibi, her zaman bana söyleneni yaparım.
Like I say, I always do as I'm told.
Dediğim gibi kadınlar her zaman manevi gelişimime yardımcı olmuştur.
As I said, women always aid my moral progress.
Dediğim gibi, aksi söylenmediği taktirde her zaman bekletiriz.
As I say, we hold rooms unless otherwise indicated.
- Tabi olur dediğim gibi, her zaman.
- Yeah, yeah, like I was saying, anytime.
Dediğim gibi önemli insanlar her zaman dakiklerdir.
Since I was to say the important persons they are always punctual.
Evet, her zaman dediğim gibi ;
WELL, AS I SAY,
Dediğim gibi, her şeyin, doğru bir zamanı ve yeri vardır.
Like I said, there's a right time and place for everything.
Dediğim gibi, her zaman olabilir.
Like I said, there's always a chance.
Dediğim gibi, bu adamla yaptığım anlaşmanın çok garip olduğunu kabul ediyorum. Ama bana karşı her zaman büyük bir saygı gösterdi.
I realise the arrangement I made with this guy is pretty weird, but he's always shown me complete respect.
Her zaman dediğim gibi, Kevin.
It's like I always say, Kevin.