O olmasaydı translate English
1,533 parallel translation
Eğer o olmasaydı bu yardım gecesini yapamazdık.
If it weren't for him, we wouldn't be having a benefit tonight. If it weren't for him, we wouldn't be having a benefit tonight.
Eğer o olmasaydı ben bu gece burada seninle olamazdım.
If it weren't for him... If it weren't for him... .. I wouldn't be here with you tonight.
O olmasaydı, seni alamayacaktım.
Without him, I wouldn't have you.
Tek söyleyebileceğim şey, eğer o olmasaydı, şu an burada oturuyor olmazdım.
All I can tell you is that if it wasn't for him, I wouldn't be sitting here right now.
O olmasaydı, Alicia'nın hamile olduğundan asla haberim olmazdı.
If it weren't for her, I never would have known Alicia was pregnant.
Öyle bir özellikleri var ki, o olmasaydı onları zar zor fark ederdiniz.
You'd hardly notice them except for one thing.
O olmasaydı, hâlâ orada olurduk.
If it wasn't for her, we'd still be over there.
O olmasaydı buraya hiç gelemezdin.
Without her, you would never have come.
O olmasaydı bu işe asla başlayamazdık.
If it hadn't been for him we would never have started.
Onun için o olmasaydı, o hala gerçek olacaktı.
If it wasn't for him, she'd still be true
O olmasaydı biz de olmazdık.
Without him, there's no us.
Eğer o olmasaydı, şu anda burada sizlerle beraber olamazdım.
If it weren't for him, I wouldn't be with you guys now.
Eğer o olmasaydı...
If she is not there...
Rayodaki konserde Eğer o olmasaydı...
If she hadn't been at the radio concert...
Clark, eğer o olmasaydı büyük bir ihtimalle ölmüş olacaktım.
Clark, if it wasn't for him, I'd probably be dead.
O olmasaydı Kahin Beş hakkında bildiklerimi ya da babam hakkındaki gerçeği bilemezdim.
If it hadn't been for her I'd have never known about Prophet Five or the truth of my father.
O olmasaydı, bu kadar süre dost kalamazdık.
Without him, we couldn't have been friends this long.
Çünkü eğer yanında o olmasaydı bir tokatla dişlerini eline dökerdim!
Because when you were growing up, if it wasn't for her, I would have knocked all your baby teeth out with one shot.
O olmasaydı, ben bugün burada olamayacaktım.
If it weren't for her, I would not be here today.
Eğer siz olmasaydınız, o ve ben...
If it wasn't for you, he and I...
Sen ve o koca sopan olmasaydı asla başaramazdım.
Well, I never could've done it without you and your big bat.
O fahişe olmasaydı yerine başka bir fahişe olurdu.
It was easier for me to get another broad.
Eğer ben olmasaydım, Meg o limuzinde olurdu.
If it wasn't for me, Meg would have been in the limo.
Hikayede ben olmasaydım kimse o kitabı almazdı.
'Cause if it wasn't for me, no one would have bought that hack book of yours.
ALS olmasaydı çok daha üstün olacağı yetenek, geniş bir yelpazede hesaplamalar yapma yeteneği, tüm fizikçiler arasında O'nu eşsiz kılıyor.
It has made him unique among all physicists in his ability to do a wide range of calculations, far better than he would have been able to do if he not had ALS.
Ve ihtimalde olmayan o buluşma olmasaydı, enformasyon paradoksu ile hiç rastlaşmayabilirdi.
And he might never have come across the information paradox, if it wasn't for an unlikely meeting.
Bahşiş verdiğim o pislikler olmasaydı, neredeyse çekiyordum.
I almost did though, except some asshole tipped them off!
Wendy'nin önsezileri olmasaydı ve o trenden inmeseydik, hepimiz şu anda ölüydük.
I mean, if Wendy never had that premonition... and none of us had gotten off that ride, we'd all be dead right now.
Ve sen olmasaydın, o şimdi yaşıyor ve burada oturuyor olurdu.
And he would be alive and sitting right here if it wasn't for you.
Çünkü sen olmasaydın Amy, ben hala o adam olacaktım.
Because if it wasn't for you, Amy, I'd still be that guy.
Eğer o orada olmasaydı, bu filmi yapmayacak mıydın?
If he wasn't there, you wouldn't make the movie?
Biliyor musun eğer mecbur olmasaydı asla benden o parayı istemezdi?
Do y ou know that if wasn't for me he would have never regained his castle?
Doğal hâli böyle iğrenç olmasaydı o kadar çekiştirmezdim.
Well, I wouldn't have to pull at it if it wasn't so naturally hideous.
Bak, eğer öyle olmasaydı, eğer o herif ölmeseydi sen de benim arkamdan "İyi iş" demeyecektin.
Look, if it hadn't happened the way that it did, if he hadn't died you would've been patting me on the back, saying, "Good job."
Bak, bu olay eğer böyle olmasaydı, o eğer ölmeseydi sen de arkamdan vurup "iyi iş" demeyecektin.
Look, if it hadn't happened the way that it did, if he hadn't died you would've been patting me on the back, saying, "Good job."
Bizim için olmasaydı, Bristol o mevkiye terfi edemezdi.
If it wasn't for us, Bristol wouldn't have been promoted in the first place.
O yüzden, Zomcon olmasaydı, hepimiz ölmüş olabilirdik.
So without Zomcon, we'd all be dead.
Kaza olmasaydı, o iş olacaktı.
And, barring accidents, it would have happened.
O kadar genç olmasaydı keşke...
If it would not be so is young, Then an another matter...
Söyle ona sinirime hakim olmasaydım, o pisliğin beynini yerden toplarlardı.
Tell him if my temper was gonna get the best of me, this cocksucker's brains would be on the floor.
Bu kadar uzaması benim suçum. Biliyorum, ama o fazlasıyla hastaydı ve ilgime ihtiyacı vardı. Kendime düşkünlüğüm olmasaydı ilerlemeden yakalayabilirdik -
I know it's my fault for letting it go this long, but he... he was so sick and he needed all my attention and, you know, if I had taken care of myself, we would've caught it before it got this bad -
Eğer bluzundan içeri bakmaya çalışmakla o kadar meşgul olmasaydın nasıl saçma konuştuğunu anlardın.
If you weren't so busy trying to see through her shirt, you would see through her BS.
Bak, diyorum ki ona engel olmasaydın, o zaman kendine itiraf etmesen de içinden asıl gelen şeyi yapmış olabilirsin.
Look, I'm just saying, if you didn't stop him then maybe, somewhere, on some level, that's what you wanted.
Eğer kaçmama yardım eden o doktor olmasaydı, bir insandan çok bir makine olacaktım.
If it wasn't for this one doctor that helped me escape... I'd be more machine than man right now.
Çocuklar bir kadın olmasaydı o arabaya binmezlerdi.
Never would've got into the car without a woman present.
Bilmiyorum, Vegas. O kadar büyük kasesi olmasaydı... Gece saat 2'den sonra...
I don't know, Vegas, 2 : 00 a.m., maybe, but if she didn't have such a big booty.
O adi herif hissedarlardan olmasaydı, sırtından vurabilirdin.
If that cocksucker hadn't shareholders, you could murder him while you adjusted his back.
Kanıt çok sağlam olmasaydı o kız çocuğuna yaptıkları yüzünden döve döve itiraf ettirirdim.
I would've beat it out of him for what he did to that girl.
Eğer Lois Lane olmasaydı, baban asla seçilemez, bende o koltukta oturamazdım.
If it weren't for Lois, your father wouldn't have been elected. And I wouldn't be in office.
Bluzundan içeriye bakmaya çalışmakla o kadar meşgul olmasaydın nasıl saçma konuştuğunu anlardın. Seni kullanıyor.
If you weren't so busy trying to see through her shirt, you would see through her B.S. She's using you.
Eğer o sevimli kız arkadaşın olmasaydı..
If it wasn't for your pretty lady friend.