Kabul ettim translate English
2,102 parallel translation
şöhreti kötü olan bu herifin teklifini kabul ettim, Çünkü kalacak bir yere ihtiyacım vardı.
I accepted an offer from this notorious guy, because I needed a place to stay.
Piçinle seni kabul ettim!
I take in a bitch with a kid!
Bu yüzden büyük üzüntüyle ve yılların hizmetinin minnetiyle bugün kardeşim Elias Thompson'ın şeriflik görevinden istifasını kabul ettim.
That's why, with great regret and much gratitude for years of service, I have this day accepted the resignation of my brother Elias Thompson for the office of Sheriff.
Evet bende kabul ettim, bu yüzden...
Oh, yes... But I agreed with you, so...
Yanıldığını kabul ettim.
Oh, I stand corrected.
Karar vermedim. Onlardan uzakta olmak için bunu kabul ettim.
I only agreed to go down there so I could get away from them.
Bir filmi kabul ettim diye bana kızamazsın. Kızmadım.
You can't get mad at me for taking a movie.
Sadece çalıntı paket ile ilgili konuşmayı kabul ettim, yani bu kadar.
I only agreed to talk about the stolen package.
Reddedemeyeceğim için kabul ettim.
I said yes because I couldn't say no.
Ve ben de işi ona, kendime ve kızıma birşeyler ispatlayabilmek için kabul ettim.
And I took the job to prove something to him, and to my kid and to myself.
Okul, tiyatro öğretmenliği teklif etti ve ben de kabul ettim.
Uh, the school asked if I would stay on As the drama advisor, and I said yes.
İç İşleri narkotik vurgununa yardım etmemi istedi, ben de kabul ettim.
I.A. needed my help to bust a narcotics cop on the take and I said yes.
İç İşleri narkotik vurgununa yardım etmemi istedi, ben de kabul ettim. Bar kavgası defterini kapatmak için!
IA needed my help to bust a narcotics cop on the take, and I said yes, to close the books on your bar fight!
İşi kabul ettim.
I took the job.
Görüşmeyi o yüzden kabul ettim.
That's why I took the meeting.
Zaten Birim'e bugün sadece öncelikli seviye giriş hakkı olan elemanlarımın girmesini kabul ettim.
I have already agreed to have only operatives with priority level access on the Grid today.
İşi çoktan kabul ettim Vanessa.
I already accepted the job, vanessa,
Ben de kabul ettim.
I accept that.
Lindenkrone'la az sonra görüşmeyi kabul ettim.
I've agreed to meet Lindenkrone in a moment.
Yalnızca bu röportajı kabul ettim, başka bir şey yapmam.
I only agreed to do this alone.
Kabul ettim.
I accepted it.
- İşi kabul ettim.
- I took the job.
Ama kabul ettim bile.
But I already took it.
İşi kabul ettim bile!
I already took the job!
Hatalı olduğumu kabul ettim.
And I admitted I was wrong.
Bunu kabul ettim Jacko.
I took it for granted, jacko.
Herneyse, Felicia Wallace bana çıkma teklifi yaptı ven de kabul ettim.
Anyhow, Felicia Wallace asked me out and I said sure.
Davetini kabul ettim çünkü yepyeni bir bakış açısı gördüm.
I accepted your invite Because I saw a fresh angle- -
Sanırım ben kabul ettim.
I guess I've accepted it.
Tüm bunları kabul ettim ama sanırım düğünümüzün ne için olduğunu unutuyorsun. Sen, ben, birbirimize aşkımızı ilan etmemiz.
Look, I have been going along with things, but I think you've forgotten what our wedding's supposed to be about... you and me declaring our love for each other.
Yenilgiyi kabul ettim.
I admit defeat.
Neden kabul ettim ki?
Why the hell did I agree to this?
Onun Fantezi Futbolu takımını yönetmeyi kabul ettim ve ve vefat etmeden önce merak ettiği şeylerden biri de Percy Harvin'in migreninin onu bu hafta maça çıkmasını engelleyip engellemeyeceğiydi.
Look, I agreed to manage her fantasy football team and one of the things that she was passionate about before her passing to the great beyond was whether Percy Harvin's migraines were going to stop him from starting this week.
Borçlarımızı ödeyecekleri için 100 günlük anlaşmayı kabul ettim her şey yoluna girerse, kimseyi seçmeyeceğim.
They agree to repay all the debts as long as I accept the 100 day deal, so everything will be fine eve if I don't choose anyone.
O yüzden bu teklifi kabul ettim...
That's why I agreed to this offer...
Evet, kabul ettim.
Yes. I accepted it.
Avatar görevini işte o zaman kabul ettim.
That's when I accept my role as the Avatar.
Dinle, Kate. Bunu ilk senin bilmeni istedim. Kardeşimin acentesindeki işi kabul ettim.
Listen, Kate, I wanted you to be the first to know that I took a job working for my brother at his dealership.
Bu fedakarlığı yapmayı kabul ettim.
That was a sacrifice I was willing to make.
Rankow Cezaevi görevini tek şartla kabul ettim.
I accepted the Rankow Prison mission on one condition :
İki müşteri geldi, ben de kabul ettim.
Two customers came in and I said : "I've got them."
Ve ben de kabul ettim.
And I was like, "Okay."
Pina, kendi kısmında benim dans etmemi istediğinde bunu kabul ettim.
When Pina asked me to dance her part I said yes.
Ama ben 56 yaşındayım ve sadece bebek için bunu kabul ettim.
I'm 56 but I'll go down there to make money for the boy.
Arkamda Jeff vardı beni yenmeye o kadar odaklanmıştı ki salmayı kaldırmayı unutmuştu ve sahile çok az kalmıştı sonuçta o dalgalarla boğuşurken ben de nazikçe sahile çıktım alkışları kabul ettim.
... So I turn around, and there's Jeff behind me, And he is so focused on beating me That he forgets to lift the daggerboard
Bana anlaşma önerdiler, ben de kabul ettim.
They gave me a plea bargain, and I t -, I took it.
Kabul ettim.
I said yes.
Onu kabul ettim, tamam mı?
He doesn't have to hide who he is with me.
Sorumluluklarımı kabul ettim.
I stepped up to the responsibility.
Bu yüzden sizi davet ettim. Ama kabul etmeyebilirim
So I will extend the invitation to you and if you choose not to accept.
Birinci sınıfta uçması için ödeme yapmayı teklif ettim ama kabul etmedi.
I know, I offered to pay for her so she could sit in first class, but she said no.
ettim 71
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60