Oturmak istemiyorum translate English
225 parallel translation
Oturmak istemiyorum.
I don't wanna sit down.
- Oturmak istemiyorum.
- I don't feel like sitting down.
Oturmak istemiyorum.
I don't want to sit down.
Oturmak istemiyorum.
I don't want to sit.
Oturmak istemiyorum, muhafızını çekmeni istiyorum!
I don't wish to sit down... I want you to call your guards off!
- Orada oturmak istemiyorum.
- I don't want to sit there.
- Oturmak istemiyorum.
I don't wanna sit.
Hayır, oturmak istemiyorum, ne de...
- I'd rather stand. - I don't mind sitting.
Burada oturmak istemiyorum!
I don't want to stay here!
Arkada oturmak istemiyorum!
I don't want to sit back here!
Öylece başıboş oturmak istemiyorum.
I don't wanna end up just sitting around.
- Oturmak istemiyorum!
- I don't want to sit!
masanıza oturmak istemiyorum.
I won't sit down at your table.
- Hayır, oturmak istemiyorum.
mickey : No.
Onun yanında oturmak istemiyorum.
Well, I don't want to sit next to it.
Gel! - Oturmak istemiyorum.
- I don't wanna sit down.
- Oturmak istemiyorum.
- I don't wanna sit down.
Sadece tek başına belanın üstüne oturmak istemiyorum.
I just don't want to be left sitting on a pound of snort.
Tüm bu süre boyunca Snorri'nin yanında oturmak istemiyorum.
I don't want to have to sit next to Snorri all that time.
Oturmak istemiyorum!
I don't want to sit!
Burada oturmak istemiyorum.
I don't want to just sit around here.
Bütün gece burada oturmak istemiyorum.
I don't wanna sit here all night.
Peg. beni tatlı dille ikna etmeye istediğin kadar çabala. Bir avuç işçi tulumlu fetus taşıyıcısı arasında oturmak istemiyorum.
Peg, you can sweet-talk me all you want but I'm not sitting among a bunch of fetus condos in overalls.
Güneş batana kadar burada oturmak istemiyorum.
I don't wanna be sittin'here till the fuckin'sun goes down.
- Buraya oturmak istemiyorum.
- l don't want to sit there.
Oturmak istemiyorum!
I don't wanna sit!
Ama ben orda çıplakken tek başıma oturmak istemiyorum.
Well, I don't wanna sit there naked all by myself.
- Oturmak istemiyorum.
- I don't want to sit around here.
Burada oturmak istemiyorum, anne.
- ♪ Maria, gratia plena ♪ - I don't want to sit up here, Mum.
Oturmak istemiyorum.
I don't want to sit in it.
Burada oturmak istemiyorum. - Tamam.
I don't want to just sit around here.
ama orada tek başıma çıplak oturmak istemiyorum.
Well, I don't wanna sit there naked all by myself.
- Sorunu çözmüşsün. Oturmak istemiyorum.
- Yeah, he sorted them out.
Onun yanında oturmak istemiyorum, baba.
- I don't wanna sit next to him, Daddy.
Onun yanında oturmak istemiyorum, anne.
- I don't wanna sit next to her, Mommy.
Ben avukatımın yanındaki koltuğa oturmak istemiyorum.
I don't want to sit down next to my attorney. Listen, I know...
Onun yanında oturmak istemiyorum.
I don't want to sit next to him.
Oturmak istemiyorum, Violet.
I don't want to sit. Violet.
Ben buraya oturmak istemiyorum.
I don't want to sit here.
- Oturmak istemiyorum.
- I don't want to take a seat.
Burada oturmak istemiyorum.
I don't wanna be out here.
Burada oturmak istemiyorum.
I don't wanna be here.
Çünkü konuşmayacaksan, burada daha fazla oturmak istemiyorum.
Because if you're not, I don't want to sit here anymore.
Bu akşam seninle oturmak istemiyorum.
I don't want to sit with you tonight.
Oturmak istemiyorum.
I don't wanna sit. I just...
Ortaya oturmak istemiyorum. Gianni, ortaya sen geç, ben uca oturayım.
Gianni, move over to the middle.
Ben burada bu yolun kıyısında sadece oturmak istiyorum, ve Amerikanın başkanı falan da olmak istemiyorum.
Where I can just, I can just sit here right on this roadside and I, I don't have to become President of the United States.
Miles, şu anda seninle aynı masada oturmak bile istemiyorum.
Right now, I don't even want to sit at the same table with you.
- Oturmak da istemiyorum.
- I don't wanna sit down.
- Oturmak veya kahve istemiyorum.
I don't want a cup of coffee.
# Karaya oturmak... # #... istemiyorum #
♪ I don't wanna be ♪ ♪ Stranded ♪