Kabul etmiyorum translate English
1,158 parallel translation
Bitti. Bunu kabul etmiyorum.
I don't accept that.
- Kabul etmiyorum.
- I Refuse.
Bu kararı kabul etmiyorum.
I do not accept that decision.
Boktan temellere dayanan davaları kabul etmiyorum.
I don't take cases with foundations in bullshit.
Görevi kabul etmiyorum.
I choose not to accept the assignment.
- Bunu kabul etmiyorum! - Ama o bizim tanığımız!
The Trade Mart I founded is America's commercial pipeline to Latin America.
Benim, her kelimeyi en az yüz defa, tekrar tekrar yazmaya olan dayanılmaz isteğime karşı yaptığın bu Katolik yorumunu kabul etmiyorum.
I don't accept your, uh... Catholic interpretation of my compulsive, uh... necessity to rewrite every single word at least 1 00 times.
Kabul etmiyorum tekrar ediyorum Theresa Luna'nın gelinim olmasını kesinlikle reddediyorum.
I refuse... and I repeat, I absolutely refuse... to accept Theresa Luna as my daughter-in-law.
Hiç birşeyi kabul etmiyorum.
I admit nothing.
- Kabul etmiyorum, bu konu kapanmıştır!
- It's coming down. That's it!
Cidden daha hastaları kabul etmiyorum. Ama bir ayrıcalık yapabilirim.
I'm not really seeing patients yet but I guess I can make an exception.
Röportaj kabul etmiyorum.
I don't give no interviews.
Sevgili babacığım, eğer istersen bir uzmana danış ama ben bunun annemin el yazısı olduğunu kabul etmiyorum.
My dear father, consult an expert if you wish... but I don't admit it is my mother's handwriting.
Ama eğer bunun gibi bir durumda ve de sorun bir çılgınlıksa... Çılgınlık olduğunu kabul etmiyorum!
But when it is a case like this, when it is a question of madness... i deny it's madness!
Hayır'ı cevap olarak kabul etmiyorum.
I don't take no for an answer.
- Bunu kabul etmiyorum.
- I resent that.
Sorumluluk kabul etmiyorum.
I ain't taking the rap on this.
Sadece televizyondan duydum diye hiçbir şeyi kabul etmiyorum.
See I just don't agree with everything I hear just because I hear it over the TV.
Üzgünüm ama o "özrü" kabul etmiyorum.
I'm sorry. I don't care for that "sorry."
Bunu kabul etmiyorum, Q.
I don't acknowledge it, Q.
- Bunu kabul etmiyorum!
- I will not accept that.
Böyle yapmayı kabul etmiyorum
I don't agree to do so
Bittiğine inanmayı kabul etmiyorum.
I refuse to believe it's over.
Ve hayırı cevap kabul etmiyorum.
And I won't take no for an answer.
Evet, ama telefondan yapılan satışları kabul etmiyorum.
Yes, but I don't accept phone solicitations.
Neden her şeyi kabul etmiyorum?
Why don't I just admit it?
Bunu kabul etmiyorum.
I won't accept that.
Kabul etmiyorum.
I don't buy any of it!
- Ben bunu kabul etmiyorum.
- I'm in. - I will not put up with this!
Hiçbir şeyi olmuş kabul etmiyorum. Sadece biraz nezaket belki.
I don`t take anything for granted, except perhaps a little civility.
Onu kabul etmiyorum.
I'm not admitting him.
Tıbbi yatak bul veya taburcu et. Onu kabul etmiyorum.
Find him a medical bed or release him. I'm not admitting him.
- Hiçbir şeyi kabul etmiyorum.
- I admit to nothing.
- Ben kabul etmiyorum!
- l do not concede!
Herhangi bir suç işlemedim! ve ben ne bu mahkemeyi ne de kardasyan imparatorluğunun kurallarını kabul etmiyorum.
I've committed no crime and I do not concede to this court or the Cardassian empire!
- Bu sorumluluğu kabul etmiyorum.
I don't accept that responsibility.
Kabul etmiyorum.
I don't play that shit.
Kabul etmiyorum.
I disagree.
Artık yeni öğrenci kabul etmiyorum.
I'm not accepting any more students.
Kadınlardan daha vefasız veya sevgisini unutmaya meyilli bir doğaya sahip erkeklerin çok olduğunu kabul etmiyorum.
It's no more man's nature than women's to be inconstant, or to forget those they love or have loved.
Hayırı cevap olarak kabul etmiyorum.
That sounds great. Huh?
Kabul etmiyorum!
I refuse!
- Bunu kabul etmiyorum.
- I don't accept it.
Şimdi, senin hiçbir özrünü kabul etmiyorum!
Now, I don't want any of your excuses!
- Hayır cevabını kabul etmiyorum.
- I won't take no for an answer.
Kabul etmiyorum. Bu marazi bir şey.
I'm not doing it, it's morbid.
Eğer sade olmazsa, olacaklardan hiçbir sorumluluk kabul etmiyorum.
If it is not plain, I take no responsibility for the consequences.
Mazeret kabul etmiyorum.
I won't accept any excuses.
Özrünüzü kabul ediyorum, ama açıklamanızı etmiyorum.
I accept your apology, but not your explanation.
Sorumluluk kabul etmiyorum artık.
I wash my hands of it now.
- Hayır, kabul etmiyorum.
- No! I can't breathe.
etmiyorum 100
kabul 421
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60
kabul 421
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60