Kazanacaksın translate English
1,286 parallel translation
Hemen alırsanız, yanında bu Bender oyuncağını da kazanacaksınız.
Act now, and you'll get this Bender action figurine.
- Parayı nasıl kazanacaksın, ikramiye mi çıkacak?
- What is there, a cash prize?
Hidrofonik çiftliğimde gündelik işler yaparak kazanacaksınız.
You'll earn it doing chores on my hydroponic farm.
Harry, elbiselerin olmadan nasıl kazanacaksın? "
Harry, how are you gonna win without the clothes? "
Haftada 150 dolar kazanacaksınız.
You make $ 150 a week.
6 ay içinde bir milyon dolar kazanacaksınız.
You are gonna make a million dollars inside of six months.
Belki daha da gider. Tek değişen, sen şimdi daha çok kazanacaksın.
This doesn't change anything... except you're making more money than you did before.
Kazanacaksın.
You will win.
Kazanacaksın!
You gonna take this!
Kazanacaksın.
You're gonna get it.
Ben ne kazanacağım bu işten? - Ne mi kazanacaksın?
What's in it for you?
İşte bu yüzden kazanacaksın.
That's why you're gonna win.
Kesinlikle sen kazanacaksın.
You're definitely gonna win.
Ama bana sorarsan... İkinizde kazanacaksınız. Arabacı!
But if you ask me... neither of you will win.
Kazanacaksın biliyorum
I know you will win
Kazanacaksın
You will win
Bununla para kazanacaksın!
You're going to make money!
Filmi bitirdiğimizde, biraz para kazanacaksın.
After we've finished this movie, you'll get some money and you can buy a new car.
Benim sayemde epey para kazanacaksın.
Because of me... you'll earn quite a lot of money.
Peki nasıl para kazanacaksın?
So what about making money?
- Kazanacaksın.
You're going to win.
- Teşekkürler. - Aman Tanrım. Kesinlikle sen kazanacaksın.
Oh, my god, you are gonna win for sure.
Çok para kazanacaksın. Sana ilk ipucunu vereyim :
You're going to make a lot of money, and here's your first tip :
Denny'nin yerine saat beşten önce girersen, bir indirim kazanacaksın.
You walk into Denny's before 5 : 00, you've got yourself a discount.
Kazananları ve kaybedenleri seçmekte ustayımdır, ve sen, sen kazanacaksın.
I got the knack for picking winners and losers, and you, you're gonna win.
Bu maçı kazanacaksın.
You will win the match.
Güvenimizi nasıl geri kazanacaksın?
How would you win back our trust?
Ne mi kazanacaksın?
What's in if for you?
Beşinci ve son atlayışınızda başarılı olduktan sonra, - Paraşütçü olma hakkı kazanacaksınız.
Upon successful completion of your fifth and final jump you'll be certified army paratroopers.
Kazanacaksın değil mi?
You win this, yeah?
Kazanacaksın.
You're gonna win.
Yoldaş Danilov'un bana söylediğine göre, sen kazanacaksın.
From what comrade Danilov tells me, you're going to win.
Kazanacaksın.
You're going to win.
Beni ele geçirirsen ne kazanacaksın?
What makes you think you can take me?
Ava'nın kalbini sen kazanacaksın.
You'll win her over.
- Siz kazanacaksınız.
- You guys are gonna win.
Ya da kazanacaksınız.
Or, that will be.
Yani... bu işten kurtulursak, hak ettiğiniz itibarı kazanacaksınız.
So if we survive this, you guys will get the credit.
Minnettar olmalısın, biraz para kazanacaksın.
You should be grateful, you're about to make decent money.
- Bahse girerim kaybedeceksin. Ama çok daha değerli bir ders alıp kazanacaksın.
I'll bet you lose that bet but learn a much more valuable lesson and win.
Nasıl kazanacaksınız?
How are you going to win?
Size bir soru soracağım doğru cevabı verirseniz, kazanacaksınız.
I ask you a question, if you give the right answer, you win.
1000'e ulaştığınızda, ödül kazanacaksınız!
When you get to a thousand, you'll win a prize!
sen kalplerini kazanacaksın.
You win their hearts.
Bunu açtığında kalbini kazanacaksın.
Once she opens it, you'll win her heart.
Onları tamamen şaşırtacaksın ve para kazanacaksın.
- You'll knock them dead. - Don't leave us when you get famous.
Şimdi. Yükseldiğiniz her seviyede, ödüller kazanacaksınız.
Now, with each level ascension there are rewards.
- Konuştum. Sorumlulukların artacak, daha fazla para kazanacaksın dedim.
I said a little extra money for added responsibility.
Önemli olan gerçek bir hikaye olması. Sadece yapabileceğini düşünmen ve oynamayı sürdürmen gerekiyor. Yarışı kazanacaksın.
What matters is, that is a true story... and all you gotta do is keep thinking you can and keep playing, and you will win that race.
Eğer buradan çıkmama yardım edersen, çok... çok büyük bir ödül kazanacaksın.
If you help me out of here, they'll be a big... big reward.
Demek yakında mezuniyet balosuna gitme hakkını da kazanacaksın.
So you're one step closer to getting your prom privileges back. - Mom, I told you, I'm not going.
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21