Kabul edelim translate English
918 parallel translation
Joe, lütfen bunları kabul edelim, bu bedenleri.
Joe, please, let's accept them, these bodies.
Ve bu çikolataların altın olduğunu kabul edelim.
And we'll make believe that this chocolate is the gold.
Sence kabul edelim mi Nate?
Reckon we take that, Nate?
Kabul edelim, hepimizi öldürene kadar ateş edecekler.
Face it, those swines will go on firing till they kill us all.
İkimizin de birer eş olarak başarılı olamadığımız gerçeğini kabul edelim.
We might face the fact that neither of us has proved to be a success as a wife.
Hayır, şunu kabul edelim ki Gerry bu insan bakterisini savunmak istiyor.
No, no, let's face it. Gerry naturally wants to defend this human bacterium.
Bak, Martha, şunu kabul edelim.
Look, Martha, let's face it.
- Kabul edelim, bizi tuzağa düşürdüler.
- Let's face it we're in a trap.
Hele ki iyi bir amaç içinse. Bence kabul edelim.
It's for a good purpose, I think we should do it.
Şu düzmece teşebbüs suçlamasından vazgeç cinayet suçlamasını kazara ölüme neden olmaya çevir, cezanın hafifletilmesini öner suçu kabul edelim.
Dismiss that phony attempt charge change murder to manslaughter, and we'll plead guilty providing you give a recommendation for leniency.
Kabul edelim.
Let's face it.
Bunu kabul edelim.
Let's face it.
Kendi evliliklerimiz de bile sorunlar çıktığını kabul edelim.
We must admit that problems occur, even in our own marriages.
Bunu açıkça kabul edelim artık.
Now, let's have that clear.
Diğer öğrencileri etkilemeden önce, kendisinin gönüllü istifasını kabul edelim.
Before this matter affects other students, we will accept his voluntary resignation.
Şunu kabul edelim. Kimse seni olmamış bir cinayet yüzünden asmaz.
Face it, they can't hang you for a murder that never came off.
Şunu kabul edelim.
Let's face it, man.
Orada bir savaş yaşandığını kabul edelim.
Granted that there was a war.
Peki Janie kabul edelim Dün değerli zamanım ne kadar ederdi?
Well, let's face it, Janie. How much was my valuable time worth, yesterday?
- Gerçeği kabul edelim.
- Well, let's face it.
- Kabul edelim.
- We've got to face it.
Şunu kabul edelim ki, o büyüklükte bir şehirde insan kaybolabilir değil mi?
Let's face it : you can get lost in a town that size, right?
Bunu kabul edelim.
Let us accept that.
Kabul edelim, hiç iyi değil.
Let's face it, that's no good.
Kabul edelim ki bizden çok ileriler.
We got to hand it to them though, they're far ahead of us.
- Bahsini kabul edelim.
- Yes, let's call his game.
Gerçek olduğunu kabul edelim.
Let's assume it's authentic.
Kabul edelim ki, onun için bir manşetim.
- To him I'm a headline.
Şunu kabul edelim.
Let's face it.
Kabul edelim tatlım.
Let's face it, baby.
Ama kabul edelim kızlar, evden fazla uzaklaşmadık.
But let's face it, girls, we didn't get very far from the house.
Pekala, yalan olduğunu kabul edelim. Madem yazdıkların yalandı, Fantomas seni neden kaçırdı!
Suppose it was a lie, why did Fantomas kidnap you?
Kabul edelim, burada olduğun için şanslıydın.
Let's face it, you're lucky to be here.
Bu kağıdı ateşkes kabul edelim.
Let's just call this paper a peace treaty.
Dava açmasını engellediğini kabul edelim. Konuşmasını engelleyemezsin.
Suppose you can keep him from prosecuting, you can't keep him from talking.
Onu kabul edelim.
Let's have her in.
Şunu kabul edelim ki, bunun sorumlusu içimizden biridir.
Let's face it, one of us here in this room is responsible.
Kabul edelim, hayranlık uyandırıyorsunuz.
Let's face it, you're adorable.
Kabul edelim, Noel Baba'nın ünü daha fazla ama iki numara olduğun için, belki de daha çok çabalarsın.
Well, let's face it... Santa Claus has had more publicity. But being number two, perhaps you try harder.
Kabul edelim ki, kız çok genç değil.
Let's face it : She's no youngster.
Kayıtları tamamladıktan sonra bu davayı kapanmış kabul edelim.
I think we better consider this case closed after we complete the records.
Oyle gerekiyorsa - kabul edelim o zaman.
Since he demands, I'll receive him.
Ve kabul edelim ki, çok daha ilginç.
And it's a lot more interesting, too, let's face it.
Max, kabul edelim. Asla bulamayacağız.
Max, let's face it, we'll never find it.
Kabul edelim Roger, bu elbise senin için yaratılmış.
Let's face it, Roger, that dress is you.
Şunu kabul edelim ki, Snoopy olmadan buralar aynı değil.
Let's face it. lt's not the same around here without Snoopy.
İçgüdümüzü dinleyerek mahkumun hikayesinin yanlış olduğunu kabul edelim.
Let us assume, as common sense dictates, that the prisoner's story is false.
Kaptan, kabul edelim ki, birbirimize kolayca güvenmiyoruz.
Granted, we do not easily trust each other, captain.
Kabul edelim, bencil bir hırsızdım.
Let's face it.
Gelin, onları aramıza kabul edelim.
Let us take them among us.
Kabul edelim Bay Moon.
Let's face it, Mr. Moon...
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60