Saçmalamıyorum translate English
103 parallel translation
Saçmalamıyorum.
I'm not being silly.
Saçmalamıyorum.
I know how I sound.
- Saçmalamıyorum.
- lt isn't nonsense.
Saçmalamıyorum!
- I'm not talking rubbish.
Hayır saçmalamıyorum.
It does to me.
Üzgünüm sevgilim, ama ben saçmalamıyorum.
I'm sorry, darling, but it isn't nonsense.
Becky, sence de saçmalamıyorum, değil mi?
Becky, you don't think it's nonsense, do you?
Saçmalamıyorum.
Not nonsense.
Aslında saçmalamıyorum.
Not really.
- Saçmalamıyorum. - Saçmalıyorsun.
- He followed Sadako outside.
Saçmalamıyorum, Elvira.
It's not nonsense, Elvira.
Saçmalamıyorum.
I'm not being precocious.
Saçmalamıyorum, bu bir kuş değil!
It's not bullshit, not a bird!
Hayır saçmalamıyorum, birazcık korktum.
No, I'm not being silly, ya little creep.
Saçmalamıyorum, kendi gözlerimle gördüm.
I'm not talking nonsense, I saw with my own eyes
Ben saçmalamıyorum.
No, I'm not.
- Saçmalamıyorum.
- I am not be fool.
- Saçmalamıyorum.
- Bullshit?
Saçmalamıyorum.
- I'm not.
Ben saçmalamıyorum sen saçmalıyorsun.
- It's you who talks bull!
Saçmalamıyorum!
I'm not coming on!
Saçmalamıyorum, Daniel.
I'm not being lame, daniel.
- Saçmalamıyorum.
I'm not being ridiculous!
- Saçmalamıyorum. O mermiyi getirirsen, Althaus'u senin adamlarından birinin öldürmediğini kanıtlayabilirim.
If you bring me that bullet, it is next to certain that I can establish that Althaus was not killed by one of your men.
- Saçmalamıyorum! - Saçmalıyorsun, John.
You left me!
Hayır, ben saçmalamıyorum!
No, this is not a crank call!
- Saçmalamıyorum, korkuyorum.
Not crap. Terror.
Saçmalamıyorum.
I'm not being ridiculous.
Hayır, saçmalamıyorum.
No I'm not.
- Saçmalamıyorum.
- I'm not bullshitting.
Saçmalamıyorum.
It's not crap.
Saçmalamıyorum.
It's not ridiculous. It makes perfect sense.
Hayır, saçmalamıyorum.
No I don't talk smack.
Ben saçmalamıyorum Saçmalıyorsun.
I'm not freakin'out, you're freakin'out.
Saçmalamıyorum.
I ain't being ridiculous.
- Ben saçmalamıyorum.
- It ain't nonsense.
Ben saçmalamıyorum!
I am not talking hell!
Saçmalamıyorum kızım bir tanısan valla, ne dediğimi anlarsın.
I am not being ridiculous, if you knew him, you would understand.
Saçmalamıyorum, Bud, hem de hiç.
I'm not full of shit, Bud, at all.
Saçmalamıyorum,... gerçekten.
It's not bullshit, really.
Saçmalamıyorum Lori, bırakabilirim.
I'm not bullshittin'. Lori, I can make a go of it.
Saçmalamıyorum, değil mi?
I don't bullshit, right?
Saçmalamıyorum.
I'm not talking shit.
Saçmalamıyorum.
I'm not.
Saçmalamıyorum, tamam mı?
This isn't crazy, okay?
- Saçmalamıyorum bir kere.
- I'm not being ridiculous.
Saçmalamıyorum!
I'm not!
- Saçmalamıyorum!
- l'm not!
- Saçmalamıyorum.
I'm not being silly.
Saçmalamıyorum.
I'm not being absurd.
- Hayır, saçmalamıyorum.
- No, I'm not.
saçmalık 1235
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40