Olmaz efendim translate English
353 parallel translation
Olmaz efendim.
Oh, no, sir.
- Bu gece olmaz efendim.
- Not tonight, sir.
Ama uşağınızı yanınızda götürmek yakışık olmaz efendim.
But it is highly improper for you to take your valet about with you, sir.
Olmaz efendim.
No, sir.
Ama bu hiç uygun olmaz efendim.
Why... Why, Mr. Pres, it ain't hardly proper.
Nobby, Toots ve Cochrane. - Cochrane olmaz efendim.
- Nobby, Toots and Cochran.
Burada olmaz efendim.
Not here, sir.
Asla olmaz efendim.
It never is, sir.
- Bir daha olmaz efendim.
- Sir, it won't happen again.
- Olmaz efendim.
- No, sir.
Olmaz efendim!
No, sir!
- Olmaz efendim! Bu gece cezaevinde uyumayacaksınız!
No, you won't sleep in prison tonight.
- Dünyada olmaz efendim.
- Not for a hundred quid, ma'am.
- Korkarım olmaz efendim.
I'm afraid not, sire.
Olmaz efendim!
No, sir.
Bu gece olmaz efendim.
Not tonight, sir.
- Olmaz efendim!
- No, sir!
- Ama olmaz ki efendim.
- But, no, sir.
Olmaz, efendim.
You cannot, sir.
Size sıkıntı olmaz, efendim.
Don't have no trouble with him, sir.
- Olmaz, efendim.
- Oh, no, sir.
- Hayır, olmaz, efendim.
- Oh, no, no, sir.
Demek istediğim efendim, o hayaletten bizim cebimize de girse hiç fena olmaz.
Meaning, governor, we wouldn't mind a bit of spirit ourselves.
Masanız hazır olur olmaz size söyleyeceğim, efendim.
- I'll tell you as soon as your table is ready.
Doğruyu söylemek gerekirse, Majesteleri, sizi uyarmaya çalışmıştım ama siz, efendim, iflah olmaz bir romantiksiniz.
Well, if I may say so, Your Majesty, I did try to warn you, but you, Sire, are incurably romantic.
- Bu pek uygun olmaz, efendim.
- That wouldn't be proper, sir.
Buraya pek gelen olmaz efendim.
Not many come out so far, sir.
- Hayır efendim, olmaz.
- I won't.
Efendim, gittikleri yöne doğru pozisyon alsak daha iyi olmaz mı?
Sir, don't you think we'd better shift along with them?
Hayır efendim, görev sırasında olmaz.
Oh, no, sir, not on duty.
Hayır efendim, Her ikisi de olmaz.
No, my lord, not both.
- Şimdi olmaz, efendim.
- Not now, sir.
Bunun şakası olmaz, efendim.
Please don't kid around, sir.
Ama efendim, biraz sıradışı olmaz mı?
- Isn't it a little irregular?
Cumartesi olmaz, efendim.
Can't manage Saturday, sir.
Ona olmaz diyin, efendim.
Oh, tell him not to, sir.
Efendim, şu anda Sparta'nın temsilcisini dinlememiz uygun olmaz mıydı?
Sir, is it not fitting that we now hear from the representative of Sparta?
Efendim, o bayanla olmaz.
But sir, not with that lady.
Yarın gitseniz olmaz mı? Olabilir, efendim.
Well, I suppose we could, sir.
Hayır efendim, olmaz.
No, sir, no.
Oh, hayır, olmaz, efendim.
Oh, no, I couldn't, sir.
- Olmaz mı efendim, var tabii.
- Bless you, yes sir, I've got a license.
- Beklendiği gibi davranırlarsa olmaz, efendim.
- Not if they perform as expected, sir.
- Ne olur, ne olmaz. - Evet, efendim.
- You never can tell.
Bu sefer asansöre binsek olmaz mı efendim?
Could we take the elevator this time, sir?
İki dakika sürmez efendim. Bavulunu alacak zamanı olmaz.
Five minutes and he won't have the time to take a valise.
- Evet efendim, bir daha olmaz.
Yessir. It won't happen again.
Shogunluğun, şimdiki darphane üçüncü yöneticisi Efendi Goto Sanyemon senin Goto ailesine damat olan oğlun yada ben öyle duydum ve bu yüzden başka bir avans, diyelim ki, 100-ryo sizin için sorun olmaz değil mi, efendim?
The present Shogunate Mint Officer the third successor, Sir Goto Sanyemon is your son, who married into the Goto family or so I hear and so I figure, another advance, say, 100-ryo or so wouldn't be much of a problem for you, would it, Sir?
Hiçbir şey olmaz, efendim.
Nothing can happen, sir.
- Ne yapacağı belli olmaz, efendim.
She's unpredictable, sir.
Var efendim. Olmaz olaydı. Beni el aleme rezil rüsva etti.
For God's sake, what a shame!