Kıta translate English
4,657 parallel translation
Truva'nın çevresinde gezerek yüz tane kıta bulmaya çalışmış.
He wanders around troy for another 100 stanzas.
Hazır kıta bekliyorsunuz vallaha.
You're all wired.
Bak, benim çalıştığım şirket istese kıta alır.
Look, I work for a company that could buy a continent if they wanted to.
Hem bu ilk kıta.
That's just the first verse.
Buraya gideceğiz, kıta sahanlığından derin sulara ulaşacağız ve yaklaşık 800 mil yapacağız, okyanusun güneyinden Antarktika yarımadasının en kuzey ucuna doğru.
We're gonna go up here, come off the continental shelf into the deep water, and do about 800 miles across the southern ocean towards the very northern tip of the Antarctic peninsula.
... : ikinci çevirim. hatalarım için kusura bakmayın. tonmayster :... Aralık'ta 85 F sıcaklık!
[Engine turns off, car door opens] 85 degrees in December!
Bak sen Jen'i unut, ben de sana IHOP'ta çalışan iki garson ve adını hatırlayamadığım yarı zamanlı postacılık yapan bir lezbiyeni ayarlayayım.
Tell you what, you forget about Jen and I'll throw in two IHOP waitresses and a part-time lesbian letter carrier to be named later.
- Evet, geçen gün Starbucks'ta karşılaştık.
- Yeah, I ran into him a few days ago at Starbucks.
Benim annem üç saatlik uzaklıktaki Almond'dan bir otobüse atlayıp gelmezken annenin ta Kolombiya'dan buraya seni görmek için gelmesini kıskandım.
I'm jealous of how your mother comes all the way to see you from Colombia... when my own mother won't even get on a bus... from the almond co-op she lives on three hours away.
Babam, Karsten Allied'ta 17 yıllık inşaat ustasıydı.
Well, dad was a construction foreman at Karsten Allied for 17 years.
Karsten Allied'ta Bilişim Teknolojisi bölümünde. Ve Valerie'nin kız arkadaşı, o da Karsten'ın torunu.
She's an I.T. tech at Karsten Allied, and she's Valerie's girlfriend, Karsten's granddaughter.
Kızın her şeyinin kökünde bu sabıkası var ve Karsten Allied'ta sınırsız erişimi var.
She's a radical with a record and unrestricted access at Karsten Allied.
Bak, eğer bu kızdan gerçekten hoşlandıysan, onu Facebook'ta ara ve mesaj gönder.
Hey, look, if you really like this girl, look her up on Facebook and send her a message.
Koskoca Sivas'ta bütün kızlara kıran mı girdi de bu ecnebi gelin diye tutturdu?
Why this thing fora foreign bride? Are all Sivas girls blighted?
Ama New York'ta kalmayı tercih edersen baş hekimleri sık sık buraya gelip ve yerel uzmanlarla görüşürmüş.
But if you'd rather stay in New York, their top physician travels here frequently and could consult with local specialists.
Kanıta tam olarak ulaşamadık.
We haven't, uh, been able to fully access the evidence.
Küçük Ted'in kredi kartı hesabında, bir ödeme... 26 Aralık'ta yapılmış.
On Little Ted's credit-card statement, a charge made on December 26.
Lisedeyken Kang Ta mı Ahn Ta mı neyse onun kıçından ayrılmadın.
In high school, you chased around KangTa or AhnTa's rear end.
Oakland Raiders'ta ponpon kız.
Uh, she's an Oakland Raiders cheerleader.
Vay canına, bu sıkı dostum Şair'in ta kendisi değil mi?
Well... if it isn't my good friend, The Poet.
33 yıl boyunca hazırlık yaptık ta ki sonunda, senin eski gözcü gemisine girerek tetiklediğin bir acil pozisyon belirleyici sinyalini tespit edene dek.
For 33 years we prepared until finally we detected a distress beacon which you triggered when you accessed the ancient scout ship.
Artık Kansas'ta değilsin, Orothy.
You're not in Kansas anymore, Whorethy.
Facebook'ta arkadaşlık isteğini reddetmiş olabileceğiniz bir arkadaşınız?
A Facebook friend you might have ignored?
Chester Ming, Stratton Oakmont'ta kıdemli başkan yardımcısıyım.
Chester Ming, and I'm a Senior Vice President at Stratton Oakmont.
Annecik, Bay Fuzzy Ayıcık'ta tuhaf bir şey fark ettin mi?
Mommy, have you ever notice, anything odd about Mr. Fuzzy Bear, over there?
17 sezonu aşkın sürede peş peşe 2130 maça çıkarak rekor kırdı. Ta ki ALS onu emekli olmaya zorlayana kadar.
He played in a record 2,130 straight games, over 17 seasons, until ALS forced him to retire.
Beslenip giydirilmiş, Pers imparatorluğunun en iyi savaşçılarından eğitim almış ta ki kılıç ustalığında bir rakibi kalmayana kadar.
She was fed, clothed, trained by the finest warriors of the Persian empire, until no match could be found for her skills and gift with the sword.
Biz o zamanlar küçük bir kanaldık kendi hikâyelerimizi bulamadığımız zamanlarda oldu. Ta ki John hikâyelerini bizimle paylaşıncaya kadar.
We were a fairly small operation back then, and, consequently, we were only getting slightly more information than the mainstream media were feeding Joe Public.
Eminim ki Oxford'ta kariyer yapma girişimine başlamayan ve bu işe hevesli pek çok genç kız vardır.
And I'm sure there are plenty of eager young women out there who've not embarked on promising careers at Oxford.
Connecticut'ta kışın ortasında havuzu ısıtmanın ne kadara mal olduğunu biliyor musun?
Do you have any idea what it costs to heat a pool in Connecticut in the dead of winter?
Ta ki o dünyalar tatlısı kızımız büyüyüp... acayip biri olana kadar.
Except the lovely baby girl grew up to be a rather eccentric creature.
Çocuğun biri ortaya çıkıveriyor ve "Times"'ta gıcık ediyor.
How a kid comes out of all that and wind up on the "Times,"
Artık komşular evden, herhangi bir çıt sesi bile işitmediklerini söylüyor. Ta ki 7 Ekim gecesine kadar.
Now, neighbours don't report hearing any kind of disturbances from the house until the night of October the 7th.
Artık Newark'ta değilsin.
You're not in Newark anymore.
Ufak ellerimle onun boğazına sarıldım ve sıktım ta ki o yaratık geberene kadar.
I wrapped my little nubs around it and I squeezed until that devil didn't have any fight left.
Misal Central Park'ta bazıları sincaplara fındık vermeyi sever.
In central park, for instance, some people like to feed nuts to the squirrels.
Örneğin Hyde Park'ta bazıları sincaplara fındık vermeyi sever.
In Hyde Park, for instance. Some people like to feed nuts to the squirrels.
Facebook'ta ilk arkadaşlık isteğimi aldım. Arkadaşın adı, Kent Arlington.
I got my first response on Facebook.
Kesinlikle, Fedakarlık'ta değil.
Certainly not abnegation.
Kızlar, annenizin New York'ta olması sizce garip değil mi?
Do you girls find it unusual that your mother is in New York?
Dubai'den, Frankfurt'a gelirken niye Kıbrıs'ta dört saat bekleyesin ki?
Why make a four hour layover, in Cyprus, on your way back from Dubai, to Frankfurt?
Sen ilgi odağı olmak istiyorsun ben ise Alacakaranlık'ta olmak.
You want the limelight, I wanna be in Twilight.
New York'ta Great Neck kasabasındaki kır evleri ailenin yaz toplantılarının merkezidir.
Their country home in Great Neck was the pantheon of summer gatherings.
Cebelitarık'ta ne zamandır İngiliz'i izliyordun?
and then he got on the afternoon flight to London. How long have you been following the Englishman around Gibraltar?
Adamın söyledikleri bilgece olabilirdi, saçmalık ta
Might have been profound, might have been nonsense.
Demek bir erkek uğruna birden fazla kıta aştın.
So you crossed multiple continents for a boy.
Neden bana en derin ve karanlık sırlarını anlatasın ki ta ki ben de ilmiği boğazıma geçirene kadar.
Yeah, why would you tell me your deepest and darkest, unless... unless I got a rope around my neck, too, right?
Ben artık bu işlerde yokum ta ki o kızı bu kamyonetin içinde görene kadar.
- No more out of me till I see you get that girl into this truck.
Görünüşe göre kızın, Los Angeles'ta hafta başında aşırı dozda uyuşturucu almış şekilde ölü bulundu.
Your daughter was found dead after an apparent drug overdose earlier this week in Los Angeles.
Biliyor musun, Atlanta'ya gelmeden önce Dallas'ta geçirdiğin çocukluk dönemin hakkında daha önce hiç konuşmadık.
You know that we never really got a chance to talk about your childhood in Dallas, before you moved to Atlanta.
Sadece Vegas'ta eğlenmeye çalışan kızlar
They're just girls having fun in Vegas. It's really not a big deal.