Sonsuzluk translate English
807 parallel translation
Bu bir elveda. Sizler ruhlarınızın değişmiş formlarını taşıyor olsanız dahi, neticede Bilginin Meyvesi'ni tatmış yaratıklarsınız. Sonsuzluk için yaşamış olsanız dahi bizler gibi, sonunda ölüm olan kaderden kaçamayacaksınız.
This is farewell. you are still lifeforms blessed with the Fruit of Knowledge. you still cannot escape the fate of death. you had bestowed upon us the gift of civilization.
Sadece bir kaç hafta daha, ama onlar bile bir sonsuzluk gibi görünüyor!
"Only a few weeks more... but they seem an eternity!"
Sonsuzluk burada bitiyor.
There eternity ends.
Sonsuzluk boyunca uyumuşum gibi hissediyorum.
I feel as if I've been asleep forever.
Ve balık sonsuzluk denizinde yüzüyor.
And the fish swims in the Sea of Eternity.
Bir dakika bazen nefes almak kadar kısa, bazen ise sonsuzluk kadar uzun.
A moment can be as short as a breath or as long as eternity.
Bu huzursuz edici sesin içinde, hem yaşam, hem ölüm hem de sonsuzluk var.
There's life and death in that restless sound... and eternity too.
Gerçekten çok kısa bir süre önceydi, ama o trenin istasyondan çıkması ve onu karanlığa götürmesi sonsuzluk gibi geliyor.
It's such a little while ago, really, but it seems an eternity... since that train went out of the station... taking him away into the darkness.
Böyle bir an insanı sonsuzluk korkusuna sürüklüyor.
That moment fills one with the terror of eternity.
Her yaşayan ölür, sonsuzluk hepimizin sonu.
All that lives must die, passing through nature to eternity.
Sonsuzluk gibi sanki.
Something eternal.
Zevzeklik ve Sonsuzluk Üzerine Tez.
Treatise on Slime and Eternity.
Aksi tadirde, sonsuzluk için dolanırlar.
Otherwise, it was wandering for eternity.
Belki burdan sonsuzluk kavramını çıkarabiliriz.
Maybe we can measure from here the concept of eternity.
Belki sonsuzluk ölçülebilir.
Perhaps eternity can be measured.
Renklerin uyumu... ve sonsuzluk.
Harmony of color... and infinity.
Oh, sonsuzluk... öyle yalnız ki.
Oh, infinity is... is so lonely.
Astronomik. 10 rakamı neredeyse tam olarak sonsuzluk gücüne ulaşmış.
Nothing less. The number 10... ... raised almost literally to the power of infinity.
Sonsuzluk hakkındaki endişelerini giderebilirdim ama artık çok geç.
I could have purged your worries about eternity... but now it's too late.
Sonsuzluk hakkında düşündün mü?
Did you think about eternity?
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
It is a dimension as vast as space and as devoid of long as infinity.
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
IT IS A DIMENSION AS VAST AS SPACE AND AS TIMELESS AS INFINITY.
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
It is a dimension As vast as space And as timeless as infinity. 6s 00 : 00 : 17,434 - - 00 : 00 : 21,186 It is the middle ground Between light and shadow
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
IT IS THE MIDDLE GROUND BETWEEN LIGHT AND SHADOW, BETWEEN SCIENCE AND SUPERSTITION,
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
AND IT LIES BETWEEN THE PIT OF MAN'S FEARS AND THE SUMMIT OF HIS KNOWLEDGE.
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu.
AND THE SUMMIT OF HIS KNOWLEDGE. THIS IS THE DIMENSION OF IMAGINATION.
Sonsuzluk için!
For eternity?
Sonsuzluk!
Eternity!
İşleri sonsuzluk için vaaz vermek olan insanlar için, ne şimdi ne daha sonra kendimize en ufak bir zaman ayıramamamız çok ironik.
FOR PEOPLE WHOSE BUSINESS IT IS TO PREACH ETERNITY, IT'S IRONIC THAT WE CAN'T TAKE A LITTLE MOMENT TO OURSELVES EVERY NOW AND THEN.
Her dakika sonsuzluk gibiydi.
Every moment felt like an eternity.
"Şimdi, işte sonsuzluk, Ester." dedi.
"Now it's eternity, Ester", he said.
Verdiği tek sonsuzluk, Joe Turtle'ın almış olduğu gibidir.
The only kind of foreverness he hands out is the kind Joe Turtle got.
- Sonsuzluk.
- Eternity.
Tüm bu işaretler bana ne açıklamak istediğim hakkında hiçbir fikir vermiyor, sonsuzluk... büyüklük...
All these signs give me no idea about what I want to express infinity... greatness...
Veya sonsuzluk kelimesi çok mu fazla?
Or is forever asking too much?
Yüce Dalek tüm sonsuzluk boyunca takip edilmelerini emir verdi.
The Dalek supreme has ordered they are to be pursued through all eternity.
Bu nehrin dışında yaşam tamamen imkansız görünür ve sonsuzluk hayali yoktur.
It seems to have been quite impossible... to live beside this river... and not to have visions of eternity.
Sonsuzluk bitiyor!
Eternity ends.
Sonsuzluk... sona eriyor...
Eternity stops.
Pozisyonumuz girdiğimiz sonsuzluk noktasına o kadar yakın ki, aradaki farkı söylemeye değmez.
Our position is so close to the point where we entered the void, the difference isn't worth mentioning.
Bu cehennem deliğinde 6 ay kalmak sonsuzluk gibi.
In this hell hole six months is an eternity.
"İnsan düşünen bir ottur." "İki sonsuzluk meselesi."
"Man is a thinking reed." "The two infinities."
- Sonsuzluk uzun bir süre galiba.
Well, forever is a long time, I guess.
Artık geriye kalan sadece sonsuzluk... her şeyi saran karanlık.
All that's left now is eternal, All enveloping darkness.
Ve sen öğrencilerin ile, hep sonsuzluk hakkında konuşursun.
And you talk to your pupils about eternity.
Ama bu sorulardan birisine cevap bulabilirsem, sonsuzluk nedir, örneğin, bana deli demeleri umurumda bile olmaz.
Well, if I could discover just one of these things, what eternity is, for example, I wouldn't care if they did think I was crazy.
Sonsuzluk demek, veya tanrılık.
It means infinity, or godhead.
Sonsuzluk nehrinden geçelim
We turn to the river of eternity
ve bu yakışıklı adam da ise sonsuzluk!
and in this beautiful young man is eternity!
Sonsuzluk yetmedi mi?
Wasn't eternity enough?
Ama savaşanlara sonsuzluk gibi gelmiştir.
And they seemed an eternity to those who lived through them.