Nın sesi translate English
3,576 parallel translation
Tabanca atışından sonra çarpan kapının sesi.
There's a car door slamming after the gunshot.
Minör anahtarının sesi işte böyle bir şey.
This is what a minor key sounds like.
Dana'nın sesi fikrini değiştirdi, değil mi?
It was hearing Dana's voice that changed your mind, wasn't it?
Vicdanının sesi onu rahatsız ediyordu.
Oh, he had such an irritating little voice.
O sesi duydum. Arabanın sesini.
And that's when - - that's when I heard that sound - - of - - of the car.
- Tanrı'nın sesi neye benziyor?
- What does God's voice sound like?
Oğullarımın uyanıp, ilk kim lavaboya girecek kavgasının sesi.
The sound of my boys waking up, fighting over who gets the bathroom.
Daug sadece ameliyathanede yanımda duran nefes darlığının sesi, o kadar.
He's just the sound of labored breathing standing next to me in the O.R., nothing else.
Sesi aç, sanırım kulaklarını kapatıyor.
I think he's covering up his ears.
Zorla giriş olmamasını da eklersek yastıkları sesi azaltmak için kullandığını sanmıyorum.
You know, add that to no forced entry, I don't think the pillows were used to minimize sound.
Baylar. Siz ay ışığında otobüs sesi çıkarırken, düzgün kesim kot pantolon giymiş bu adamın caddenin ortasında neden yattığını sorabilir miyim?
Gentlemen... might I ask why this man in straight-cut denim is lying in the street while you are making bus sounds in the moonlight?
- Adamın matine idolü gibi sesi var.
- The guy sounds like a matinee idol.
Alçak ve vakur bir sesle bir kralın sesi gibi.
Low and solemnly.
Bu nedenle onların sesi olmaya karar verdiler.
So they were determined to become their voice
Floresan ışıkları, bayat kahve ve klasik komedilerden alıntı yapan adamların hoş sesi.
Man, I love the workplace- - fluorescent lights, stale coffee, and the sweet sound of men quoting classic comedies.
* "Susturamazsın içimdeki sesi!" diyeceğim *
♪ you can't stop the beat ♪
* Susturamazsın içimdeki sesi *
♪ you can't stop the beat ♪
* Susturamazsın içimdeki sesi *
♪ you can't stop the beat ♪ ♪ you can't stop the beat ♪ ♪ you can't stop the beat ♪
Biri parmaklarını şıklatmış gibi bir şıklatma sesi vardı.
There was this snapping sound, like somebody snapped their fingers.
Bu tantanalı değildi ve davulun sesi uzaktan hoş geliyordu. Yeni ve garip bir dünyanın içine çok az bilgi ile çıkmaktı.
It is not with fanfare and the sound of drums... that we walk away from the familiar... and go out into a new and strange world... with so little knowledge.
Biliyorum buna pek inanmayacaksın ama belki de evrenin sesi senden fazla çıkıyordur.
You know, I know you're gonna find this hard to believe, but I think that the universe is actually louder than you.
Eğer bir kuzu sesi daha duyarsam bunu yaptığınıza pişman ederim!
If I hear one more sheep noise coming from the back of the class, you'll regret it.
Sesi açın!
Turn up the volume!
Halen Chatterton sendromundan muzdaripseniz... lütfen, patilerinizi kullanın ve alttaki numarayı arayın... ardından bağırsaklarınızdan gelen ağzınızdan çıkan şu sesi kullanın... bu ses "wrulgh" gibi de olabilir...
If you are currently suffering from Chatterton syndrome, please, use your Bird-like claws to dial the number below then use the rectum you have instead of a mouth to say something like "wrulgh" or
En yakın yerleşim birimine on kilometre uzaklıktayız, bu yüzden sesi endişe etmeyin.
Closest neighbors are six miles away, so don't worry about the noise.
Liam ve ülke çapındaki İrlanda'nın yeni başkan sesi Mary erkekleri sayesinde bir kadın başkan oluyor.
Thanks to Liam and Mary Men around the country the new presidential voice of Ireland would be a feminine one...
Bu genç adamın sesi size hiç tanıdık geldi mi?
That young man's voice sound at all familiar to you?
Tamam sesi soluğu çıkmadı da ben sadece iyi olup olmadığını merak ediyorum.
I just wanted to make sure that he's okay.
- Bu aynı Skipper'ın sesi gibi.
- That sounds just like Skipper.
Telefonda kadın sesi vardı, o yüzden onunla beraber Portland'a taşındığını düşünüyorum.
The machine had a woman's voice, so my assumption is she moved with him to Portland.
Evsiz biri silah sesi duymuş, Cinayet masasını arayan devriye polisine o haber vermiş.
Homeless guy heard a gunshot... alerted a patrol officer who called Homicide.
Sesi olmayanların sesi olmak,
Giving a voice to people who don't have one,
Sence benim sesim Marge Simpson'nın kız kardeşlerinin sesi gibi mi?
Do you think I sound like one of Marge Simpson's sisters?
Uzaklardan bir testere sesi duyduğumda bir ağacın öldüğünü düşünüyorum.
When I hear a chainsaw in the distance, you know, I think a tree is dying.
Sülün avı olduğunda, bir silah sesi duyduğumda bir yerlerde kan aktığını düşünüyorum.
When I hear shooting, when there is pheasant shooting, I think there's going to be some blood somewhere.
Bu, küçük insanlar yolundan çekildiğinde büyük bir insanın başarabileceklerinin sesi.
That's the sound of what a great man can do. When little people get out of his way.
Darryl, kişisel olarak tanıdığın, çok güzel sesi olan ve First Lady'yle akraba olan birini söyler misin?
Darryl, guess which talented individual who also has a killer singing voice is related to the First Lady.
Hannah'ın Sesi'ydi aslında.
It was actually "Holla at Hannah."
Dışarıda ölmen için haykıran kalabalığın sesi seni yıkacak.
It's gonna be the sound of the people outside chanting for your death.
Tamam, bu benim en sevmediğim kelime sesi çünkü aptallık yaptığımı düşündüğünde böyle yaparsın.
Eh. Okay, that is my least favorite noise-for-word substitute because you only do it when you think I'm being dumb.
Ya da yan komşu Bay Omanski'nin televizyonundaki Ranger maçının bangır bangır çıkan sesi yüzündendir.
Or Mr. Omanski's TV next door, Rangers'game blaring away.
Dokuzun dibinde, saha kenarları dolu ve sopanın o tatlı çat sesi... çat!
Bottom of the ninth, bases loaded, and the sweet crack of the bat - - crack!
Eğer bu açıklamaları doğru okuyorsam sesi kulak zarını patlatabilir, gözleri yakabilir, genze zarar verebilir bağırsakları mahvedebiliyor.
Well, if I'm reading these illustrations correctly, its sound can shatter eardrums, pop eyeballs, rupture nasal passages, blow out bowels...
Bu sesi unutmamanı istiyorum, Lita çünkü duyacağın son ses olacak.
I want you to remember this voice, Lita because it's gonna be the Iast one you'll ever hear.
Thea Queen, beklenmedik aklın sesi.
Thea Queen, the unlikely voice of reason.
Bir tık sesi geliyor, o kadar. Dieter, anladın mı?
Oh!
Simeon'un çocukluğu, karın o olmadan bir sesi yok.
Simeon as a child, the snow has no voice without him.
Fulton ve Pearl'ın köşesinde silah sesi.
Shots fired, Fulton Street and Pearl.
Dört dakika önce silah sesi geldi buranın altında herhangi bir yerden gelmiş olabilir siz buna ne diyorsunuz... "Grab gewolbe", yani yeraltı mezarları.
There were shots fired about four minutes ago that could've come from anywhere down here, the, uh, what do you call it... grab gewolbe, the burial vaults.
Tartışmalarda olgun bir kadın sesi.
The mature female voice in debate.
Yunus sesi çıkarıyorum, bu takımın bir parçasıyken biz böyle yapardık. Ama artık bunu yapmıyor gibi görünüyorsun ve sorun değil.
I'm doing a porpoise call, which we used to do when I was part of your group, but it seems like you don't do it any more and that's fine.
nin sesi 20
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sesini aç 27
sesini duydum 25
sesin 22
sesini yükseltme 39
sesini keser misin 21
sesini alçalt 59
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sesini aç 27
sesini duydum 25
sesin 22
sesini yükseltme 39
sesini keser misin 21
sesini alçalt 59