English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Rad

Rad translate English

3,041 parallel translation
Bir konuda yanılmışım. Sıradışı falan değilmişsin.
I was wrong about one thing, you are not exceptional.
Sıradışı bir şey değil.
It's nothing unusual.
Bunlardan hangisinin temel parçacık olduğunu bulmak, parçacık fiziğinin 60 yılı aşkın bir süredir tanımladığı bir problem ve sıradışı bir tecrübe teorinin bir araya gelmesini gerektiriyor.
Working out which of these are elementary, is a problem that's defined particle physics for over 60 years and has required an extraordinary coming together of theory and experiment.
Deney teknisyenleri holometer adını verdikleri sıradışı bir makine oluşturuyorlar.
Expert technicians are building an extraordinary machine they call the holometer.
Sıradışı bir konuya dikkat çekmek için.
Just to remark on something extraordinary.
Yeryüzündeki en sıradışı organizmaya harika bir yolculuk.
This is a fantastic voyage through the most extraordinary organism on Earth.
Sıradışı başka isteği var mı?
Any other, um, unusual requests?
Bu sıradışı değil.
Not that unusual.
- Sıradışı birşeyler? - Beni bile sorguladılar.
They even came and questioned me.
Süper.
Wow. Rad.
Ne zaman, burada, Nepal ya da Tibet'te bir araştırma projesi gerçekleştirsek bilim insanları olarak heyecan duyuyoruz çünkü sıradışı biyolojik özelliklerini keşfediyoruz ve bu da çok ilginç ve heyecan verici bir şeylerin olduğunu gösteriyor.
Every time we do a research project here in Nepal or in Tibet, scientists get excited because we find unusual features of their biology, and that suggests there is something very interesting and exciting going on.
Yeni, sıradışı teknik gelişmelerin aydınlatabileceği türde bir soru bu.
It's a question that technological developments have been able to shed extraordinary new light on.
Bu harika olacak.
This is gonna be so rad.
Evet, harika.
Yeah, so rad.
Son zamanlarda King'lerin arka bahçesinde sıradışı bir şey.. ... gördüğünüzü sanmıyorum.
I don't suppose either one of you noticed anything unusual going on in the Kings'backyard recently?
Gizli kod, Master Teomondo Scrofalo ve ölümü, ve onun harika, sıradışı sanat çalışması
the secret code, the mortal remains of Master Teomondo Scrofalo, and his wonderful, extraordinary, inimitable work of art..
Teninizin altında sıradışı bir dünya saklı.. .. milyarlarca küçük santralin enerji ürettiği.
Hidden deep beneath your skin is an extraordinary universe..... where billions of tiny powerhouses generate energy.
Kentucky Louisville de bir hastaneye sıradışı bir paket ulaştı.
A very unusual package is being delivered to a hospital in Louisville, Kentucky.
Sıradışı elektronik bir işlem çevresinde olmayan biriyle yapacağı bir görüşme para transferi.
Electronic wire with odd routing... a meeting he takes with someone new, outside his usual circle... a transfer of money...
Sıradışı bir şey yok, Hotch da erkek arkadaşını akladı.
Nothing out of the ordinary, and Hotch cleared the boyfriend.
Seni aramamın sebebi, burada gerçekten sıradışı bir şeyler oluyor ve siz de "garip şeyler" de uzmansınız.
Reason I called is I've got a real humdinger here, and since your organization specializes in "weird,"
- harika görünüyor.
- Yeah, that sounds rad.
Çok sıradışı.
That's highly unusual.
Bence kokainin sıradışı etkilerinden birisi de insanlara hissettirmeden yanaşmasıdır.
One of the unusual things about cocaine is, I think it does tend to creep up on people.
Ve işte bu anda Hz.Muhammed hayatının en sıradışı tecrübelerinden birini yaşamış.
And it's from this point that Muhammad begins one of the most powerful and extraordinary experiences of his life.
Mart 624'te, Peygamber sıradışı büyüklükte bir Kureyş kervanının Suriye'den döndüğünü dydu.
During March 624, the Prophet heard about an exceptionally large Quraysh caravan returning from Syria back to Mecca.
Hz.Muhammed'in ve müminlerin Allah'ın adıyla ilk defa bir savaşa girmesiydi ve bu Kureyş'e karşı alınan bu sıradışı galibete çok sevinmiştiler.
But its significance was massive. It was the first time that Muhammad and his followers had gone to war in the name of God and they were jubilant at this extraordinary victory over the Quraysh.
Çok sıradışı bir yaratık, Bir fotoğraf çektirmek ve sirküle edilir.
A very unusual creature, a photograph is taken and circulated.
Ailenin kredi kartı şirketlerinden sıradışı hareketleri bildirmelerini istedik.
And we asked the family's credit-card companies to alert us of any unusual activities.
Belki de senin, tıpkı Estella gibi, farklı ve sıradışı olman planlandı.
Perhaps it is intended that you, like Estella, will be different and extraordinary.
Ve farklı, sıradışı biri için dışarıdaki dünyanın nasıl olduğunu hayal et.
And imagine what a world is out there for someone different and extraordinary.
Narkotikte çalışan biri olarak çocuğunu uyuşturucu yüzünden....... kaybetmek daha zordur ama..... kızınızın mesleğindeki biri için, bu tür şüphe uyandıracak seçimler sıradışı şeyler değildir.
Working in narcotics makes losing a child to drugs that much harder, but... It's not unusual for someone in your daughter's profession to make questionable choices like this.
Ne sıradışı bir manzara.
Oh, what an extraordinary sight!
Konser harika olacak.
Lindsay : The concert is gonna be so rad.
Ama sıradışı araştırmalarda sıradanlık göz ardı edilir.
However, in our search for the extraordinary, the mundane is often overlooked.
Tablolar.. rönesans takıları ve sıradışı şeyler ilgilsini çekerdi
She stole one-of-a-kind pieces from deco jewelry to paintings from the Renaissance and the Modernists. And she especially loved incredibly old first editions from her favorite authors.
Bildiğim onun halleri ve sıradışı sahiplenişiydi
All I really know about that particular, and in her words "ambitious" caper is the mark :
Gerçeğin dışındaydı ve hep sıradışı olanı bulurdu
And always with the most sincere and profound intellectual admiration.
Clara, Ayı Yogi ile yarışıyor.
Clara is a rad yogi.
İntihar bilimi kusursuz değildir, ama kadınların böyle vahşice intihar etmesi sıradışıdır.
Suicidology is an imperfect science, but it's uncommon for women to kill themselves so violently.
Klasik yakışıklı diyemem, ama sıradışı bir biçimde çekicisin.
Well, I wouldn't say you're classically handsome, but you're kind of attractive in an offbeat kind of way.
B - rad!
VANESSA : Hey, B-rad.
Çok sıradışı bir durum yaşadık.
Our situation was very unusual.
Hatıradın mı beni?
You remember me?
O araba sıradışı füzelerden bile korur.
That thing could take a freaking missile.
O halde heryerde karşımıza çıkan şey, tanrılar, ateş veya daha farklı bir teknolojiyi içeren en sıradışı makineyi birine vermiş olsalardı bile, bunu çalıştırabilecek kapasitede oldukça yetnekli ve eğitimli bir insana ihtiyaç duymuş olacaklardı..
And so what we find everywhere is that, even if the gods had given the most extraordinary machine, including fire or any other piece of technology, you would have to have somebody able to operate it... a highly trained
Fakat bu sıradışı su olayı başka bir nedenden dolayı eşsiz- - Preah Pisnokar'ın efsanevi kılıcına ev sahipliği yaptıgı söylenir.
But this unusual body of water is unique for another reason... it is said to hold the mythical sword of Preah Pisnokar.
Sıradışı bir şey var mı?
Nothing out of the ordinary?
Bu araba çok iyi bebeğim.
This car is so rad, babe.
Brad'in kamyoneti kişisel amaçla kullanması sıradışı bir şey mi?
Was it unusual for Brad to use your trucks for personal use?
Nerdeyse sıradışı biriydi
almost delirious at times.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]