English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Inanmıyor musunuz

Inanmıyor musunuz translate English

318 parallel translation
- Bana inanmıyor musunuz?
- You don't believe me?
- Siz inanmıyor musunuz?
- Don't you?
- Siz korku masallarına inanmıyor musunuz?
- You don't believe witches'tales, do you?
Yani söylediklerinize aslında inanmıyor musunuz?
So... you don't believe these things you say? - No.
Bana inanmıyor musunuz?
Don't you believe me?
- Tıbba inanmıyor musunuz doktor?
Don't you believe in medicine, Doctor?
Uyarılara inanmıyor musunuz?
Don't you believe in warnings?
Bana inanmıyor musunuz?
You don't believe me?
Saldırıya uğradığıma inanmıyor musunuz?
Don't you even believe I was attacked?
Annemin benimle geldiğine inanmıyor musunuz?
You don't even believe she was with me.
Böyle bir aşımız olduğuna inanmıyor musunuz?
Don't you believe we have such a serum?
Yani bana inanmıyor musunuz?
You mean you don't believe me?
- Bana inanmıyor musunuz?
- Don't you believe me, sir?
Tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick?
You don't believe in living in one place, Mr. Quick?
Buna rağmen varolduğumuza inanmıyor musunuz?
Do you still believe it impossible we exist?
Bana inanmıyor musunuz?
Don't believe me?
O halde, dizi halinde rüya görmenin mümkün olduğuna inanmıyor musunuz?
THEN YOU DON'T THINK IT'S POSSIBLE TO DREAM IN EPISODES?
Sizce de böyle mi yoksa dünyanın güneşin etrafında döndüğüne inanmıyor musunuz?
Do you think so, or don't you believe the earth moves round the sun?
Yoksa doğa kanunlarına inanmıyor musunuz, Bay Brady?
Or don't you believe in natural law?
Yani bana inanmıyor musunuz?
Oh, so you don't believe me?
- Söylediklerime inanmıyor musunuz?
- You don't believe...
Ya da sizin gibi şehirliler bu konulara inanmıyor musunuz?
Or do city people like yourself not believe in such matters?
Bana inanmıyor musunuz?
I swim very well. Do not believe me?
Yoksa Dr. Kimble'ın fiilen onu gördüğüne inanmıyor musunuz?
Or don't you wanna believe Dr. Kimble actually saw him?
Üzgün olduğuma inanmıyor musunuz?
I'm sorry I can't lock you up.
- Bana inanmıyor musunuz?
Don't you believe me?
Gerçekten açlıkla boğuşuyorlar ve bu daha da kötüleşecek. Daha çok çocuk yapacaklar ve açlık büyüyecek. Bana inanmıyor musunuz?
They suffer literally from hunger... it will be worse, they will have more children. and the hunger grows.
Söylediklerime inanmıyor musunuz?
You doubt my word?
- Siz inanmıyor musunuz?
- Wouldn't you?
Dongama tanrısına inanıyor musunuz yoksa inanmıyor musunuz?
Do you or do you not believe in the god Dongama?
- Bana inanmıyor musunuz?
You don't believe me?
Yani mucizelere inanmıyor musunuz?
Then you believe there are no miracles?
Yoksa, taşları aramayacaklarına inanmıyor musunuz?
You don't believe that they wouldn't look for them otherwise?
- Bana inanmıyor musunuz efendim?
- You mean you don't believe me, sir? - STEELE :
Söylediklerime inanmıyor musunuz?
Don't you believe what I'm telling you?
Neden, Tanrı'ya inanmıyor musunuz?
Why, don't you believe in God?
- Buna inanmıyorum Doktor... - Ölülerin canlandığına inanmıyor musunuz?
... you believe that the dead alive?
Ölülerin canlandığına ve yaşayanlara saldırdığına inanmıyor musunuz?
Do you believe that the dead come to life and pounce on living?
Söylediklerime inanmıyor musunuz?
Don't you believe what I'm saying?
Bana inanmıyor musunuz?
- Huh? Huh? Don't you believe me?
Kadınların eşit olduğuna inanmıyor musunuz?
Don't you believe in women's liberation?
İnanmıyor musunuz?
You don't believe in it?
- İnanmıyor musunuz?
- You don't believe it?
- İnanmıyor musunuz?
- You don't believe in it?
İnanmıyor musunuz?
You don't believe so?
Buradaydı ama şimdi yok. İnanmıyor musunuz?
So he must be here!
Önceden öyle düşünüyordunuz. İnanmıyor musunuz yani?
You thought so before.
İnanmıyor musunuz?
You won't believe it?
İnanmıyor musunuz yoksa emin değil misiniz?
You don't believe or you are not sure?
İnanmıyor musunuz...?
Don't you believe...
- İnanmıyor musunuz?
- You don't?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]