Içeri giremezsin translate English
336 parallel translation
Ben yol göstermeden içeri giremezsin.
You can't get in unless I tell you how.
Sen kapıdan içeri giremezsin.
You won't get inside the door.
Yasak, içeri giremezsin.
It is forbidden. You can't come in
"Ben izin vermeden içeri giremezsin! .."
"Do not attempt to enter without my permission" says the guard.
Artık içeri giremezsin.
You can't go in any more.
Ama Dost değilsen... koca bir ordun olsa bile içeri giremezsin
If you're not a friend... you can't step in even if you've an army
Vurmaya devam et ama içeri giremezsin...
Keep on knocking but you can't come in...
Asla içeri giremezsin
You cannot enter it, ever.
Böyle içeri giremezsin! Günaydın.
You cannot walk in like this!
Çok kötü kokuyorsun, içeri giremezsin
You're stink, you can't come in
Seni affedinceye değin, içeri giremezsin.
Unless they forgive you, I can't let you in.
İzinsiz içeri giremezsin.
You can't come in without permission.
Fran, içeri giremezsin.
Fran, you can't go in there.
Hayır, içeri giremezsin.
No, you can't come in.
- Ama bu şekilde içeri giremezsin.
- But you can't go in there like that.
İsimliğin olmadan içeri giremezsin.
You-you can't go in without a name tag.
- İsimliğin olmadan içeri giremezsin.
- Uh, you can't go in without a name tag.
- İçeri giremezsin.
- You can't go in there.
İçeri giremezsin, misafiri var.
You can't go in. He's got a visitor.
İçeri giremezsin.
You can't come in.
- İçeri giremezsin.
Tully. - Go away!
- İçeri giremezsin dedim!
Ho detto di non.!
İçeri giremezsin!
You can't go in there!
İçeri giremezsin!
You can't get in!
İçeri giremezsin.
You can't get in.
Muhafız seni içeri bırakmadıysa.. ... o kapıdan elini kolunu sallayarak giremezsin.
You could not have come through that door, unless the guard on duty in here let you in.
İçeri giremezsin!
You are not to come in!
İçeri giremezsin.
No one is allowed in.
İçeri giremezsin.
You can't go in there.
İçeri giremezsin!
You can't come in!
İçeri giremezsin Danny.
You can't come in, Danny.
- İçeri giremezsin.
- You won't get in.
İçeri giremezsin.
You wont get in.
İçeri giremezsin!
You can't go in.
Elbette. Ama içeri asla giremezsin.
Sure... but you'll never get in.
İçeri giremezsin.
You can't go in.
İçeri giremezsin. Belki de birileri koyuyordur ona.
You cannot enter, really!
İçeri giremezsin.
You can't come in here.
İçeri giremezsin, anladın mı?
You just can't take it in, can you?
- Herhâlde içeri de giremezsin.
And I presume you can't get inside.
- İçeri giremezsin.
- You can't come back in.
Lois, İçeri giremezsin.
Lois. You can't come in.
Yani, içeri giremezsin. - Jenny, bekle.
- Jenny. wait.
İçeri giremezsin.
You can't come in. All right.
- İçeri giremezsin, henüz yatağı toplamadım.
- You can't go in, I haven't made the bed.
İçeri giremezsin.
Well, you can't go in there.
Ön kapıdan içeri asla giremezsin.
You'd never get it through the front door.
İçeri giremezsin, annem evde.
Well, you can't come in, my mum's here.
İçeri giremezsin!
You can't go in!
Giremezsin içeri.
You can't go in.
İçeri giremezsin
You can't go in.
içeri giremezsiniz 44
giremezsiniz 38
giremezsin 31
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
giremezsiniz 38
giremezsin 31
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeri buyrun 59
içeride kimse var mı 30
içeri gelebilir miyim 66
içeride değil 16
içeride biri var 21
içeri girin lütfen 20
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeri buyrun 59
içeride kimse var mı 30
içeri gelebilir miyim 66
içeride değil 16
içeride biri var 21
içeri girin lütfen 20
içeri girelim 141
içeri giriyor 25
içeride mi 77
içeride görüşürüz 22
içeri gelsene 107
içeri al 83
içeri alın 72
içeri girsene 52
içeri geliyorum 30
içeri gönder 85
içeri giriyor 25
içeride mi 77
içeride görüşürüz 22
içeri gelsene 107
içeri al 83
içeri alın 72
içeri girsene 52
içeri geliyorum 30
içeri gönder 85