Paramız var translate English
676 parallel translation
Yeterince paramız var mı?
Shall we have enough?
Yeterince paramız var.
We've got money enough.
Tomarla paramız var.
Well, we have lashings of it.
Ve yeterince paramız var.
We've made enough money.
Hiç görmediğimiz kadar çok paramız var.
We got more dough than we ever seen before.
Ama unutmayın çok az paramız var.
Now, don't forget : we're only dollar-a-year men.
Pierre'in o sıçanla işini görmesine yetecek paramız var artık.
Now we got enough money for Pierre to take care of that rat.
Wall Street bankerleriyiz biz Bir sürü paramız var
Wall Street bankers are we With plenty of currency
Eğer sıkıntın buysa, bizim paramız var.
We got money, if that's what's botherin'you.
Bir torba dolusu paramız var, ama fareler gibi bir delikte yaşıyoruz.
We got a sack full of dough and we're holed up like a bunch of gophers.
- Ama paramız var mı ki?
- Great! - We have enough to get in?
Şimdi harcayacak çok paramız var.
Right now, we got an awful lot of money to spend.
Dökümhaneyi yitirmiş olabiliriz... ama Brezilya'da geçinebileceğimiz kadar paramız var.
We may have lost the foundry, but we have enough to live on in Brazil.
Zosh, hiç paramız var mı?
Zosch - do we have any money?
Belki etmezdi, ama şu an çok paramız var ve bunu bir ipte sallanırken harcayamam.
- Maybe not, but we got our hands on a lot of money and I'm not gonna spend it at the end of a rope.
Zamanımız ve paramız var, ama...
May take time and money, but...
Çok teşekkürler. Ama bizim paramız var.
I mean, thanks a lot, but we have money.
Çok paramız var.
We got plenty of money.
Bir sonraki tekne dönünceye değin sadece kendimizi kurtaracak kadar paramız var.
I have just enough money left to tide us over until the next boat back.
Elektrikli çim makinesi alacak paramız var mı?
Could we afford an electric mower for the lawn?
- Kaç paramız var?
- How much we got?
Saraghina bak, paramız var.
Saraghina look, we've got the money.
Saraghina, paramız var.
Saraghina, we've got the money.
Luciani bir süredir işsiz ve çok az paramız var.
- You know... Luciani has been unemployed for a while and we have so little money...
Güzel, o zaman paramız var.
Well, we still had some money then.
Pasaportumuz ve paramız var.
We have passports and money.
Shandor, harcayacak paramız var.
Shandor, we have money to spend.
- Paramız var. Söyledik size.
- We've got money, I tell you.
Yeteri kadar paramız var.
We have enough money.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
We've got plenty of money to spend, and not a worry in the world.
Unutma, artık paramız var.
Don't forget we got that money.
Paramız var.
We have money.
- Taksiye verecek paramız var mı?
- Could we afford a taxi? - Sure.
Charles'ın kitaplarının telif haklarından bir sürü paramız var.
We'll have plenty of money now with all the royalties on Charles books.
10.000 tane bakımlı sığırımız, bir dolu toprağımız ve bankada tonla paramız var.
We've got 10,000 head of good cows, a valley of sweet grass, and money in the bank.
Daha çok var. Şimdi, 200 işçiyle, üretip satmak için yeterli paramız var.
We have enough money to make and sell with 200 workers.
Daha çok yiyeceğe ihtiyacımız var ama paramız kalmadı.
We could use more food, but there's no money left.
Yeteri kadar paramız da var.
We've got plenty of money.
Pahalıya patlayacağını düşünüyorsanız... Yeterince param var.
You think about the money it's going to cost?
Sanırım ne kadar paramız olursa olsun hepimizin farklı dertleri var.
I guess matter how much money we've got, we've all got our worries.
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
We'll fight for our rights. And we've got the money to do it.
Paramız yok. Yani sadece iki bin dolarımız var.
- we do not have money.
Korkarım paramız hakkında kötü haberlerim var.
Well, I'm afraid I have bad news... about money.
Daha çok bizim paramız, ama Don Calogero iyi işletti ve Tancredi'nin buna ihtiyacı var.
Our money mostly, but well administered by Don Calogero, and Tancredi needs that.
Paramız var!
We got money!
Elias'tan paramızı alabileceğimiz daha tehlikesiz bir yer daha var.
There's a different place where Elías's men bring us our money.
Sadece birkaç adamım var, paramız yok, silahımız yok.
I have only a few men, no money, and no rifles.
Paramız var, hem de çok, değil mi?
We have money, lots of money, eh?
Dünya kadar paramız var.
Well, a person can change.
Paramızı da aldı, ama adam ve silaha sahip bir tek ben varım.
He also has our money, but I am the only one that has the men and the guns.
Bize yetecek kadar paramız her zaman var.
We've always got enough for that.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
param 46
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
param 46
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33