Karışsa translate English
149 parallel translation
Bütün tevazumla söylerim, ruhuma çiçekler yeter benim arasına yaban otu karışsa da, olsa da dikenli dalı bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı.
Yet, with all modesty to say, my soul be satisfied with flowers, with weeds, with thorns, even, but gather them in the one garden you may call your own.
Jack, karışsa bile beni tanıyamazdı.
Jack wouldn't know me if he walked into me.
bu yüzden doğruyu söylemeliyim, ödüm bokuma karışsa bile, tıpkı sana olduğu gibi. Pisliğin teki, bir kol saati için bacağımda koca bir delik açsa ve ben hayatımın bundan sonrasını bu topal bacakla yaşayıp yine de kendimi şanslı sayacak olsam bile.
So I got to keep telling the truth, even if it scares the shit out of me, like it scares the shit out of you, even if it means some motherfucker can blow a big ol'hole in my leg for a watch,
Şey, ne zaman kafam karışsa hemen donumu kontrol ederim.
Well, whenever I'm confused I just check my underwear.
Kuralları çiğnese veya bir kavgaya karışsa hakkında araştırma yapardık.
If he'd broken station rules or gotten into any fights, we'd have run a full check.
Ne zaman işin içine para ve mülk karışsa bir...
Why is it every time money and property are involved, - you turn into a- -
Hayatım ne zaman karışsa ev işleri yaparım.
Whenever my life's a mess, I just do some housework.
Hayır, ne zaman işler karışsa bunu bana hatırlatmak zorunda değilsin tamam mı?
No, you don't have to remind me every time you get a fuckin'hot flash, okay? How much more fuckin'often could that be? Huh?
Bir yırtıcının algı imgesiyle yanlışlıkla bir insanınki ya da tam tersi, karışsa kötü bir adaptasyon olurdu.
It'd be maladapted for the perceptual image of a predator... to be mistaken for the memory of one and vice-versa.
Kafam karıştı. Ne zaman kafam karışsa, insanlar acı çekiyor!
I'm confused, and when I'm confused people get hurt!
Arka kapıyı kilitledik eğer dışarı çıkmışsa bir kaç varil benzin ve tonlarca kar kazmalı.
We've got the rear door blocked. If he gets out he'll have to dig through oil drums and a couple tons of snow.
Eğer yanlış yapmışsa, kokusu çıkar.
If he's wrong, it shows up.
Bu yuvadan yeni kraliçe karıncalar çıkmışsa... bütün Amerikan şehirleri tehlikede olabilir.
If new queen ants have hatched and escaped this nest other American cities may be in danger.
Kardeşin bu cinayete karışmışsa sanırım bu senin için hiç kolay olmayacak.
I think it's gonna be rough on you if your brother's mixed up in this killing.
Bir kadın geriye anılar ve manşonundan başka bir şey bırakmamışsa erkek için katlanılması zor bir durum ortaya çıkar.
It is hard when a woman leaves a man nothing but memories - and a muff.
Kar yağmışsa bütün gece gezer
If it snows then he may ride all night
Şu Alman tarafından yoldan çıkarılmışsa bile, o zeki ve pratik bir çocuktur.
Even if abetted by this German, he is an intelligent and practical child.
Özellikle içine kendi kızım karışmışsa.
Especially ones that my daughter's mixed up in.
Eğer gemi kayıtları karıştırılmışsa, ışınlama kayıtlarına da aynısını yapılmış olabilir.
Well, if the ship's records have been tampered with the transporter records could have been changed, as well.
Dünyada 5 tane ya da daha az kalmışsa, yarım milyona dek çıkar.
If there are 5 or less in the world, it goes up to half a million.
Atmosfer bileşimi yanlışsa giysiyi çıkarır çıkarmaz ölür.
If the atmosphere mix isn't right, we'll kill him as soon as we crack that suit.
Eğer zihnim karartılmışsa ve yemeğime zehir karıştırılıyorsa çağrıya yanıt veremem!
I cannot return the communication if my mind is clouded and if poison is being placed in my food!
Çocuk bir cinayete karışmışsa özel küçük boy bir elektrikli sandalye var.
And if a kid has been involved in a murder they got a special little kid-size electric chair.
Olaya karışmışsa çocuk suçları kapsamına girer.
Involvement in a suicide could constitute juvenile delinquency.
Ya onunda benim gibi kafası karışmışsa.. ve yardım etmek istiyor ama edemiyorsa?
What if he's confused like me... and he wants to help but he can't?
Karısı onu bırakmışsa bile bu resmi olmamış.
If his wife left him, it's not official.
Özellikle de işe FBI karışmışsa.
Especially when the FBI gets involved.
John, aklı karışmışsa, dikkati dağılmışsa bir şansımız olabilir.
John, if it's confused, disoriented, we may have a chance.
Lisa, bir şeyi atlıyorsan ya da gerçeği saklıyorsan,... ve eğer Jason da bu işe karışmışsa, sen de uzun bir süre alıkonabilirsin.
Lisa, if you're leaving anything out, if you're hedging the truth, you could be held accountable if Jason committed a crime.
Karıştırmışsa, ölümcül olabilir.
Prozac and alfalfa sprouts? That could be lethal.
Her zaman yeniden ortaya çıkar özellikle de dehşetle dağlanmışsa.
It always reappears especially when branded by horror
İşin içine fiziksel saldırı karışmışsa, fazlası vardır.
It wasn't an attack!
Eğer sizin dosyalarınız benimkiyle karışmışsa.
In the bargain yourfiile fell down, so did mine.
Eğer bir mutant işe karışmışsa...
If a transgenic's involved...
O zaman, eğer böyle düşünüyorsan, yani eğer bu konuda kafan karışmışsa o zaman belki birlikte olmamalıyız.
Well, if that's what you're thinking, I mean, if that's what you're confused about, then maybe we shouldn't be together.
Katil geri dönmüş ve parayı almıştır ama Adam Keyne birisine şantaj yapmayı planlamışsa ve karısının da bundan haberi varsa işte bu kocası nereye kayboldu diye sorduğumuzda Bayan Keyne'nin verdiği kaçamak cevapları açıklar, değil mi?
The killer came back and took it away and if Adam Keyne were trying to blackmail someone, and his wife knew about it, that would explain her evasive behaviour when we asked about her husband's disappearance, wouldn't it?
Bir mahkum başka bir mahkumun cinayetine karışmışsa... yargılanma hakkı vardır.
Any prisoner accused of a crime against another prisoner... has a right to a trial.
Adamın gömleği çıkarılsa cep telefonunu polise atsa, pencereden kaçmaya çalışsa o zaman gerçekten iyi bir program olur.
If you could get that guy to take his shirt off... Right. Yeah, and throw his cellular phone at the police as they come through the door, try to jump out that window, then we'd have a show.
Kar ve ardından yağmur yağmışsa ve sıcaklık sıfırın altında ise, her çalılık, sazlık ve ağaç camdan bir kılıf gibi buzla kaplanır!
If it's been snowing heavily and there is a light rain with the temperature below freezing, every bush, tree, reed is sheathed in ice as though in a glass case!
Hele aklın da fazla karışmışsa.
And too distracted.
Karışmışsa değil, uçup gitmişse.
Not distracted, abstracted.
- Diğer boyutlardan başka kitapları da gözden geçirmeliyiz, peki ya canavardan bahseden bölümler bir şekilde hepsinden çıkarılmışsa?
- Unless what? - We'd have to check more books from other dimensions, but what if there were references to the Beast at one time that had somehow been removed?
Eğer bir şey arasına karışmışsa, hemen iade ederiz ama aradığınız biz değiliz bence.
If something got mixed in, we'll be sure and hand it back I don't think we're your men.
Eğer bir şey arasına karışmışsa, hemen iade ederiz ama aradığınız biz değiliz bence.
If something got mixed in, we'll be sure and hand it back. But, I don't think we're your men.
Eğer çocuklarınız bu işe karışmışsa, ne yaptıklarını bilmek zorundayız.
If your sons are involved, we wanna know what they were doing.
Sülükleri kontrol edin, yapışmışsa çıkarın.
Everybody check for swamp leeches and pull'em off.
Eğer bu ifade yanlışsa, bu da aynı ifadenin doğruluğunun kanıtlanabileceğini gösterirdi, yani ifade doğru olurdu ve bu da bir çelişki ortaya çıkarıyor.
If the statement is false, that means the statement could be proved, which means it would be true, and that's a contradiction.
- Belki soyguna karışmışsa diye..
It's in case he was involved in the robbery.
Yangın kasten çıkarılmamışsa mantıklı olabilir.
It makes sense if the fire was unintentional.
Ama olaya karışmışsa buna aldırmamak gerekir, değil mi?
But if he is involved, it shouldn't matter, right?
Dünyaca ünlü bir biyolog olduğunda ve o Henderson seni hala veteriner sanıp gecenin bir yarısı, buzağısı sıkıştığı için seni ararsa ve bir metre kar yağmışsa yavaş yumurtalar için dua edeceksin.
And he calls you in the middle of the night...'cause his calf is stuck, and there's three feet of snow... you might just wish for slow eggs.