English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kontrol

Kontrol translate English

76,233 parallel translation
Derine inildiğindeyse onu kontrol etmeyi öğrenemezsen tehlikeli bir şeyler olabilir.
Beneath that surface is something dangerous if you don't learn to control it.
Kontrol amaçlı adamlarımdan birini şahsen gönderdim.
Sending one of my people in person to double check.
Willa seni elementleri kontrol ederken görmüş.
Willa's seen you manipulate the elements.
Alemde hayatta kalmak elementleri kontrol etmekten fazlasıdır.
Surviving in the Realm is more than just manipulating the elements.
Buranın seni kontrol etmesine izin vermeyip senini burayı etmen gerek.
You are supposed to control this place, not let it control you.
Ben Cadence'yi kontrol etmeye gidiyorum.
I'm gonna go check on Cadence.
Alem, o dünyada ve burada çevrendekileri kontrol etmeni sağlayan şey.
The Realm is how you are able to manipulate your environment both in that world and this one.
Etrafı kontrol etmem için 20 dakika verin bana.
Give me 20 minutes to run a perimeter sweep.
Boğazında ufak bir gıdıklama hissettiysen, bu, ani patlamalarını kontrol, altında tutmak için koyduğumuz sinir önleyicisindendir.
If you feel a light tickle at the back of your throat, that's just the neuroinhibitor, modified to keep your outbursts under control.
Misafirin istenmeyen dikkat çekti. Ama kontrol altına alındı.
Your guest has attracted some unwanted attention, but it's contained.
Seni bizden uzaklaşmak için kullanıyordu ve bunu yapmanın en hızlı yolunun kontrol manyağı ucube... ... zengin bir kızla evlenmek olduğunu biliyordu.
He was using you to get the fuck away from us, and he knew the fastest way to do that was to marry some control-freak rich girl.
Sadece kontrol.
Just checking.
Kontrol etmeyi düşündün mü Vik?
Well, did you think to check, Vik?
Kızartmayı kontrol edeceğim.
I'm gonna check on the roast.
Sanırım boynunu kontrol etmesine, izin vermelisin.
I think you should let him check out your neck.
Eve döndüğümüzde ateşini kontrol ettim.
I took his temperature when we got home.
Ve onu bir rehabilitasyon merkezinde... ... kontrol ettirmek isteyebilir.
And she may want to check him into a rehab facility.
Lütfen Helen, bu acıyı kontrol altına alacak kadar biraz daha ver.
Please, Helen, just give me a few more, just enough to control this pain.
Onu gerçekten kontrol ettirmelisin.
You should really get that checked out.
Boynunu kontrol et.
Check his neck.
Ve herkes sen, ben, Noah. Biz sadece kendi seçimlerimizi... kontrol edebiliyoruz başka kimseninkini değil.
And everyone... you, me, Noah... we can only control our own choices... nobody else's.
Bu drone'un beslemesini kontrol etmelisin.
You need to check that drone's feed.
Bu drone'un beslemesini kontrol ettiniz mi?
Have you checked that drone's feed yet?
Espri anlayışı geliştiği için kafasını kontrol etmek mi istiyorsunuz?
You want to get his head checked because he developed a sense of humor?
Sadece kontrol altına aldığımız birkaç küçük kanama var.
Just a few small controllable bleeds.
- Git güvenli evi kontrol et!
! - Go check the safe house!
Evet, biz gerçekten üzerinde gerçek kontrol sağlayamadık.
Yeah, well... we never really had any, uh... real control over it.
Gidip evimi kontrol edeceğim.
I'm-a go check on what's left of my house.
Depoyu doldur, yağı da kontrol et.
Hey! Fill it up and check the oil.
Kontrol edelim şurayı.
Let's check it out, huh?
Bir Bravo Dokuz'dan kontrol merkezine.
One Bravo Nine to dispatch.
Köşeyi kontrol edin!
Up against the wall!
Baba, bu Ruslardan her birine ısırık izi olup olmadığını kontrol etmelisin.
Dad, you have to check every one of those Russians for bite marks.
Oğlunuzu kontrol edemezseniz, kızımı kontrol edeceğim.
If you cannot control your son, I will control my daughter.
Ve sal kontrol etmek işi buydu.
And it was his job to check the raft.
Papa beni bu gece tekrar kontrol etmeyecektir.
My papa will not check on me again tonight.
Şimdi duygularımı kendim kontrol etmek zorundayım.
Now I have to control my own emotions.
Fred protomolekülün Eros'ta yaptıklarını gördü ve kontrol etmek istiyor.
Fred saw what the protomolecule did to Eros. He wants to control it.
Bırakın da ceplerimi kontrol edeyim.
Let me check my pockets.
Anten kontrol kayıtlarına erişimi bana verirseniz nereye baktığını anlamayı başarabilirim.
If you give me access the antenna control logs, I might be able to figure out where he was looking.
Tamam, Ganymede İstasyonu'ndaki personel rehberlerini kontrol edip daha önce Protogen ile çalışanlar kişileri göster.
Check the personnel directories on ganymede station. Right. Show us anyone with protogen in their employment history.
- Durum kontrol altında.
Alex : It's under control.
Kimliklerimizi kontrol ettiniz.
You checked our ids.
Bana rehberlik ettiğim olayları kontrol altında tutardım.
I was ever in control of the events that guided me.
Savunmanın ilk hattı Y2k buzz karşı, Emin olmak için her makineyi kontrol etme 2000 yılında düzgün çalışıyor.
First line of defense against the Y2K buzz, checking each machine to make sure it works properly in the year 2000.
Birkaç yerel dişhekimi kontrol ettim.
Sc I checked out a few local dentists.
- Bütün analistlerini kontrol et.
- Check all his analysts.
Bu Dr Kane, solunumunu kontrol edecek.
This is Dr Kane, in charge of keeping you breathing.
Gelmesi gerekmese de hastalarını kontrol etmek.. .. için buraya gelir.
He even comes in when he doesn't have to be here, just to check on his patients.
- Durumu kontrol altına almalıyız.
Hey!
Fotoğrafları kontrol et.
Check the photos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]