Hoşuma gitti translate English
5,946 parallel translation
Hoşuma gitti.
I like that.
Hoşuma gitti.
I like it.
Hoşuma gitti.
I appreciate it.
Hoşuma gitti.
( laughs evilly ) I like it!
Hoşuma gitti.
I like it. Yeah.
Hazır lafı açılmışken, verdiğin ifade hoşuma gitti.
And speaking of which, I enjoyed your statement.
Her şeyi kesin bir dille anlatman hoşuma gitti.
That's pretty funny, you look at it a certain way.
İşte bu, işte bu yüzden çok hoşuma gitti.
Now, that right there... Now, if I have to spell out why that's funny...
Hoşuma gitti.
I like this.
Ben de. Emma'yı öptüm ve bu hoşuma gitti.
So did I. And I kissed Emma, and I liked it.
Kıyafetin çok hoşuma gitti.
I love your little dress.
- Bu arabalı olan da hoşuma gitti.
I like this one with the car too.
Beni ayaktayken kavraman hoşuma gitti...
I liked how you had me standing up...
Benim hoşuma gitti.
I-I liked it.
Dişleri bir köpeğinki gibi. İğrençti, ama hoşuma gitti. Şanslısın, buradayım dostum.
Teeth like fucking doggins, it was disgusting, I loved it.
Hoşuma gitti. Saç kesimin çok güzel.
I think you're beautiful... with that haircut.
Bu arada, yeni hâlin hoşuma gitti.
By the way, I like the new you.
Hoşuma gitti bu oyun.
I like this game.
İşin tadını bir kere aldım ve hoşuma gitti.
I got a taste of it, and I liked it.
Hoşuma gitti.
I can feel a sexy vibe.
Ama sergilediğin efor hoşuma gitti.
But I like the effort on your part.
Tom'un senden olması, sana benzemesi fikri hoşuma gitti.
I liked the idea of Tom being..... like you.
Hoşuma gitti.
I liked it.
Bu hoşuma gitti.
I like it.
- Hoşuma gitti.
- I like it.
- Benim hoşuma gitti.
I like it.
Delilleri incelediğimiz kısım hoşuma gitti aslında.
I kind of liked the part where we just get to analyze evidence, you know.
İsim hoşuma gitti.
I like that name.
Quinn'in peşinden gidişini görmek hoşuma gitti.
I did like seeing you go after Quinn.
Bu fikir hoşuma gitti.
I like the sound of that.
Çok hoşuma gitti, erimiş olsa bile.
I really liked it, even though it was melted and everything.
- Benim hoşuma gitti gibi.
- I kind of like it.
Bu hoşuma gitti.
I like that.
Evet, evet, bu plan hoşuma gitti.
Yeah. Yeah, yeah, I like this plan.
Bu biraz hoşuma gitti.
I kind of like that.
hoşuma gitti. bırakta Catherine asaleti için debelensin biraz
I like that. Let Catherine scramble for her dignity.
Bana bakışını ve beni nasıl hissettirdiği hoşuma gitti.
I liked the way that he looked at me and how he made me feel.
Beni korkuttun, bu hoşuma gitti.
You scare me. I like it.
İnisiyatif aldığını görmek hoşuma gitti.
I love that you took the initiative.
Bak dürüst olmak gerekirse bu çift gerçekten hoşuma gitti.
Look, I got to be honest, I really like this pairing.
- Çok hoşuma gitti doğrusu. - Değil mi ama?
I am really digging this place.
Müteahhitimin de uğramasını isteyeceğim ama benim hoşuma gitti. Harika.
I want my contractor to swing by, but I really like it.
Televizyonda Crimewatch açıktı, o program beni biraz korkutur o yüzden çok konsantre olamadım ama hoşuma gitti yani.
Crimewatch was on in the background, and Crimewatch scares me a little bit, so I was a bit distracted, but I enjoyed it, though.
Benim hoşuma gitti.
I kinda liked it.
- Hoşuma gitti.
I like it.
Böylesi hoşuma gitti.
I like it that way.
Beyaz giymemesi hoşuma gitti.
Aw, I like that she's not wearing white.
Hoşuma gitti!
I like it!
Son birkaç haftadaki durumumuz çok hoşuma gitti her şey de yolunda ama...
I mean, I'm so proud of the way we got through the past couple weeks. And everything is great. But, um...
Hoşuma da gitti.
I kind of like it.
- Lipschwitz hosuma gitti.
- Oh, I like Lipschwitz. - Then that's who I am.
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26