Içeri girip translate English
2,662 parallel translation
İkide bir içeri girip dayak yemeni ben dayanamıyorum. Ne yapayım?
I can't stand that you get arrested and beaten up like this.
Kadinlarin içeri girip kendilerini rahat ve normal hissedecekleri bir yer lazim bize.
We need a place where women can walk in and feel comfortable... and it's normal.
Patlayıcı ile içeri girip baskını veririz.
We make a controlled blast and we're in.
içeri girip, "Problem ne?" diyor.
walks in, says, "What's the problem?"
Şöyle keskin göğsünden içeri girip, baskıyı azaltacak bir şeye.
Okay... I need something sharp... To stab into his chest, to release the pressure.
Sekiz hücreli bir embriyoya yerinde durması için emici pipet uyguladık ve şimdi embriyonun koruyucu dış kısmı olan "zona pellucida" yı deleceğiz aslında genetik olarak analiz edebilmek için içeri girip, hücrelerden birini çıkaracağız.
We've applied the suction pipette to it so it'll hold it in place for us, and now we're going to pierce the zona pelluca - the outer shell that protects the embryos - and we're actually going to prepare to go in and remove one of the cells so that we can analyse it genetically.
Hadi, içeri girip suyu şaraba çevirelim.
- COME ON, LET'S GO INSIDE AND TURN SOME WATER INTO WINE.
Frank, içeri girip onlara katılmalısın
Frank, you have to go in there and join those acolytes!
Kadın içeri girip telefonu kullanmasına izin vermiş.
So she let him in the house to use the telephone, and while he was doing that,
Hadi sizi maymunlar, içeri girip ödevinizi yapın.
Okay, now, you two monkeys. Come on in and finish your homework.
Claudia'yla içeri girip, onu bulup onu gerçekliğe çıkaracağız.
Claudia and I'll go in, find them, and boogie on back out to reality.
O yaptığın konuşma neydi o zaman : "Bir şahinin asaletine sahibim... bir iblisin fısıltısı gibi içeri girip çıkacağım"?
What about your whole speech about "I have the grace of a falcon, and I'll be in and out like a demon's whisper"?
Biz çoktan içeri girip çıkmış olabilirdik.
We could have gotten in and out of there.
Hadi ama, denetleme, araştırma... Hepsi içeri girip araştırmanı ele geçirebilmek için bir oyundu.
Come on, the audit, the investigation, it's all just a smokescreen to get them inside so they can get their hands on your research.
Bradford, içeri girip biraz eğlenmek istiyorum.
Look, bradford, I gotta get in there and have some fun.
Tekrar içeri girip onu almak istedi.
Tried to come back in and get it.
Sadece içeri girip yeni bir laptop kimdeymiş bakmamız gerek...
We just have to go in there, see who's got a new laptop...
Kadının sesi kulaklarımdan içeri girip orayı öyle bir tırmalıyor ki duymamak ne mümkün!
Yes. Her voice goes right into my inner ear and rattled around like razor blades.
Buradaki elektromanyetik alanı bloke edebilmeli ki içeri girip bunlara sebep olan o şeyi kapatabileyim.
Something that can block out the field so I can cross through and turn off whatever's causing this.
Çünkü o zaman, içeri girip Senin için denerim ve onları oyalarım.
Because that way, I can go in there and try and cover for you.
John, hadi içeri girip biraz halter çalışalım.
John, let's go back inside, bench press some poundage.
Hadi arkadaşlar, içeri girip silahlarımızı kanunsuzlara ateşliyelim.
Come on, partners. Let's ride in there guns blazing and round up them outlaws.
Roger, içeri girip benim için hançerleri almalısın.
Roger, you have to go in there and get the daggers for me.
Canın ne kadar çekerse çeksin kokusu ne kadar burnundan içeri girip seni cezbetmek isterse istesin nefsine hâkim olmanı ve pastaya karşı ayakta durmanı istiyorum.
Now no matter how many beckoning fingers that steam morphs into or how badly it tries to sneak its way up your nose, I want you to resist the urge to levitate off the ground and float towards the pie.
Ne yaptın, içeri girip, bir rozet gösterdin.. ... ve onlarda öylece sana verdiler mi?
What'd you do, walk in there and flash a badge and they just hand it to you?
Satıcının belirttiğine göre, kız içeri girip, biraz radyatör yakıtı ve bir paket kibrit almış.
Clerk says she came in and bought a pack of ultras and some radiator fluid.
Korumalar içeri girip davetsiz misafiri kovaladıklarında.
- When? When the guards came in and chased away the intruder.
Sonra yeniden dışarı çıkarız ve bu sefer adam gibi davranır ve bu kapıdan içeri girip.. ... biribirimizin elbiselerini parçalayana dek cinsel gerilim hat safhaya ulaşır.
And, you know, we're gonna go out again, and this time he's gonna do it right, and the sexual tension is gonna build until we burst through that door just tearing at each other's clothes.
İnsanların içeri girip şöyle demesini istiyorum :
You know, people are gonna walk in there and go,
- Neden içeri girip, emin olmuyoruz?
Why don't you let me in, so I can make sure?
İçeri girip pelvisi sarsak, sırf bu bile tansiyonu dengeler, değil mi?
Well, if we'd get in there and pack the pelvis, that alone will help the blood pressure, right?
Yeni bir aile istiyorum. İçeri girip bir içki içmek istiyorum.
Why, Mr. Drecker?
İçeri girip Doktor Glass'ı bulmanı ve onunla kalmanı istiyorum, tamam mı?
I want you to go back inside and find Dr. Glass and stay with her, okay?
İçeri girip nasıl pantolonumu alırım diye etrafa bakarken, birden güm!
Looking round, trying to figure out how to get in and get my pants, when, "boom!"
İçeri girip neye kızdığını söyler misin?
Would you come inside and tell me what you're so upset about?
Burun deliğinden girip içeri bakacağız.
We're going through the nostrils, having a look inside.
İçeri girip onunla konuşmalı mıyız?
Shouldn't we go in there and talk to her?
İçeri girip dışarı çıkan üçüncü bir ayak izi mevcut.
There's a third set of sneaker treads leading in... and then out.
İçeri girip pelvisi sarsak, sırf bu bile tansiyonu dengeler, değil mi?
Well, yeah, I hope so'cause her systolic's down to 68.
İçeri girip derdimizi paylaşırız diye düşündüm.
I thought I could come in, and we could commiserate.
İçeri girip, alarmı devre dışı bırakacaktım ve farkedilmeden çıkacaktım. Saat 10 : 00'dan önce olmak şartıyla.
I was to break in, disable the alarm, and walk out undetected, all before 10 : 00 P.M.
İçeri girip birkaç içki içip, tüm bu olanları unutmak mı?
You want to go inside, have a few drinks, forget about it?
İçeri girip yemek yiyelim. Haydi.
Come drink with us.
İçeri girip- -
We have to...
Tamam. İçeri girip bir şapka almak ister misin?
Want me to run inside and get you a hat?
İçeri girip kapıları kilitledi, ben de minibüse binip görüntüleri izledim.
So he--he locked the doors, and then I went into the tech van to watch the feed.
- İçeri girip eşyalarının geri kalanını alacağım, Jess.
I'm gonna go in and get the rest of your stuff, Jess.
İçeri girip, onu tutacağım.
I'll go in and hold her.
İçeri girip biraz daha al!
Come in and get some more!
İçeri girip, annesini öyle bulmuş.
Came inside and he found her.
İçeri girip, adamın işini bitirelim.
Let's get in there and finish him off.
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri buyrun 59
içeride 300
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri buyrun 59