Işte burda translate English
819 parallel translation
Ah Kaptan, işte burda.
Ah, Capitán, here it is.
Burada, araba işte hemen şurada, bagajın anahtarı da işte burda.
Here, that car over there, here's the key to the trunk.
Evet, işte burda.
Yes, here it is.
küçük işte burda çok hızlıydı!
Small See here That was fast!
Birzamanlar birinin bebeğiydi... ve onu seven bir annesi ve babası vardı... ve şimdi, işte burda... parkta bir bankta yarı ölü halde yatıyor.
He was once somebody's baby boy... and he had a mother and father who loved him... and now, there he is... half dead on a park bench.
işte burda!
Here it is
Hedef tahtamı güncellemenin zamanı geldi, ah işte burda.
So, this week, it's time to update my vision board, which is right here.
İşte bütün siparişleriniz burda.
Here's your whole outfit.
[Bayan] İşte burda.
[Woman] Oh, there he is.
Iste burda
Oh yes, here we are.
İşte burda en yukarda. Yukarda, en üstte!
Here he is, up in the lumber room, up in the lumber room!
İşte burda Bayan Muir.
Here it is, Mrs. Muir.
İşte para burda.
I have the money right here!
Ah, işte aşk kuşu burda.
Ah, here's her lovey-dove now.
İşte... işte burda.
- Here it is.
İşte burda.
Ah, here it is.
Pekala, İşte burda.
Well, here she is.
İşte burda.
Here it is.
İşte bebeğin alt bezleri burda.
Here are the diapers.
İşte hepsi burda.
They're all right here.
İşte benzin burda.
There's the gas.
İşte burda!
Oh, there it is!
İşte kanıtlar burda.
Here are the pieces of evidence.
Aramana gerek yok. İşte burda.
There is no need to look for it.
İşte en iyisi, bu adam burda siziniçin çalışıyor!
The best there is, this man here that works for you!
- İşte burda.
- Here it is.
İşte burda.
Here we are.
İşte burda...
Here it is...
İşte evraklar burda.
Here, it's all in order.
- İşte burda.
- Right here!
- İşte burda.
I`m cryin`. - That`s it, sir.
İşte burda oldukça iyi çalışan bir şömineniz var.
There you have a chimney that works remarkably well.
- İşte burda.
- Lieutenant.
İşte burda.
ah, here is.
- İşte burda.
- Here you are.
- İşte burda.
- Right here.
İşte burda, pek muhterem doktor, burda işte.
Here'tis, most reverend doctor, here it is.
İşte burda, çiçekler, gazete ve sigaralar...
Ah. Here are the flowers, the newspaper and the cigarettes...
İşte bardaklarda burda.
- Yeah. Here are the glasses.
- İşte burda sandalye var.
- Here's a chair. Here.
İşte burda.
There he is.
İşte burda eveeeet!
There it is, yeah!
İşte sözleşmeniz burda..
Here you are, the contract.
İşte patronunuz burda.
Here is your boss.
İşte aradığınız güneş burda.
Here is the sun you are longing for.
İşte özlemini çektiğini zgüneş burda.
Here is the sun you longed for.
- İşte burda.
- Here we are.
İşte burda!
Here it is!
İşte, önlük burda.
Here, put on your apron.
İşte gümüşler burda!
Here're the silver ingots
İşte burda!
And here it is!
işte burdayım 25
işte burdayız 23
işte burdasın 50
işte burdalar 18
burda 170
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burdalar 17
burda ne işin var 23
işte burdayız 23
işte burdasın 50
işte burdalar 18
burda 170
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burdalar 17
burda ne işin var 23
burda kal 32
burdasın 18
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33
burda mı 16
burdayız 22
burda ne arıyorsun 34
işte bu 2275
iste bu 21
burdasın 18
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33
burda mı 16
burdayız 22
burda ne arıyorsun 34
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
işte böyle 2360
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
işte böyle 2360
işte buradayım 238
işte bu kadar 490
işte bu güzel 23
işte burası 350
işte buyrun 44
işte buradasın 421
işte bu o 68
işte bu yüzden 206
işte budur 84
işte bu yüzden buradayım 17
işte o kadar 74
işte buldum 50
işte buyur 31
işte geliyor 764
işte öyle 69
işte bu o 68
işte bu yüzden 206
işte budur 84
işte bu yüzden buradayım 17
işte o kadar 74
işte buldum 50
işte buyur 31
işte geliyor 764
işte öyle 69