English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Istasyonda

Istasyonda translate English

1,254 parallel translation
Kaptan, bu istasyonda bir arıza var.
Captain, there is a malfunction in this station.
Bir hafta önce, istasyonda kendini rahatlatırken yakaladım onu.
A week before I caught him relieving himself at the station
Güç durumdayız ; istasyonda beklemek istemiyoruz.
We're in a tight corner here ; we don't want to wait in the station.
Sen istasyonda çalışırken, biz de oraya gideceğiz.
While you're at the station, we are going to go.
Zaman zaman dışarı çıkmama izin veriliyordu ancak bu sadece yemeğime ilk defa ilaç attıklarında ve beni bu durumda istasyonda bulduğunuz zamana kadardı.
Occasionally I was allowed out but only when they had first drugged my food and it was at this state that you found me at the station.
Yanlış istasyonda inmiş olmalı.
She must have got off at the wrong stop.
Yerel bir istasyonda sunuculuk teklifi almıştım.
I was offered a job as an anchor at this small, local station.
Emanete gitmeden önce istasyonda izimi kaybettirdim.
I lost him at the station before I got to the locker.
Heykeli bırakmam gerekiyordu... ama onu istasyonda görünce paniğe kapıldım.
I was supposed to leave the statue but I saw him at the station and I panicked.
Yani onu istasyonda gördün.
So, you saw him at the station?
"Ben bu istasyonda iniyorum." demek gibiydi.
It's like, "I'm getting off at this station."
Evet, istasyonda gördüğüm bir kız.
Yes, a girl I saw at the station.
Kendisini istasyonda çırıl çıplak bulduk.
Take him away! We found him at the station, completely naked.
Kendisini ben de tanımıyorum, istasyonda karşılaştık ama gördüm ki iç çamaşırı giymemişti!
I don't know her, I met her at the train station, but I noticed..... she's a girl without underpants!
Tamam peki, bugün istasyonda olacağım, konuşmak istersen...
Yeah, well, I'll be at the station today, you want to talk.
Tren parası için 10 sterlin verebilirim ve siz de istasyonda işvereninize mektup yazarsınız. Şahsen ona iletirim.
I can adventure 10 pounds for the train fare and you can write your employer a note át the station, which I'll personally deliver.
Ve ben bu istasyonda iniyorum.
And I'm getting off at this station.
Geri dönerken istasyonda gözümü bir açacağım, San Francisco.
I goy yhe syayion yo run reruns of Wake Up, San Francisco.
Çok uzun zaman bekledik ama o hangi istasyonda ineceğini biliyormuş.
We waited a long time, but he knew which station exit to take.
Ama istasyonda bir restoran var.
But there's a restaurant at the station.
Bir kaç ay önce geldim, ben taşralı bir kızım yaşlı teyzem, beni istasyonda karşıladı.
I arrived a few months ago, a country girl. An old aunt met me at this station.
Karısı nerdeyse istasyonda doğuracaktı.
His wife looked ready to have the baby.
Hâlâ istasyonda efendim.
He's still down on the station, sir.
Dış görev ekibinden alacağın ifadeler... ve müfettişin sağlayacağı tanıklarla, sanal güverteyi, istasyonda olanları... yeniden canlandırmak için programlayabilir misin?
By taking testimony from the away team and from witnesses provided by the investigator, could you program the holodeck to recreate events on the station?
Yani siz, geceyi istasyonda geçirmenizin... Bayan Apgar'ın fikri olduğunu söylüyorsunuz.
Then it's your testimony it was Mrs Apgar's idea for you to spend the night aboard the space station?
Mahremiyet, küçük bir istasyonda çok önemlidir.
Privacy is very important on a small station.
Ama sizce de, tüm görgü tanıklarının istasyonda olan olay bitenleri... farklı bir bakış açısından anlatmaları çarpıcı değil mi? Gerçekte neler olduğunu daha görmedik.
But isn't it remarkable that with all the witnesses, all the different points of view of the events aboard the space station, we haven't seen what really happened?
Albert oteldeki işini bitirince istasyonda görüşürüz.
Harry, when Albert finishes up at the Great Northern we'll meet back at the station.
Saat altıda istasyonda ol.
Come down to the station about six. Make it six.
Hatırlıyor musun, geçen hafta yeni öğretmeni istasyonda karşılamaya gönüllü olmuştun.
Do you remember last week at the town meeting when you volunteered to meet the new schoolteacher at the station when she came in?
Saat dokuzda, istasyonda buluşalım.
Meet me at the station at nine o'clock.
Saat altıda, istasyonda görüşürüz.
See you at six o'clock at the station.
Affedersiniz... Bu istasyonda başka kafe var mı?
Excuse me... is there another cafe in this station?
- istasyonda..
- To the station..
Bir sonraki istasyonda ineriz.
We'll get off at the next station.
Yük trenlerinin hiç bir istasyonda durmadıklarını unuttuk.
We forgot that freight trains never stop at stations.
- Mösyö Havering, birinin istasyonların birinde 18 : 15 trenine yetişip diğer istasyonda inmesi olasılık dahilinde.
- What? - It is quite possible, Mr. Havering, for a man to catch the 6h 15m in a train station and get off in the next.
Bu kişi, bir sonraki istasyonda treni terk edip arkadaşım Mösyö Anstruther'ın bisikletini çaldı.
This person alightedt from the train at the very next stop and stole the bicycle of my friend, monsieur Anstruther.
Şüphelinin bir sonraki istasyonda trenden inerken görülmesi çok önemliydi.
It was essencial, you see, that the suspect should be seen to alight from the train at the very next stop.
Kız kardeşini ziyaret edeceğinden, bizimle istasyonda buluşması iyi olur demiştim.
I thought that, since she was visiting the sister, it would be more simple to find us in the estacão.
Bak, bu gece istasyonda isdediğini yapabilirsin.
BABY-SIT TONIGHT? - SHERIFF'S STATION? AH!
İstasyonda mı?
At the station?
- İstasyonda.
- At the station.
Eski Ulusal İstasyonda bunalım sokağında.
In the old National Station, in the melancholy street.
İstasyonda.
The station.
İstasyonda telefon var. Çocuğu yalnız mı bırakacaksın?
Are you going to leave Ania all along?
İstasyonda bekleyeceğim.
I'll wait at the station.
İstasyonda fazerimi asla ateşlemedim.
I never fired a phaser on the station.
İstasyonda da konuşuyorduk ve bu hayatımda gördüğüm en berbat şeydi.
I was talkin'to them, at the station house, you know, and
İstasyonda onları karşılayıp alacaklar.
They're being picked up at the station.
İstasyonda kalarak Yıldız Gemisi Zhukov'un gelmesini ve Büyükelçi T'Pel için misafir kamaralarının hazırlanmasını bekleyeceğiz.
We await the Starship Zhukov. Guest quarters are ready for Ambassador T'Pel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]