Pete translate English
11,759 parallel translation
- Ne bir şey alıyorum ne de satıyorum Peter.
Pete, I don't buy or sell anything.
Ona gerçekten ilgi duyuyorum, o yüzden Pete'ten gidip onun durumunu öğrenmesini istedim.
I'm really into her, so I asked Pete to go talk to her - and find out her situation. - So I did.
- Bu seferki Pete'e gidiyor.
- This one goes to Pete.
Ahbap, bu Pete.
Dude, that is Pete.
Bütün işaretler Pete'i gösteriyor.
[Gasps] All signs point to Pete.
Kim, Pete'e yazıyor.
Kim digs Pete.
Pete daldı çünkü Adam Kim'le kendi konuşamayacak kadar ezik.
Pete stepped in because Adam was too much of a wussy to talk to Kim himself!
O uzun, havalı Pete'i istiyor, ezik, tuhaf Adam'ı değil.
She wants tall, cool Pete, not lame, weird Adam.
Sen de Pete hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
You don't know the first thing about Pete!
Belki Pete gibi uzun ya da iyi görünümlü olmayabilir.
He may not be tall and good-looking like Pete...
Yani Pete havalı diye zeki ve önemli değil mi?
Oh, so Pete isn't smart and has no substance because he's cool?
Neden Pete Sampras'ı sevmiyorsunuz?
Why you not like Pete Sampras?
İsmi Pete.
His name's Pete.
Rick, bu kocam Pete.
Hey, Rick, this is my husband Pete.
Sağ ol Pete.
Thanks, Pete.
Pete, dur.
Pete, don't.
Pete, Jessie'yi dövüyormuş.
Pete's hitting Jessie.
Pete'in durumunun nereye gideceğini biliyorum.
I know how this is gonna go with Pete.
Pete konusunu düşündün mü?
Thought about Pete?
Pete de verandada oturuyormuş öyle.
Pete was just sitting on the porch.
Pete'le bir sorunumuz var.
We have a problem with Pete.
Pete bir cerrah.
Pete's a surgeon.
Tara, Pete'in elinde güvende.
But Tara, she's... she's in good hands with Pete.
Pete.
Pete.
Git işte Pete.
Just go, Pete.
Pete, sen ve ben hemen çıkıyoruz buradan.
! Pete, you and me are gonna leave now.
- Pete, sen ve ben çıkıyoruz buradan.
Pete, you and me are leaving.
Asıl sen hemen çıkıyorsun buradan.
Pete : You're leaving right now.
- Benim evim burası!
- Pete, stop it!
Pete, dur!
- It's my house! Pete, stop it!
Pete'i başka bir eve yerleştirdik.
We put Pete in another house.
Burası benim evim değil.
Pete : This isn't my house.
Pete, yapma bunu.
Pete, you on't want to o this.
- Çekil önümden, çekil!
- Get away. Get away! - Pete, stop.
- Dur hadi.
Pete...
Onun yüzünden oldu!
Pete : It's him!
- Selam Pete, o daha yeni kalktı.
Hey, Pete, he just fucking got up.
- Ben de seni seviyorum, Pete.
Love you too, Pete.
Hayret bir şey.
For Pete's sake.
Pete, ne yapıyorsun sen?
Pete, what are you doing?
Bu zaten senin toplantın Pete.
- Ferg. Pete, it's your meeting.
Pete'in bana eşlik edebileceğini düşündüm.
I thought maybe Pete could be an asset.
Pete başkan yardımcısı.
Pete's a vice president.
Seyirci mutlu değil Pete.
This crowd is not happy, Pete.
Bi s.ktir git, Pete.
Fuck off, Pete.
- S.ktir git, Pete!
- Fuck off, Pete!
Tanrı aşkına.
For Pete's sake.
O gizemli adamı Gainey'lerin partisine davet et olsun bitsin.
Oh, for Pete's sake! Just ask this mystery man to the Gainey party. What have you got to lose?
Ryan, Ben Pete Mitchell.. .. tugay yetkililerinden birisiyim.
Ryan, I'm Pete Mitchell, one of the effects guys with Brigade.
- Pete, kes şunu.
!
- Pete, dur.
- Pete, just stop.