Oldukça basit translate English
646 parallel translation
Yani bu evrimlerinin başında, oldukça basit yapılı bir ammonit.
So this is a fairly simple ammonite at the beginning of their evolution.
Planım, oldukça basit ve benzersiz, seni bile korkutmaya yetti.
You see, my plan is so ridiculous... so simple... that it scares you.
Hazırlanışı da oldukça basit.
The ingredients are quite simple too.
Oldukça basit bir iş.
That's quite a simple business.
Oldukça basit espri sanmıştım.
- Rather primitive humour, I thought.
Oldukça basit bir ameliyat.
It's a simple enough operation.
Ama oldukça basit bir açıklaması var.
But the explanation is very simple.
Teorim oldukça basit.
My theory's pretty simple.
Cevabı oldukça basit ama tatlım.
The answer, my dear, is somewhat more simple.
- Oldukça basit.
- Quite impersonal, isn't it?
- Oldukça basit, Kaptan.
- It's quite simple, captain.
Oldukça basit bir yöntem aslında.
Quite a simple process, really.
Göreviniz oldukça basit gibi görünüyor.
If that's all you require, it's easy.
Oldukça basit Billy-Boy.
Perfectly simple, Billy boy.
Oldukça basit bir divanda otururken gösteriliyorum.
I'm discovered sitting on a rather simple divan.
Planları oldukça basit görünüyor, ama en basit planlar sık sık ters gider.
Their plan seems simple enough, but the simplest plans so often go a miss.
Cevap oldukça basit sevgili müfettiş.
The solution is elementary, my dear Inspector.
Bu değişimin sırrı oldukça basit.
The secret of this transformation is rather simple.
Oldukça basit.
It is quite simple.
Ortanca size oldukça basit bir bitki gibi görünebilir, Ancak çok daha karmaşık olanları vardır.
From this, it might appear that the hydrangea is a fairly simple plant, but there are more complications.
Bu oldukça basit oldu.
It was really quite simple.
Oldukça basit bir kız efendim.
She's quite a common girl, sir.
Oldukça basit bir iş.
I know exactly how and what.
Ben de sana oldukça basit bir cevap verdim :
I gave you a plain and simple answer :
Oldukça basit.
It's quite simple
Konu oldukça basit.
And the point's very simple.
Ama oldukça basit!
But it's rather clear!
Oldukça basit : Serçelerle hoplaya zıplaya konuştular.
It is simple : the sparrows communicated while hopping.
Her şey beyler, oldukça basit.
The whole thing, gentlemen, is really quite simple.
- Durumu oldukça basit bir hale getirdin.
You simplified the situation considerably. How?
Bütün belli başlı şeyler gibi oldukça basit oldu.
It happened quite simply, like all major things.
Pekâlâ, sanırım bu oldukça basit bir hesap.
Well, I think it's a rather simple calculation.
Sorun oldukça basit ve mekanikmiş.
The trouble was purely mechanical of the simplest kind.
Bu oldukça basit.
It's very simple.
- Oldukça basit bir işlem.
- It's a fairly simple operation.
Oldukça basit!
Quite simple!
Gerçekten oldukça basit.
It's really quite simple, Mr MacDonald.
Oh, oldukça basit bir süreç.
Oh, it's really a very simple process.
Oldukça basit, birkaç kuralla hazırlanan aşağı yukarı 30 tipografi simgesinin her gün binlerce mesaj iletmesine, hâlâ şaşırabiliyorsun.
You are still capable of being amazed by the way in which the combination, according to a few ultimately very simple rules, of thirty or so typographic signs is able to generate, everyday, these thousands of messages.
Bu oldukça basit bir kara büyü örneği.
That's a rather uneventful example of black magic.
Sadece dinlesen oldukça basit!
It's very simple if you'd just listen!
Bu oldukça basit.
Well, it's relatively simple.
Ve bu gerçekten oldukça sıradışı ancak dikkat çekici ölçüde basit bir fikirdi.
And it's really quite an extraordinary idea, but remarkably simple.
İş oldukça basit yani.
Pushover.
Ölüm oldukça zor ve basit.
Death, so difficult and simple
İnsanoğluna ait basit eşyalara, oldukça fazla değer veriyorsunuz.
You place an absurd value on the cheapest of human commodities.
Basit bir ayna, renkli taş, ağaç kabuğu oymacılığı da oldukça popülerdi.
A crude mirror, painted stone, carved bark of trees were quite popular.
- Oldukça basit.
- It's very simple.
- Ve oldukça basit.
- And very simple.
Şahsen, oldukça temiz ve basit olduğunu düşünüyorum.
Personally, I thought it was all rather nicely clear and simple.
Hiç zor değil aslında, oldukça basit. Masraflı bir kadının var ve hiç paran yok.
Not at all difficult, perfectly simple.
basit 264
basitçe 52
oldukça 284
öldük 27
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25
basitçe 52
oldukça 284
öldük 27
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25