English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sonsuza dek

Sonsuza dek translate English

11,075 parallel translation
Mükemmel bir dünyada, sizi sonsuza dek kilit altına almamıza müsaade edersiniz, böylece tehdit ortadan kalkardı.
In a perfect world, you'd allow us to seal you away forever, thus eliminating the threat.
Eğer bu gerçekten beni sonsuza dek hapsedecek silahsa, neden bana veresin?
If that really is the weapon that can lock me away for eternity, why hand it over?
Planlarını bozmaya çalışmıyorum ama Jack öğrendiği zaman, senden sonsuza dek nefret edecek.
I am not trying to rain on your parade, But when Jack finds out, he's going to hate you forever.
Sonsuza dek.
Forever.
Biz sonsuza dek birbirimize bağlı kalmak zorundayız.
We are bound together forever.
Seninle sonsuza dek savaşacağım.
I will fight you forever.
Benim kaderim sonsuza dek yaşamakken Chay-Ara'nınki ise ölmek.
While my destiny is to live forever, Chay-Ara's is to die, as is yours now.
Birlikte, hepimiz onu sonsuza dek alt edebiliriz.
And together, all of us, we can take him down once and for all.
Her zaman ve sonsuza dek.
Always and forever.
Savage'nin sonsuza dek yaşayabilmesi için bizi öldürmesi gerekiyor.
Savage has to kill us in order to live forever.
Sonsuza dek bekleyeceğim.
I will wait... Across eternity.
Sonsuza dek HIVE'ın bir parçası olarak kalacaksın.
You will forever be part of our HIVE.
Kardeşim ve Lucien, seni ve kardeşlerini sonsuza dek kilitli tutmak için kullanmak istiyorlar.
My brother and Lucien want to use it to lock you and your siblings away forever.
Serraturayı geri alıp onları sonsuza dek kilitlememiz gerek.
We need to get back the serratura and lock them all away in a pit of fire.
Birisini sonsuza dek lanetleyip diğerini düşmanın haline getirmedin mi?
Didn't you damn one of them to eternity, viciously antagonize the other?
Dost olduğumuza inanmıştım neredeyse kardeş olduğumuza ama son konuşmamızda Hope'u sonsuza dek bizim ailemizden uzaklaştırmayı planlıyormuşsun ne durumdasın, Hayley?
I believed we were friends, nearly sisters, but the last time we spoke, you were planning on taking hope away from this family forever, so where do you stand, Hayley?
Biliyorsun, son bıraktığımda Klaus'tan sonsuza dek nefret edeceğinden emindim.
You know, when I left last, I thought for sure you'd hate Klaus forever.
Bunun bir parçası olmayı çok istemiştim her zaman içinde olmak isteyen ama sonsuza dek dışarıdan birisi olmak zorunda olduğumu sanıyordum.
I wanted so much to be a part of it, but I thought I was forever fated to be an outsider, always looking in.
Tanrım, bunu sonsuza dek izleyebilirim keşke kardeşim okyanusun ortasında hapsolmuş olmasaydı.
My goodness, I could watch this forever, if only my sister wasn't trapped in the bottom of the ocean.
Aslına bakarsan, var. Postalarımı sonsuza dek sen alır mısın?
Could you collect my mail forever?
Ama sonsuza dek benden kaçınamazsın ki.
Well, you can't just avoid me forever.
- Şimdi konuş ya da sonsuza dek sus.
Speak now or forever hold your peace.
O an kaderim olduğunu ve sonsuza dek birlikte olacağımızı anladım.
I knew then that you were my destiny and we'd be together forever.
Sonsuza dek sana dadanabilir miyim?
May I haunt you forevermore?
Eğer şimdi geri çekilerek sonsuza dek rahat yaşayabileceğini ya da kokain dağı falan alabileceğini görebilseydi...
If she could see that if she just steps back now, she can live in comfort forever, buy a mountain of crack, whatever.
Sonsuza dek parkta kalamazdım.
I couldn't stay at the park forever.
Bu kutsal birleşmeye karşı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
If there is anyone here that would oppose this holy union, speak now or forever hold your peace.
Tüneller sonsuza dek sürüyor.
Those tunnels go on forever.
Sonsuza Dek Dostum demek, BO.
That's Bear Friend Forever, FYI.
O panik odasını tek başıma inşa edip sonsuza dek kış uykusuna yatacağım.
I'm building that panic room by myself and hibernating forever.
Sevgili arkadaşlarımın vahşice bağırsaklarını deşmemek için bu dev ormanda tek başıma, sonsuza dek amaçsızca dolaşmaya mahkumum!
In order to not viciously eviscerate my beloved friends... I am destined to wander aimlessly these vast woods alone, forever!
Sonra herkes sonsuza dek mutlu yaşadı.
And everybody lived happily ever after.
Sonra herkes gerçekten sonsuza dek mutlu yaşadı, Bay Weenie dahil.
So, everybody did live happily ever after, including Mr. Weenie.
Ama bu aşamayı geçtiğinizde sonsuza dek yaşamayacağınızı anlarsınız...
As you get past that, and you realize that you don't live forever...
Ama benim gibi 56'lık bir gençseniz "Sonsuza dek yaşayamam." dersiniz.
But when you're my young age of 56, you're like, "Dang, you don't."
Ve o anda onlarda yakaladığın gerçekliği sonsuza dek saklarsın.
And you've captured the truth of them in that moment, and that you can keep forever.
Sonsuza dek kaçamazsın.
You can't run forever, okay?
- Sonsuza dek onunla takılı kalıyorsun yani.
- So you're, like, locking yourself in. - Got it.
Eğer başarısız olursak, dünya sonsuza dek yok olacak.
If we fail, Earth is lost forever.
Başından beri böyleydi ve sonsuza dek de böyle olacaktır.
It's been like this since the beginning and probably will be like this forever.
Bu seçimle beraber İskoçya Kraliçesi Mary sonsuza dek senin için tehdit olacak.
With this choice, you will ensure that Mary, Queen of Scots, will forever threaten you.
Sana yaptığımız aşının etkisi sonsuza dek sürmeyecek.
That shot we gave you, it's not gonna last forever.
Bunlar sayesinde sonsuza dek yaşayacağım.
I'm gonna live forever with this stuff.
Sonsuza dek yaşayabilirsin.
You might live forever.
Sonsuza dek yaşamak isterdiniz değil mi, Dr. Kucera?
You'd like to live forever, wouldn't you, dr. Kucera?
Seni sonsuza dek koruyacağım, güven bana.
I will protect you forever, so just trust me.
Calyx'in sonsuza dek açılmasını engelleyecek türden mühürler var ama.
But there are powerful seals in place to prevent them from ever opening the Calyx.
Ama Roscoe seni yine sarhoş görürse senden sonsuza dek nefret eder.
But I'd really hate for Roscoe to ever see his mom drunk again.
Dinle Dipper, eğer yarığı sonsuza dek mühürleyeceksek, dünyada ki herhangi birşeyden daha güçlü bir yapıştırıcı kullanmalıyız.
Listen, Dipper, in order to seal the rift for good, it's going to take an adhesive stronger than anything on earth. Something...
Sonsuza dek gitmiyorum, tamam mı?
I won't be gone forever, okay?
Bu kapı sonsuza dek dayanmaz.
This door can't hold out forever.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]